Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “Ünal Aysal, gerçekten uzaylı. Türkiye’nin gerçeklerini bilmiyor. Başka bir evrenden gelmiş gibi davranıyor. Kendine bağlı, eleştirmeyen ve onların borazanı olacak bir medya ve yönetim olsun istiyor. Biz o grupta değiliz elbet.”

        * Takım şampiyon olmuş taraftar mutlu, camia mutlu ve daha yönetimin görev süresinin bitmesine bir yıl var. Başkan Ünal Aysal sizce neden böyle bir karar aldı?

        - Bazılarına rahat batar. Galatasaray’da da bu durum var. Daha önce de oldu. UEFA’yı almışız, 4 yıl üst üste şampiyon olmuşuz, en büyük rakiple arayı kapanmayacak denilen bir biçimde açmışız, Süper Kupa gelmiş. G.Saray ne yaptı? Başkan Faruk Süren’i devirdi. Adam mecburen seçime gitti ve aday bile olmadı. O zamandan bu yana G.Saray ancak toparlandı ve şimdi yine işler iyi gidiyor gibi görünürken, F.Bahçe ile ara açılırken yine bir olağanüstü kongre kararı... Yine seçim ve ortalıkta dolaşan bir sürü abuk sabuk iddia, abuk sabuk isim... Aslında rahatsızlık zaten biliniyordu. Futbol takımının ve genelde kulübün yükünü taşıyan iki isim Ali Dürüst ve Abdurrahim Albayrak rahatsızdı. Yönetimde bir iş yapanlar, bir de kulis yapanlar grubu vardı. Ali ile Abdurrahim bunun önüne geçilmesini ve yönetimin yeniden şekillenmesini söyleyip duruyorlardı zaten. Başkan da beklenen bu kararı aldı. Ama gördüğüm kadarıyla iş yapanları yönetimden çıkarıyor, kulis yapanları tutuyor.

        ‘BABASININ ÇİFTLİĞİ GİBİ YÖNETMEK İSTİYOR’

        * Yönetim kurulunun son toplantısında ortak görüş; Ünal Aysal’ın kongre kararını zaten aldığı ve yaşananların formalite olduğu şeklinde. Şu anda yorum Ünal Aysal’ın kulübü tamamen ele geçirdiği ve kesinlikle yönetimde muhalefet istemediği yönünde. Siz aynı görüşü paylaşıyor musunuz?

        - Bu da bilinen bir şeydi. Aysal, özellikle de Sedat Doğan’ın etkisiyle bu kararı aldı. Sedat sevdiğim bir kardeşimdir. Eşimin G.Saray’dan sınıf arkadaşıdır. Fakat bu kulübe sportif olarak bir şey verecek durumda değildir. Ama Aysal, nedense onun etkisinde kaldı. Adnan Öztürk de bir başka çıban başıydı bu konuda. Ünal Aysal, kendini güçlü gördü. Rakipsiz bir ortamda diktatoryal bir yönetim kurmak, G.Saray’ı babasının çiftliği gibi yönetmek istiyor. Yönetimden gidecek isimlere baktığım zaman şunu görüyorum. G.Saray’ın ananesini bilen, kulübün yapısını bilen, camia ile kulüp arasında köprü olan Ali Dürüst ve futbol takımının hamallığını yapan Abdurrahim gibi isimlerle ayrılıyor. Kulübü profesyonellerle yönetecekmiş... Şimdi bunun saçma olduğunu söylesem, ‘Kurumsallaşmaya karşı mısın?’ diyecekler. G.Saray zaten kurumdur. Kurumsallaşmaya ihtiyacı yoktur. Kurumu bir daha kurum mu yapacak Ünal Aysal? Galiba Aziz Yıldırım’ı örnek aldı. Koskoca G.Saray’ı malı zannetmeye başladı.

        ‘GALATASARAY ÜZERİNDEN PARA KAZANMADIM’

        * Aysal ve ekibinin medya ilişkileri de farklı. Aynı F.Bahçe’de olduğu gibi kendi medyasını yaratmak istiyor. Bu konuda düşünceleriniz nelerdir? Yani “ Ya bendensin ya da bertaraf olursun” demek istiyorlar.

