Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İki hafta önce Alfa Romeo’nun Giulia’sını yazdım. Markanın kalite çıtasını bir hatta iki üst seviyeye çıkarma girişiminin önemli bir adımı olan Giulia, özellikle Alman rakipleriyle mücadele etmek için çok farklı motor seçenekleri ile geldi. 150 ve 180 beygirlik 2 litrelik iki dizel motorun yanı sıra 2 litre 280 beygirlik benzinli motorlar bu seçenekler arasında. Alfa Romeo Giulia’nın en tepesinde ise bir canavar var. 2.9 litre motorlu 510 beygir gücünde çok acayip bir şey. Alfa Romeo Giulia’nın bu modeline QV adını vermiş. Markanın tüm modellerindeki en üst seviyeye koyduğu Dört Yapraklı Yonca’dan ötürü bu model aslında bir QuattroFoglio...

        REKLAM

        Gövde temel olarak diğer Giulia’larla aynı ama çok önemli farklar da var. İlk göze çarpan fark ön çamurlukların üzerindeki dört yapraklı yoncalar. Bunlar normal olmayan bir Alfa ile karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Öndeki geniş hava girişlerinin yanı sıra, ön kaputun üzerindeki Aston Martinvari havalandırma ızgaraları da içerdeki canavarın nefes almak için bol havaya ihtiyacı olduğunu gösteriyor. Otomobilin arka tamponun altında kalan bölümü sanki bir Ferrari California... Sağlı sollu çift egzoz çıkışları ve ortadaki difüzör California’ya fazla benziyor. Bunların dışında bagaj kapağının üzerinde de karbon fiber bir minik kanatçık var.

        RAKİBİ ALMANLAR

        Giulia QV’nin kime rakip olduğu konusunda ise benim kafam biraz karışık. Bu işten anlayanlar QV’nin BMW M3 ve Mercedes C63 AMG’ye rakip olduğunu söylüyorlar. Muhtemelen Alfa Romeo da böyle düşünüyor olmalı ki, fiyatlandırmada bu iki rakibi baz alıp, onların altında kalmaya çalışmış. Ben ise tam bu fikirde değilim ne yazık ki! Giulia QV, BMW M3’ten 80 beygir daha güçlü. 40 kg daha hafif. M4 GTS ile benzerliği biraz daha fazla gibi. C63 AMG ile performans kardeşliği daha fazla. C63’le güçleri hemen hemen aynı ama hem son sürat hem de 0-100 km/s verileri C63’ten daha iyi. Giulia QV’nin ağırlık dağılımı tam olarak yüzde 50-50.

        Düğmeye bastığınız anda motor şahane bir hırıltı ile çalışmaya başlıyor. Ses Ferrari’den daha iyi. Biraz Maserati’nin sesini andırıyor ama Maserati’nin sesi daha güzel. Vitese takıp gaza köküne kadar bastığınızda pişman eden olaylar gerçekleşmeye başlıyor. Arabanın arkası hafif bir sağa sola gidiyor ve zıplayarak ileri atılıyor. Motor sesi deliriyor ve devir göstergesi anında 7 bine ulaşıyor. Manuel vites değişimlerinde hafif patinaj sesleri 3’üncü vitese kadar gelmeye devam ediyor. Dinamik sürüş modundan Race moduna almak için duruyorum. Race modunda otomobilin sürücüye destek olan bütün elektronik destekleri kapanıyor. Düz bir yolda gaza tam basarak kalkıyorum. Asıl felaket şimdi. Otomobil yan yan gitmeye başlıyor. 6 bin devir civarı vites değiştirerek ilerliyorum. Her vites değişiminde otomobilin önü hafif savruluyor, arkası kayıyor. 200 km/s sürate kadar inanılmaz bir ivmelenme var. BMW’nin M5’ini kullanırken “Bu ne ya” diyerek hafif tırsmıştım. Bunda bayağı korkuyorum. Yaş 50’yi geçince galiba biraz korku başlıyor ya da kendine güven azalıyor mu ne! Normalde 140’la döndüğüm bir viraja yaklaşıyorum. Hızım 160. Dönüyoruz ama ne dönüş. Bir an boş bırakmaya gelmeyecek bir otomobildeyim belli ki!

