Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        HABERTÜRK’ün her ay düzenli olarak yaptırdığı siyasi eğilimler anketinin ağustos ayı içinde yapılanı da önüme geldi.

        Bu ay anket geniş değil. Sadece siyasi parti tercihi ve referandum sorusu sorduk.

        Referanduma sayılı gün kaldığından “manipülatif” olarak algılanmaması için anketin referandumla ilgili sonucunu yayınlamama kararı aldık.

        Ancak şu kadarını söyleyeyim, sonuçta “Evet”lerle “Hayır”lar arasında büyük bir uçurum yok.

        Bir taraftan iki puanı alıp öbür tarafa koyarsanız sonuç değişiyor.

        Üstelik de ağustos ayının son haftası içinde yapıldığı için son 12 günün performansını içermiyor.

        Yine de anket içinde anlamlı bulduğum bölümler var.

        Onları izninizle paylaşmak istiyorum.

        BATI-ORTA-DOĞU FARKLARI

        Sakarya, Eskişehir, Afyon, Isparta ve Antalya hattının batısında “Hayır”lar önde.

        Bu bölgede “Hayır” diyenlerin oranı yüzde 53.7, “Evet” diyenlerin oranı ise yüzde 46.3. Bu bölgeler aynı zamanda seçmen sayısının da en yüksek olduğu yerler.

        Ordu, Sivas, Kahramanmaraş, Osmaniye, Hatay’la doğu sınırını çizebileceğimiz Orta Türkiye’de ise “Evet”ler öne geçiyor.

        Bu bölgede “Evet” diyenlerin oranı yüzde 52.2, “Hayır” diyenlerin oranı ise yüzde 47.8.

        Bu hattın doğusunda kalan Doğu Türkiye diyebileceğimiz bölgede ise “Evet”ler ezici bir üstünlük sağlıyor.

        Burada oy kullanacak yurttaşlarımızın yüzde 71’i “Evet”, yüzde 29’u ise “Hayır” diyor.

        7 BÖLGEDE TERCİHLER

        Türkiye’yi klasik 7 coğrafi bölgeye ayırdığımız zaman da Marmara Bölgesi’nde “Evet”ler yüzde 50.1, “Hayır”lar ise yüzde 49.9.

        Ege’de “Hayır”lar yüzde 59.2, “Evet”ler yüzde 40.8 oranında.

        Akdeniz Bölgesi’nde “Hayır” diyenlerin oranı yüzde 59.1, “Evet” diyenlerin oranı ise yüzde 40.9.

        “Hayır”ların üstünlüğü burada sona eriyor.

        Karadeniz’de yüzde 52.4 “Evet” çıkarken, “Hayır”lar yüzde 47.6’da kalıyor.

        İç Anadolu’da “Evet”lerin oranı yüzde 56.6’ya yükseliyor, “Hayır”ların oranı yüzde 43.4’e düşüyor.

        Doğu’da ise fark iyice açılıyor. Doğu Anadolu’da “Evet” diyenler yüzde 71.5, “Hayır” diyenler yüzde 28.5.

        Güneydoğu- ’da ise “Evet”ler yüzde 76.8, “Hayır”lar yüzde 23.2 oranında.

        BÜYÜK KENTLERDE DURUM

        Türkiye’nin büyük kentlerinde çok farklı tablolar var.

        İstanbul’da “Evet”ler yüzde 52.1 “Hayır”lar yüzde 47.9.

        Ankara’da “Evet”ler yüzde 59.3, “Hayır”lar yüzde 40.7.

        İzmir’de “Hayır”lar yüzde 72.6, “Evet”ler yüzde 27.4.

        Bursa’da “Evet”ler yüzde 56.9, “Hayır”lar yüzde 43.1.

        Adana’da “Hayır”lar yüzde 66.9, “Evet”ler yüzde 33.1.

        Antalya’da “Hayır”lar yüzde 65.6, “Evet”ler yüzde 34.4.

        Konya’da “Evet”ler yüzde 61.3, “Hayır”lar yüzde 38.7.

        Diyarbakır’da “Evet”ler yüzde 84.3, “Hayır”lar yüzde 15.7.

        EĞİTİMLİLER “HAYIR”CI

        En ilginç tablolardan biri bu. Eğitim düzeyi arttıkça “Hayır” oyları öne geçiyor.

        Üniversite mezunlarının yüzde 41.7’si “Evet”, yüzde 58.3’ü “Hayır” diyor.

        Yüksekokul mezunlarında da durum aynı. Onların da yüzde 41.4’ü “Evet”, yüzde 58.6’sı “Hayır” diyor.

        Lise mezunlarında “Evet”lerin oranı yüzde 47.9, “Hayır”ların oranı yüzde 52.1.

        Ortaokul ya da ilköğretim mezunlarında “Evet”ler yüzde 47.9, “Hayır”lar yüzde 52.1 oranında.

        İlkokul mezunlarında “Evet”ler yüzde 62, “Hayır”lar yüzde 38.