        - Aysal, gerçekten uzaylı. Türkiye’nin gerçeklerini bilmiyor. Başka bir evrenden gelmiş gibi davranıyor. Medyada G.Saray, tarihte ilk kez güçlü. Ama Aysal kendine bağlı, eleştirmeyen ve onların borazanı olacak bir medya ve yönetim olsun istiyor. Biz o grupta değiliz elbet. Benden nefret ediyor. Biliyorum. Çünkü doğruları söylüyorum. Bana kızgınlığı da çok umurumda değil. Ben onun gibi G.Saray üzerinden para kazanmadım. Gerçi bunu her yerde söyleyen ve Aysal’ı kulüpten büyük kazanç sağlamakla itham edip eleştiren Mehmet Helvacı’yı yönetimine alacakmış ama....

        Tökezlerse Terim’e de tekmeyi vurur

        * Sizce Ünal Aysal, Fatih Terim’in hep arkasında olur mu? Yoksa çoğunun dediği gibi bir gün sıra hocaya da gelecek mi? Bunu göze alabilir mi? Hoca, Dürüst ve Albayrak olmadan nasıl çalışır?

        - Ünal Aysal kimsenin arkasında olmaz. Bunu bir eleştiri olarak söylemiyorum. Başarılı yöneticiler, başarılı yöneticilerin arkasında olanlardır. Terim başarılı olduğu sürece Aysal ondan faydalanır. Tökezlediğinde Aysal da tekmeyi vurur. Aysal’ın kötü yöneticiliğinin göstergesi Ali ve Abdurrahim gibi iki önemli ve başarılı ismi harcamasında. Asıl onların arkasında olmalıydı Aysal.

        * Terim 2 yıldır zaten huzurlu değildi. Ama bir şekilde sıkıntıları bir kenarda tuttu ve işine baktı. Hal böyleyken Terim’in geleceğini nasıl görüyorsunuz?

        - Terim’le ilgili hiçbir şey söyleyemem. Ne yapacağı belli olmaz. Büyük ihtimalle kalır. Terim’i idare etmek artık zor. 1996-00 arasındaki havaya girmiştir yine. Bulutların üzerindedir. Hakkı da vardır. Terim’in, Albayrak’tan rahatsız olduğu söyleniyordu. Ama Dürüst’le uyumludur. Terim de, Ali gibi G.Saray’ı iyi bilir, tanır. Giderse G.Saray ciddi sıkıntıya girer. Şimdi Terim’i profesyonel yöneticiye bağlayacağız falan derlerse, hır gür çıkar. Terim, G.Saray’ın seçilmiş yöneticilerine her zaman saygılıdır ama üzerine gelecek bir profesyonele saygı duymaz. Takmaz. Sallamaz. Ve bence artık o da bu işe profesyonel bakar. “Mourinho’ya 15 milyon Euro önermişsiniz. O zaman ben de 5 istiyorum artık” derse, kimse şaşmasın.

        DÜRÜST İSTESE ÖYLE BİR DOKUNUR Kİ!

        * Bir diğer sonuç da başkanın; Ali Dürüst ve Abdurrahim Albayrak’ı yönetimde açıkça istemediği şeklinde. Bu iki yönetici, Fatih Terim ile yönetim arasında yastık görevi yapıyordu. Şimdi ne olacak? Terim sizce ne yapacak? Yeni yönetim ne yapmalı?

        - Yeni yönetim için ortada dolaşan isimlere bakınca ürküyorum. Elbette Ali ve Abdurrahim olmayabilir. Ama onlar ayarında adamlar olmalı. Havalı civalı çocuklarla bu iş olmaz. UltrAslan temsilcisi yönetime girecekmiş. Komik. Başka isimler dolaşıyor. Onlar da komik. En azından Hakan Üstünberk gibi bir isim yeni yönetime alınmalı. İşi gücü iyi. Kulüpte çok iyi işler yaptı. Kimlikli, dirayetli bir isim. Basketbol şubesini yeniden yarattı. Sevilen bir G.Saraylı. Geleceğin başkanı. Ali Dürüst’ten oluşacak boşluğu Hakan Üstünberk doldurabilir. Ortalıkta gezen abuk sabuk isimler değil.

        * Sizce Ünal Aysal 2 yıl üst üste gelen şampiyonluk, Drogba ve Sneijder transferleriyle dokunulmaz olduğunu düşünüyor olabilir mi?

        - Tabii ki düşünüyor. Aslında Ali Dürüst istese öyle bir dokunur ki Aysal’ın feleği şaşar. Ama Ali efendi adamdır. Saygılı bir G.Saraylı’dır. Yapmaz. Ali Dürüst başkan adayı olsa, alır götürür.