        REKLAM

        Çok açık söyleyeyim, Giulia QV korkutucu bir otomobil. Muazzam teknik özellikleri var ama deli işi. Safkan bir spor otomobil ama sedan. Alman rakiplerinden daha heyecan verici. Daha delikanlı. Ama bu delikanlılığın bir bedeli var. Giulia QV sert kullanımda 100 kilometrede yaklaşık 22 litre benzin tüketiyor. Gücün bedeli bu. Ancak bazı defoları var. Mesela çarpışma uyarı sistemi baş belası. Trafikte hızlı giderken şerit değiştirmelerde öndeki araca çarpacağınızı zannederek kendi kendine fren yapıyor. İyilik yapacağına kötülük yapıyor farkında değil. Ancak fabrika bu özellikleri sağlayan yazılımı elden geçirip bu durumu düzeltecekmiş. Bir diğer kusuru içindeki detaylarda Alman rakiplerinin gerisinde kalması. Mercedes C63 AMG’nin içindeki kalite hissi bunda yok. Çok daha basit duruyor. Gerçi bu basitlik sporcu hissini güçlendirmiyor değil ama bu otomobile bu parayı verenler biraz daha iyisini bekleme hakkına sahipler. Bu para demişken parasını da söyleyelim. Giulia QV yaklaşık 770 bin TL fiyata satılıyor.

        Bu BMW M3’ten yaklaşık biraz daha ucuz.

        Mercedes C63S AMG ile performans olarak hemen hemen aynı ve fiyat olarak da çok yakın. Ancak ben Giulia’yı daha çok BMW M5 ve Audi RS6 ile kıyaslamayı düşünüyorum. Çünkü konfor olarak onlara daha yakın gibime geldi. O zaman da fiyatı hayli avantajlı oluyor. Ve bence biraz pazarlık ederseniz fiyatta da biraz indirim olabilir diye umuyorum.

        İÇİ DİĞER GİULİA’LARDAN FARKLI DEĞİL

        ZF otomatik vites 8 ileri. Diresiyondaki kollardan da kumanda edilebiliyor. Giulia QV’nin içi diğer Giulia’lardan pek farklı değil. Koltuklar daha sabit bir oturuş için alkantara kaplanmışlar. Kilometre saatindeki tek fark sürüş seçeneklerini gösteren DNA kumanda butonuna bir de “Race” yani yarış seçeneği eklenmiş olması. Çalıştırma düğmesi direksiyonun üzerine koyulmuş bu kez.

        REKLAM

        FREN DİSKLERİ GİULİA’YA ÖZEL

        19 inçlik koyu renk metalik jantlara takılmış Pirelli P Zero’lar otomobilin performans için hazır olduğunu gösteriyor. Jantların içinde ise Brembo’nun Giulia için ürettiği dev kaliperli soğutmalı disk frenler göze çarpıyor.

        MOTORUNDA FERRARI’NİN RUHU VAR

        Giulia’nın motorunda gerçek bir Ferrari ruhu var. İki markanın aynı grup çatısı altında olmasının ötesinde bir ruh kardeşliği bu. Giulia’nın 6 silindirli 2.9 litrelik motorunun silindir boyutları Ferrari California ile aynı. Tek fark Guilia’da 8 yerine 6 silindir olması. Ancak daha az silindire rağmen, muazzam turbolar sayesinde Giulia, Ferrari California’dan daha güçlü. Motor Ferrari’nin F154 ailesinden aslında. Motor tam tamına 510 beygir güç üretiyor ve 600 nm’lik muazzam bir torku var. Otomobilin şasisi Maserati’lerde son dönemde kullanılan şasileri andırıyor. Hafifletilmiş çelik ve alüminyum karışımı şasi oldukça önemli bir ağırlık avantajı sağlıyor. Otomobilin alt ve üst yapısında bolca karbon fiber de yer alıyor. Tüm bunlarla birlikte 4 kapılı bir sedan olan Giulia 0’dan 100 km/s sürate 3.9 saniye gibi üst düzey spor otomobillerin bile her zaman ulaşamadağı bir çabuklukla ulaşıyor.

        Diğer Yazılar