Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Havayolu seyahati bu kadar kolay, yaygın ve ucuz değilken; otelcilik bugünkü kadar standartlaşmamış, yayılmamış, makul fiyatlı ve her açıdan güvenilir hale gelmemişken tatil ve turizm anlayışı da farklıydı.

        Geçtiğimiz yüzyılın ilk ve hatta ikinci yarısının önemli bir bölümünde tatil amaçlı seyahatin en önemli aracı hiç kuşkusuz otomobildi. (Michelin Guide otomobilli tatilcilere nerede iyi yemek yiyebileceklerini göstermek için yayınlanmaya başlamıştır.)

        Tatile otomobille çıkılırdı. Ailece otomobile doluşulur, bavullar bagaja ve hatta otomobilin tavanına yerleştirilen portbagaja yüklenir, 10-15 günlük turlar yapılırdı.

        Benim çocukluğumda dahi yurtdışı tatillere bile hâlâ otomobille ailece gidilirdi.

        Bu tür otomobilli turistik gezilere iyiden iyiye düşkün olanlar, otomobillerinin arkasına bir de karavan bağlayarak her yeri otel haline getirmeyi severlerdi.

        Yolların bu kadar kalabalık olmadığı o dönemlerde karavan sayesinde beğendiğiniz her nokta, manzarasına vurulduğunuz her doğa parçası, konaklamaktan hoşlanacağınız her cennet köşe bir anda otel haline gelirdi.

        Ve geçtiğimiz yüzyılın en güzel karavanı hiç kuşkusuz Amerikan yapımı Airstream’lerdi.

        Bugün benim için bir arzu nesnesi olan bu karavanlardan, bir tane alabilmek için yıllardır aranır dururum. Ancak ben kafama göre bir tanesini bulamadıkça, fiyatları da giderek yükseldi ve artık ulaşılmaz bir hayal haline geldi.

        Hadi size bugün bu Airstream’lerin hikâyesini anlatayım.

        Şirketin kurucusu arka bahçesinde karavan imalatı yapan bir avukat olan Wally Byam’dı.

        Kendi karavanını kendi imal etmek isteyenler için de bir dergi çıkaran Byam’dan yardım istemek için Hawley Bowlus kapısını çaldı. O da karavan imal ediyordu ancak pazarlama için desteğe ihtiyacı vardı.

        Byam, Bowlus’a dergisi aracılığı ile yardımcı oldu ama şirket batmak üzereydi.

        Bunun üzerine 1920’lerin sonunda bir yerde Byam şirketi satın aldı.

        Ve ilk Airstream karavan Bowlus’un ölümsüz dizaynıyla 1936 yılında yollara çıktı.

        Çok ilginç bir dizaynı vardı.

        Bowlus o sıralarda dünyanın gündeminde olan okyanus aşırı ilk uçuşu gerçekleştiren Charles Lindbergh’in uçağı Spirit of St. Louis’in dizaynını örnek almış ve ona benzeyen bir karavan çizmişti.

        Karavanın imal edildiği malzeme ise parlatılmış alüminyumdu ve o güne kadar hiç kimse bu materyali kullanarak bir karavan yapmamıştı.

        Yuvarlatılmış hatlarıyla Airstream bir uçak gibiydi ve aerodinamik şekliyle sürtünmeyi azaltıyor, otomobil tarafından daha rahatça çekiliyor ve diğer karavanlara oranla büyük yakıt tasarrufu sağlıyordu.

        Airstream bu modeline Atlantik aşırı uçuşlar yapmak üzere dizayn edilen ilk deniz uçağının adını verdi: Clipper.

        Clipper, 4 kişiye yatacak yer sağlıyordu. İçinde bir minik mutfakçık ve tuvalet barındırıyor ve o güne kadar imal edilen karavanların aksine, ihtiyaç duyduğu suyu da altındaki deposunda barındırıyordu.

        Güvenilir bir elektrik sistemine de sahipti ve basit bir priz mekanizmasıyla her yerden elektrik alabiliyordu.

        Bin 200 dolarlık fiyat etiketi o gün için oldukça yüksek olsa da ilk yılında 400 adet sattı.

        2. Dünya Savaşı sırasında insanların bu denli lüks bir araca ayıracak parası olmadığı gibi, savaş sanayii yüzünden diğer sektörlere alüminyum verilmeyince Airstream üretime ara vermek zorunda taldı.

        1948 yılında üretim yeniden başladı. Modeller çeşitlendirilmiş, daha büyük, daha da lüks Airstream’ler yapılır olmuştu. Ekonomideki patlama ve gelen büyük zenginlik nedeniyle talepte de patlama vardı.

        Savaş sonrasının rahatlamasıyla seyahate, tatile olan talep de çok büyüktü. Haliyle California’daki küçük tesis yeterli olmaktan çıkmıştı.

        1952’de JacksonOhio’da yeni bir fabrika devreye girdi ama 1979’a kadar California’daki üretim de sürdü.

        NASA, KARANTİNA OLARAK KULLANDI

        Airstream karavan dışında özellikle Ford’dan ve Dodge’dan aldığı şasilerle motorlu evler de imal etmeye başladı.

        Boyu 12 metreye yaklaşan dev karavanlar, 11 metre boyunda büyük motorlu evler her yerdeydi.

        NASA, astronotlarını uçuş öncesi karantinaya almak için Airstream motorlu evleri kullanmaya, Amerikan ordusu Airstream’leri arazide karargâh merkezi yapmaya başlamıştı.

        Bu efsane karavan bugün hâlâ Ohio’daki fabrikada üretilmeye devam ediyor.

        Ama pek çok şey gibi eski güzelliğinden ve eski estetiğinden çok uzakta...

        ‘Deli misin nesin!’

        Meksika’da tarladan bozma bir havaalanında şahane bir Airtstream karavan gördüm. Hangarda duran adama satılık olup olmadığını sordum. “Değil” dedi. “Nereden biliyorsun satılık olmadığını” dedim. “Çünkü benim” dedi. “Madem senin niye iyi bakmadın, yazık değil mi?” dedim. “Deli misin nesin!” dedi.

        Diğer Yazılar