        GALATASARAY ZATEN KURUM

        * Kurumsallaşmanın sancıları büyük. Profesyoneller iş başına geliyor. Ama çoğunun işinin ehli olmadığı, futboldan uzak olduğu biliniyor. Bir sürü aksaklık var. Yetki sorunu var. Ne yapılmalı?

        - G.Saray zaten kurumdur. Türkiye’nin en köklü kurumudur. 532 senelik bir kurumu, ‘Kurumsallaştıracağım’ demek, abesle iştigaldir. Aysal, G.Saray’ı kurumsallaştıramaz. Aksine kurumsal kimliğine zarar verir. Borsa oyunları ile G.Saray yatırımcısını mağdur ederek, G.Saray’ın güvenilirliğini sarsarak mı G.Saray’ı kurum yapacak? Ünal Aysal, kendi şirketlerini bu yolla yönetebilir. Bir zamanların başbakanlarının yeğenleriyle işler kurarak Türkiye Cumhuriyeti’ni kazıklayabilir. Ama bunu G.Saray’da yapmaya hakkı yok. Aysal, kulübe kendi getirdiği ve sözde kurumsallaşma adına yüzbinlerce lira maaş verdiği profesyonellerle bile uyumlu çalışamadı. Yönetimiyle bu profesyonelleri birlikte kullanamadı. O mu kurum yapacak G.Saray’ı? Yapılacak şey çok ama yapacak adam yok. Ali Dürüst, “Bu kurumsallaşma şekli bize uymadı ama bu kurumsallaşma şekli de G.Saray’a uymadı” dedi. Aynı görüşteyim. G.Saray’da olmaz. Burası ÜNİT holding değil, GALATASARAY. Buranın gelenekleri vardır, kendisi kurumdur zaten. G.Saray’ı kurumsallaştırmak, yüzüne botoks yaptırmaya benzemez.

        SEVGİ FALAN ÇIKMAZ

        * Son toplantıda üyeler yönetimde sevgisizliğin üst düzeyde olduğunu söylemiş. Eğer durum böyleyse, seçimde yarar olabilir mi? Yeni yönetimde sevgi tekrar ortaya çıkabilir mi?

        - Evet sevgisizlik dışardan da görünüyor. Bölünmüş bir yönetim, iş yapanlar ve kulis yapanlar dediğim... Bir de mektepçiliği hortlatmak isteyenler var ki bunlar daha çok kulis yapanlar grubunda. Onları yönlendirenleri de biliyoruz. Bu anlayışla sevgi falan çıkmaz. G.Saray’da sevgi ortamının olduğu son yönetim, ki Halil Özer bunun canlı tanığıdır, Mehmet Cansun yönetimiydi. Sonra nur içinde yatsın Özhan Ağabeyimiz sevgisizliği getirdi. Hala sürüyor.

        GALATASARAY ÇOK ÖNDE

        * G.Saray her sene F.Bahçe ile yarışıyor. Hem sahada hem masa başında. Bu yarışta yönetimlerin rolü ne?

        - Bu fikre katılmam. G.Saray, F.Bahçe ile yarışmıyor. F.Bahçe, G.Saray’la yarışıyor. G.Saray çok çok önde. Mesela bizim UEFA kupamızla yıllarca dalga geçtiler. Önemsizmiş gibi göstermeye kalkıştılar. Aynı kupada, üstelik de çok kolay rakiplere karşı yarı finale çıktılar, sevinçten çıldıracaklardı. G.Saray bir dünya kulübü. Avrupa’nın en büyüklerinden biri. Rakipleri ona yetişmeye çalışıyor. G.Saray da onların ekmeğine yağ sürüyor. Ne zaman arkadakilerle fark açılıyor, G.Saray farkı azaltsınlar diye yavaşlıyor.

        BAŞBAKAN’IN EMEĞİ BÜYÜK

        * Ünal Aysal, neden Abdurrahim Albayrak’tan yararlanamadı. Neden ona karşılar?

        - Albayrak’ın Başbakan ve siyasetçilerle arasının iyi olması kulüp yöneticiliği için meziyet değil. Zaten Albayrak’ın kulüpteki meziyeti de bu değil. Başbakan Erdoğan da böyle şeylere iyi gözle bakmaz. Erdoğan, G.Saray’a çok destek verdi Özhan Başkan döneminden beri. Stadımızın yapılmasında Başbakan’ın emeği büyük. Biz, Ali Sami Yen’i verdik; o da bizim stadı yaptırdı. Sonuçta devlet kazandı ama G.Saray da kazandı. Başbakan Erdoğan bunu görüp yapacak cesaretteki tek adamdı siyasette. Bir de yolları yaptırsalar çok iyi olacak, o da ayrı.