        Herhangi bir eğitim almamış olanlarda ise “Evet”ler yüzde 65.1, “Hayır”lar yüzde 34.9 oranında.

        EN BÜYÜK FİRE MHP’DE

        Partiler kendilerine oy veren seçmenlerden referandum konusunda fire veriyorlar.

        Oyunu AK Parti’ye vereceğini söyleyen seçmenlerin yüzde 8.9’u referandumda “Hayır” diyeceğini belirtiyor.

        Oyunu CHP’ye vereceğini söyleyen seçmenlerden yüzde 6.1’i de partisinin aksine referandumda “Evet” oyu kullanacağını belirtiyor.

        En büyük fire ise MHP’de. Milliyetçi Hareket Partisi’ne oy vereceğini söyleyen seçmenlerin yüzde 22.7’si referandumda “Evet” oyu vereceğini açıklıyor.

        MİTİNGLER ETKİLİ

        Seçmenlerin yüzde 6.9’u, bir siyasi partinin düzenlediği mitinge katılmış. Mitinglere katılan seçmenlerin oyları “Evet” ve “Hayır” arasında hemen hemen dengeli dağılmış. Mitinge katılanlar arasında yok denecek kadar az bir farkla “Hayır” diyenler önde.

        Buna karşın seçim kampanyalarını televizyondan izleyen seçmenler arasında “Evet” diyenler, 6 puan kadar önde.

        Bu da Başbakan Erdoğan’ın televizyonu daha etkin kullandığını ya da televizyonlarda daha fazla yer aldığını gösteriyor.

        Ankete katılanların yüzde 68.2’si ise kendi tercihlerinden bağımsız olarak “Evet” sonucunun çıkacağını düşünüyor.

        BENCE

        Bu anketten çıkan sonucu referandumun ertesi günü yayınlayacağız ve Konsensus’un

        doğruya ne kadar yaklaştığını göreceğiz.

        Ancak ben kendi adıma son 12 günün çok önemli olduğunu düşünüyorum.

        Sonuç birbirine o kadar yakın ki, her an değişebileceği gibi burada ne kazanan “tam anlamıyla” kazanmış olacak, ne kaybeden tam anlamıyla “kaybetmiş” sayılacak.

        Eğer sonuç ankette göründüğü gibi bu kadar yakın çıkarsa Türkiye pek yakında yeniden bir Anayasa hazırlamak zorunda kalacak diye düşünüyorum.

        Rahibe ne demek?

        “RAHİBE”nin kelime anlamı çok basit: “Kadın rahip.”

        Genişletmek mümkün.

        “Kendini Tanrı yoluna ve insanlığa hizmete adamış, bunun için cinselliğinden vazgeçmiş kadın” da denilebilir.

        Sonuç olarak hiçbir negatif anlamı olmayan “dinsel” bir kelime.

        Ancak sürüp giden tartışmaya bakarsanız sanki “rahibe” demek inanılmaz negatif bir anlam içeriyor. Türkiye’nin anamuhalefet partisine mensup bir “h...r” kendinden olmadığını düşündüğü insanlara “rahibe” diyerek onları aşağıladığını zannediyor, en az onun kadar vahim olmak üzere, iktidar partisi de “Siz bizim kızlarımıza nasıl rahibe dersiniz” diye kıyamet koparıyor.

        Diğer taraf da dönüyor, “Özür dileriz. Biz demedik. O demiş” diyor.

        Ve Türkiye bu mantıksız, bu rezil tartışmayı izliyor.

        Bir dinin hizmetkârlarına neredeyse “f...şe” muamelesi yapılıyor.

        Acaba bu ülkede egemen dinin bir mensubuna bir Batı ülkesinde böyle bir anlam yüklense ne düşünürdük

        Hazine bonosu bile daha değerli

        KONSER öncesi arkadaşlarım sordu, konser sonrası okurlar soruyor.

        “U2 konserine gittin mi, ne düşünüyorsun?” diye.

        Gitmedim.

        Gitmeyi de düşünmedim.

        Çünkü aylar önce de yazdığım gibi, U2’ya da, onun solisti Bono’ya da argomuzun mükemmel kelimesiyle “kılım”.

        Kendisini tam bir bit yavrusu gibi görüyorum.

        Kendini sözde dünyaya yardıma ve garibanların haklarını savunmaya adayan ama bunu “benden başkası yalan” tavrıyla, müthiş bir arogan tavırla gösteren, Türkiye gibi 3. dünya ülkelerini “insan hakları ihlalleri” nedeniyle aşağılarken, ABD’nin insan hakları ihlallerini görmezden gelip orada konser vermeyi marifet sayan, aslında güce ve paraya tapan ama bunu şahane bir kılıf içine sokup kendini “aziz” gibi göstermeyi becermiş bir “PR” harikasını izlemeye gitmedim.

        Zaten şarkılarını da sevmem.

        Benim için U2 budur. Bono da budur.

        Bizim Hazine bonoları kadar bile kıymeti harbiyesi yoktur.

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        "Kendimizi adam zannetmediğimiz zaman."

        Diğer Yazılar