Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Van'dayken de bu cümlelerden duyulan kırgınlığa, hatta yer yer öfkeye şahit oldum.

        Sıradan vatandaşlar kırgın, politize vatandaşlar kızgın, aşırı politize vatandaşlar ise saldırgan bir öfke içindeydiler.

        Anladığım kadarıyla terör örgütü ve onun uzantıları bu cümleleri kullanarak bir propaganda yapıyor, bu cümleler üzerinden öfkeyi körüklemeye çalışıyorlardı.

        Kırınlığı ve hatta kızgınlığı da bir yere kadar anlıyorum. Hak veriyorum da.

        Ama bunu "politik bir propaganda" aracı haline dönüştürenlere de iki çift lafım olacak.

        "Bakın bize ayrımcılık yapıyorlar, faşist bunlar" diye propaganda yapanlara söyleyecek bir çift lafım.

        Sizi kızdıran cümlelere kızma hakkına sahip olan çok sayıda vatandaşımız olabilir, ama siz bunların arasında değilsiniz.

        Siz derken Kürt faşistlerinden söz ediyorum.

        Sizin yediğiniz haltın, Müge Anlı'nın yaptığından azı yok, fazlası var.

        Başkalarına faşist demeden önce bir gidip aynaya bakın.

        Bir siz akıllı, bir siz uyanıksınız da biz aptal mıyız!

        Görmüyor muyuz yaptıklarınızı.

        Oralarda ağızdan ağıza dillendirmeye çalıştığınız pislikleri dedikodu mahiyetinde yazacak değilim. Yardımları nasıl dağıttığınızı, yardım dağıtırken nasıl ayrımcılık yaptığınızı da anlatacak değilim.

        Sadece somut bir şey göstereceğim.

        Van'ın BDP'li belediyesinin internet sitesini açın bakın, kimin faşist olduğunu, kimin ırkçı bir yaklaşım içinde olduğunu çok net ve çok açık bir biçimde görebilirsiniz.

        Van Belediyesi'nin internet sitesinde "Yardım yağıyor" başlığı altında verilen haberi okuyunca insan, bunu kaleme alanlar adına insanlığından utanıyor.

        Türkiye tek vücut halinde yardım yağdırır, acıları paylaşmaya çalışırken, Van Belediyesi internet sitesi, yardım yollayanlar diye sadece ve sadece Kürt kuruluşlarından, fikren kendilerine yakın olanlardan söz ediyor.

        Toplumdaki dayanışma duygusunu, ortak hareketi görmezden geliyor, orada bile "faşist ve ırkçı" yaklaşımlarını bir kenara bırakamıyorlar.

        Bunu görünce içimden şunu söylüyorum.

        Siz Kürt faşistleri!

        Siz adam olmazsınız.

        Olamazsınız.

        Ama biliyorum ki, sizin dersinizi de sağduyulu, adam gibi adam olan Kürt vatandaşlarımız verecek.

        Başkası değil.

        UMKE'ye kışlık kıyafet

        SAĞLIK Bakanı Prof. Recep Akdağ aradı.

        Kendisi ve bakanlığı hakkındaki sözlerim için teşekkür etmek istemiş.

        "Recep Bey, asıl biz teşekkür ederiz" dedim.

        "Hayır ben ederim. Biz vazifemizi yapıyoruz. Siz takdir ederek bize güç veriyorsunuz" dedi.

        Gerçekten de deprem bölgesinde arama ve kurtarma ekiplerinin dışında kusursuz bir koordinasyon içinde hizmet veren tek grup, Sağlık Bakanlığı ekipleri ve UMKE.

        Bakan Akdağ, UMKE ile ilgili bilgi verdi.

        Ülke çapında 4000 gönüllü doktorla bu işi yaptıklarını ve bir afet anında birkaç saat içinde organize olarak afet bölgelerine doğru hareket ettiklerini ve bu doktorların tamamen gönüllülük esası içinde çalıştıklarını anlattı.

        Ben de "Ekipmanlar da müthiş" dedim.

        Akdağ, "Biz de onlara destek olmak için en kaliteli ekipmanlara yatırım yaptık" dedi.

        Bakan Akdağ'a bir de sorun aktardım. "Bölgede görev yapan UMKE ekipleri yazlık giysileri içinde. Soğuktan donuyorlar. Yatacak yerleri olmadığı için otomobillerde yatıp kalkıyor, uykusuz çalışıyor ve kıyafetlerindeki yetersizlikten dolayı ciddi sıkıntı çekiyorlar. Hepsi hastalanmış" dedim.

        Bakan Akdağ da "Uyarınıza teşekkür ederim. Yarın hepsine kışlık donanımlarını göndereceğim" dedi.

        MHK Başkanı'nı mahkemeye verirdim

        "GALATASARAY hakem kurbanı oldu" diyorlar Gaziantep maçı için.

        Bence bir eksiği var bu cümlenin. "Yine"si eksik.

        Çünkü sezon başından beri Galatasaray'ın başı hakemlerle dertte.

        Verilmeyen penaltılar, sürekli rakipler lehine kullanılan hakem inisiyatifleri.

        Bunu Galatasaraylı dostlarıma sürekli söyledim.

        Onlar kibarlıklarından sessiz kalmayı tercih ettiler.

        Ama sonunda çanak çömlek patladı.

        Gaziantep maçında Galatasaray belki yine yenilirdi. Orasında değilim.

        Ama hakemlerin, özellikle de yan hakem Diyadin'in maçtaki tavrına bakarsanız ortada normal olmayan bir şey olduğunu göreceksiniz.

        Çok açık bir tavır, çok açık bir düşmanlık var.

        Buna da şaşmamak lazım.

        İkidir MHK'dan, "Siz çok mu iyi oynuyorsunuz" şeklinde suçlamalar geliyor ki, bunlardan biri de doğrudan MHK Başkanı'nın ağzından çıkıyor.

        Takımlar iyi oynar, kötü oynar.

        Bu MHK'yı ilgilendirmez.

        Onlar kendi hakemlerine bakacaklar, takımların futbol kalitesine değil.

        Ama kabahat Galatasaray'da.

        Ben olsam, MHK Başkanı'nı "Galatasaray'a hakaretten" mahkemeye verirdim.

        Bir takımın şerefiyle, haysiyetiyle oynamak MHK başkanlarına kalmadı.

        Önce kendi işlerini iyi yapsınlar.

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        Faşist faşisti faşistlikle suçlamadığı zaman.

        Diğer Yazılar