        F.BAHÇE SAĞOLSUN!

        * G.Saray seçim kararı aldığı gece Alper’i kaybetti. Refleks gösteremediler. Bu işleri sadece profesyoneller yürütebilir mi?

        - Allah biliyor ya, Alper Potuk’un G.Saray’a gelmemesine üzülmedim. İyi futbolcu ama o kadar para etmezdi. Karakterinde sorunlar olmalı ki, “G.Saray’a gelmek istiyorum” deyip, sonra “F.Bahçe’ye gitmek istiyorum” diyor. G.Saray’a gelip 2. bir Emre vakası olsa, ki asla o yetenekte değil, d aha mı iyi olurdu? Yerli futbolcularımız hakettiklerinden çok paralar alıyorlar. Alper kim ki, 15 milyon Euro bonservis ve yılda 3 milyon Euro para alacak? Melo’nun yarısı eder mi sizce? Bence gelmemesi gerçekten iyi oldu. F.Bahçe sağolsun G.Saray’ı bu büyük hatadan kurtardı.

        ÇOCUK OYUNCAĞINA ÇEVİRMEK İSTİYOR

        * Yeni yönetim için bir çok isim ortada dönüyor. Örneğin Oğuz Altay, Saffet Ulusoy ve Haldun Üstünel gibi. Yani tecrübe çok düşecek. Bu etkiler mi, sıkıntı yaratır mı?

        - Çocuk oyuncağına çevrilmek isteniyor galiba. Sonuçlarını görürler. Ali olmasaydı, geçen 2 yılda neler olurdu; başkan farkında değil. İsimlere bakıyorum ve gülüyorum. Haldun iyi bir G.Saraylı. Elinden geleni yapar. Yeter mi? Yetmez. Saffet’i küçüklüğünden beri tanırız. Severiz. Tecrübe? Yok. Babası yardım eder. Oğuz Altay’ı hiç tanımıyorum. Murat Akdilek’in de adı geçiyor. Gelen bilgi, teklife pek sıcak bakmadığı yönünde. Ama belli olmaz. G.Saray’da yöneticilik koltuğu iyidir. Gazetelerde tebessüm ederken fotoğraflarınız çıkar. Meşhur olursunuz. Toplantılara gitmeniz bile şart değil. O yüzden herkes kabul edebilir.

        GELENEKLERE GÖRE 1 YIL

        * Yeni seçilecek yönetim süresi de tartışılıyor. Size göre 3 yıllığına mı seçilecekler, 1 yıllığına mı?

        - Eski tüzükte çok açık biçimde kalan süreyi tamamlayacağı belirtiliyordu. Yani yönetimin kalan süresi 1 yıl ise yönetim 1 yıllığına seçilirdi. Örneği benim 2. başkanlık yaptığım 2001’de var. Yeni tüzükte açıklık yok. Açıklık olmayınca başvurulacak yer geleneklerdir. Gelenek açık. Kalan süre tamamlanır. 1 yıllığına seçilmeliler. Aski ayıptır. Çirkin bir alışkanlığın başlamasına neden olur. Şampiyon olan başkan güçlüyken seçime gider, bir 3 yıl daha kazanır. Bunlar G.Saray metodları değildir. Aziz Yıldırım tarzıdır.

        HADLERİNİ BİLDİRMEDİ

        * Son gelişmelerde en çok konuşulan isim Sedat Doğan. Sizce Sedat Doğan bu seçim kararında etkili olabilir mi?

        - Sedat’ın yaptığı muzırlıkları biliyorum. Seçim kararında o etkili değildir. Ali ve Abdurrahim değişiklik istiyordu. Sedat’ın etkisi Ali ve Abdurrahim’in, Aysal tarafından taca çıkarılmasında olmuştur. Dürüst’ün en büyük hatası, yumuşak kişiliği. Bazılarına hadlerini bildirmeliydi. Kibarlığından yapmadı. Sedat, “Ünal Amca” dediği Aysal’ın yeni isimler belirlemesinde etkili olmuştur. Millet, Sedat’ın babasına, sevgili İzzettin Doğan’a saygısından, Sedat’ı kırmıyordu.

        Diğer Yazılar