Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        MHP’nin başı “videolarla” dertte gibi duruyor.

        MHP’li bazı siyasetçiler “tipik Türk erkeği” tavrı içinde hareket etmişler. Şanssızlıkları “kameraya” kaydedilmiş olmaları.

        Kim etti, nasıl etti bilmiyorum.

        Ne Deniz Baykal’ı “kimin” kaydettiği ortaya çıkarılabildi, ne de bunlar çıkarılacak.

        Ama belli ki, birileri yatak odalarına, daha doğrusu “seks yapılması muhtemel” her yere kamera yerleştirmiş. Ve yine o birileri bunları canı çektiği, zamanı geldiği zaman servis ediyor.

        Bu bazen bir siyasetçi oluyor, bazen bir tarikat lideri.

        “Hoşa gitmeyen” kim varsa, üç gün sonra poposunu bir ekranda görüyor.

        Deniz Baykal da olabiliyor bu, Cübbeli Ahmet de, MHP’liler de.

        Zülfüyare dokunanın bir tarafı anında açılıyor.

        MHP Lideri Bahçeli de haklı olarak kürsüden veryansın ediyor, “Kim bunları çekiyor, kim bunları yayınlıyorsa bulun ortaya çıkarın. Devletin, savcıların vazifesi budur” diye.

        İyi de, bugünlerde vazifeyi takan yok ki!

        İstenen bir şey “yoksa bile” bulunuyor. İstenmeyen bir şey “varsa bile” bulunmuyor.

        Ama Devlet Bahçeli’ye bir şey söyleyeyim mi, MHP’ye bu kasetlerden daha fazla zararı Bahçeli’nin kendi konuşmaları veriyor. Özel hayata ilişkin bu görüntüler zaten mide bulandırıcı olduğu için kimse izlemiyor. İzleyen de olayın kahramanlarından daha çok bunu kaydedip yayınlayanlara kızıp küfrediyor.

        Ama Bahçeli’nin konuşmaları hiç de öyle değil.

        Bugünlerde internette izlenme rekorları kıran “Bahçeli videoları” var.

        Millet birbirine bu videoları yolluyor, her yerde bunlar izleniyor, bunlara gülünüyor.

        Bahçeli’nin 40. yıl hesabı, iktidar hesabı milleti kırıp geçirirken, şimdi bir de “Püskevit” çıktı. Bahçeli’nin yaptığı oldukça dramatik bir konuşma, “Bisküvi”ye “Püskevit” demesi ve bunu ısrarla tekrarlamasıyla “komedi konuşmasına” dönüşüyor. MHP’lilerin seks görüntülerini kimse izlemiyor ama “Püskevit”, Cem Yılmaz’dan daha çok izleniyor, daha çok güldürüyor.

        Bahçeli bu görüntüleri internetten kaldırmayı başarırsa, diğer görüntüleri kaldırtmaktan daha büyük sonuç elde eder.

        Benden söylemesi.

        Can çıkar huy çıkmaz

        ZANNEDERİM AKP'li okurlardan tepki geliyor, "CHP'li mi oldun, CHP'nin avukatlığına mı soyundun"

        diye.

        CHP'li olduğum falan yok. Olsam kime ne, o da ayrı.

        Sadece "adalet duygum" yapılanlara "isyan" ediyor, o kadar.

        Huyumdur, burnum boktan çıkmaz.

        Yolda yürürken irikıyım iki adamın, gariban birini dövdüğünü görsem en azından araya girer, dayak yiyeni kurtarmaya çalışırım.

        CHP'yi savunmam da böyle bir durum.

        İktidar partisini savunan yeterince adam var zaten.

        Kazananı, güçlüyü savunmak benim işim olmaz.

        Yıllardır beni izleyenler, okuyanlar bilir.

        Muhalefette desteklediğim kimseyi, iktidarda uzun süre desteklemedim.

        Üstelik de, haksızlığa hiç tahammülüm yok.

        Belaltı vuruşları kabullenmem mümkün değil.

        Yarın siyasette roller, tavırlar değişsin, bugün AKP'yi destekleyenlerin alayı CHP yalakalığına soyunduğu gün, hatta bugün bana "CHP'nin avukatlığına mı soyundun" diyenler bile güce tapmaya başladığı zaman ben yine tam tersini yaparım, merak etmeyin.

        Huyum bu arkadaşlar.

        Kusura bakmayacaksınız artık.

        Not: AKP ilk iktidar olduğu dönemde ortalıkta darbe söylentileri dolaşır, Hasan Cemal gibi bugün AKP'nin en ateşli savunucusu haline gelenler, "Bunlardan bir şey olmaz. Giderler yakında" derken ben o gün AKP'yi savunuyordum. Diyorum ya, ben sisteme karşıyım. Kendini sistemin sahibi zannedenin diğerlerini ezmesine karşıyım. Kim olursa olsun.

        Arınç, Baytok dememiş

        BÜLENT Arınç'ın "aşüfte" demesini eleştiren iki yazıma, Bülent Bey'in Basın Danışmanı Erkan Durdu "nazik" bir yanıt yollamış.

        Diyor ki, "Her iki yazınızı da dikkatle okudum. Neticesinde bir konuda sizi bilgilendirmek ihtiyacı hissettim.

        Sayın Bakan yazılarınıza konu olan konuşmayı A Haber televizyonunda yapmıştır.

        O konuşmasında, Sayın Baykal, Sayın Hamzaçebi ve MHP'nin iki genel başkan yardımcısının karıştığı kaset skandalıyla ilgili sorulara yanıt vermiştir.

        Ancak Sayın Bakan'ın konuşmasının hiçbir yerinde Nesrin Baytok adı geçmemiştir. Sayın Bakan hiçbir şekilde Sayın Nesrin Baytok'un adını bile telaffuz etmemiştir. Dolayısıyla, belirtmiş olduğunuz nitelemeyi de Sayın Nesrin Baytok için kullanmamıştır".

        "Bülent Arınç öyle diyorsa öyledir" diyerek konuyu kapatayım.

        Ancak ismi telaffuz edilmemiş olsa bile konuşmanın gidişatından benim anladığım, algıladığım, kastedilenin Nesrin Baytok olduğuydu.

        "Onu

        kastetmedim"

        diyorsa, zorla "Hayır onu kastettin" diyecek halim yok.

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        Özelleştirme ihalesi almak, devletle ve yasalarla alay etmek anlamına gelmediği zaman.

        Diğer Yazılar