Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        MAIL’ler geliyor.

        Bırak Ertuğrul’u, sporu falan da Türkiye elden gidiyor. Onu yaz. Dini ağırlıklı eğitim dayatıyorlar. Niye yazmıyorsun?” diye.

        Okurlar önemlidir.

        Sizin iki, bilemediniz üç yazı sığdırdığınız bir alana “nelere değinmeniz gerektiğini” söyleme hakkına sahiptir.

        Her biri ayrı ayrı.

        Onun için önemli olan neyse siz onu yazmalısınız.

        Yazmıyorsanız eğer ya şerefsizsinizdir, ya satılmış, ya şuursuz, ya da aymaz.

        Okur haklıdır haklı olmasına da okurların da kendi aralarında bir fikir birliği olmadığı için yazarın da işi zordur.

        Neyi yazmazsanız okur onu ister.

        Yazmamışsan kızar.

        Suçlar.

        Dün de kızanlar vardı böyle, “Din eğitimini niye yazmıyorsun?” diye.

        Yazmamı istedikleri konu, dün bizim gazetenin birinci sayfasında yer alan bir haber aslında.

        4x3 eğitim sisteminde 2. kademede yani 2. dört yılda “seçmeli dersler” olacak.

        Öğrenciler 4 yıl boyunca kendi seçimlerine göre “sosyal, sayısal ya da din ağırlıklı” eğitim alabilecekler.

        İşte bunu eleştirmemiş olmamıza kızıyor bazıları.

        Bunu derken seçeneklerden birinin “din” olarak belirlenmesine.

        Bunun nesini eleştireceğimi bilmiş olsaydım elbette eleştirirdim.

        Ama nesini eleştireyim?

        “Dayatma” yok, “seçenek” çok.

        Biri de din.

        Kime ne?

        Çocuğuna din eğitimini de içeren bir eğitim verdirmek istemeyen o seçeneği seçmez.

        Tek seçenek olsa, din mecburi olsa eleştireyim ama öyle bir şey yok.

        Tam aksine, “Çocuğum din eğitimide alsın” diyenleri imam hatibe mecbur etmeyen doğru bir sistem.

        Bize çok garip geliyor ama “laikliği” iliklerine kadar sindirmiş pek çok Batı ülkesinde, ABD’de de, laikliğin kalesi Fransa’da da “dini eğitim” veren okullar var.

        Katolik okulları, kilise okulları.

        Canı isteyen oralara yolluyor, istemeyen yollamıyor.

        Ben burada eleştirilecek bir şey göremiyorum.

        Bir ailenin çocuğunun nasıl bir eğitim alması konusunda söz sahibi olmasından ve önüne üç seçenek konulmasından daha olağan bir şey olamaz.

        YAZININ DEVAMI GAZETE HABERTÜRK'TE

        Diğer Yazılar