Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Peynir üretmek önemli bir kültür, ciddi bir gelenektir.

        Kimi mağaralarda küflendirilir, kimi özel odalarda yıllandırılır, kimi taze yenir kimi eskiyince.

        Fransızlar akla gelir peynir deyince, bir de İsviçreliler genelde. Ama her ülkenin iyi ve güzel peynirleri vardır. Bizim Türkiye’nin peynirleri de fena değildir. Ama bir standardı yoktur. Bırakın aynı, bölgenin, aynı şehrin peynir çeşitlerinde standart bir lezzeti, aynı üreticinin bile standart lezzetine rastlarsanız şanslı sayılırsınız. Bu yüzen evrenselleşememiştir Türk peynirleri. Merak etmeyin, peynir ahkamı kesme, peynir dersi verme niyetinde değilim. Girizgâh yapıyorum sadece. Diyeceğim o ki, her ne kadar peynir Fransızları ve İsviçrelileri hatırlatsa da, dünyada en yaygın olarak tüketilen peynir İtalyanlara aittir. İtalyanların parmesanla birlikte en çok bilinen iki peynirinden biri olan mozarella’dır tüketim rekortmeni.

        Çünkü pizza evrensel bir yemek haline gelmiştir ve mozarella’sız pizza pek olmaz. Ancak pizzalarda yaygın olan “Sanayi tipi” mozarella ile size şimdi tavsiye edeceğim “Taze mozarella” arasında bir fark değil, bir uçurum vardır.

        Ve taze mozarella şahane bir peynirdir.

        Yapımı çok basit ama iyisinin, lezzetlisinin yapımı çok ama çok zordur.

        Taze olarak, bir bilemediniz iki gün içinde tüketilmesi gerektiği için de, iyisinin olduğu yerden getirip, pazara sunmak imkân dahilinde değildir.

        Sırf bu nedenle, ben de çok sevdiğim bu peyniri evde kendim yapmaya kalkışmış, Kemerburgaz’da manda ahırlarından aldığım sütlerle yaptığım mozarella üretim girişimleri genelde çöp tenekesinde sonuçlanmıştı. Etaly isimli İtalyan zinciri ehveni şer sayılabilecek taze mozarella’lar üretmeyi başardı ama o da “Eh işte” noktasındaydı.

        Ta ki, Niyazi Yelencioğlu ve Ömer Aral, bu işi “Hobi” olarak kafaya takıncaya kadar. Mandalarıyla ve mandacılığa uygun iklimiyle ünlü Kandıra’da bir çiftlik kurdular. Baktılar ki, yerli mandaların sütüyle iyi mozarella olmuyor, İtalya’dan 200 manda getirdiler. Onunla yetinmediler, mandaların İtalya’da yediği otları kendi arazilerinde yetiştirerek mandaları “İtalyan tipi” beslenmeye geçirdiler.

        Tüm üretim makinelerini İtalya’dan getirttiler.

        Onunla da yetinmediler peynir ustalarını da İtalya’nın en iyi mandıralarından topladılar.

        En sonunda üretime geçtiler ama satışa geçmediler. Aylarca ürettikleri peynirleri sadece damak zevkine güvendikleri dostlarıyla paylaştılar.

        Daha iyiye, daha iyiye doğru aylar süren bir arayışa girdiler ve neredeyse 1 yıllık üretim sonunda “Artık bu ürünü pazara verebiliriz” dediler. Buffa markasıyla pazarlamaya başladılar.

        İyi şarküterilerde güçlükle de olsa bulunabiliyor.

        Bana göre Türkiye’nin değil, İtalya’nın bile en iyi taze mozeralla’ları arasına girebilecek kalitede bir mozarella Buffa.

        Mozarella’da gerçekten büyük bir başarıya ulaştıktan sonra şimdi manda sütünden yapılan diğer İtalyan peynirlerini de üretmeye başladılar. Mozarella türevi diyebileceğimiz burrata’yı mesela. Bizim lor peynirinin bir benzeri olan ricotta’yı da bir süre önce pazara verdiler. Hayatımda yediğim en iyi ricotta olduğunu hiç abartmadan söyleyebilirim. Bu arada Buffa markasıyla manda yoğurdu ve manda kaymağı da yapıyorlar. Özellikle yoğurdu da tavsiye ederim. Tabii bulabilirseniz.

        YARIŞ HİSSİ YARATACAK ŞAHANE BİR OYUNCAK VRX MACH 4 RACİNG SİMULATOR

        Otomobil yarışı ve sürate meraklıysanız ama canınız tatlı ise ve risk almak istemiyorsanız, size tam yarış hissi yaratacak şahane bir oyuncak tavsiyem var. VRX Mach 4 Racing Simulator.

        Yüksek çözünürlüğe sahip 3 ekran ve 4 adet Microsotf Xbox’ın temelini oluşturduğu sistemde hemen hemen Formula 1 otomobillerinin direksiyonlarının hassasiyetine sahip bir direksiyon, Formula 1’lerinkinden biraz daha konforlu bir yarış koltuğu, otomobillerle aynı hassasiyete sahip gaz ve fren pedalları ve vites kolu var. Koltuğun altındaki bir elektrikli sistem yoldaki sarsıntıları da aynı bir otomobil gibi sürücü koltuğuna aktarıyor ve savrulmaları poponuzla hissedebiliyorsunuz. Ekranların altında 4 adet Honeywell pervane, siz süratlendikçe artan bir rüzgârı yüzünüze üfleyerek Formula 1 otomobili rüzgârı yaratıyor. Koltuğa monte edilmiş iki hoparlörden ise aynen Formula otomobillerindeki gibi arkanızdaki motorun sesini duyabiliyorsunuz.

        Bu güzel oyuncağın fiyatı ise ortalama bir aile otomobiline yakın.

        Diğer Yazılar