Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye’nin halk tarafından seçilecek Cumhurbaşkanı’nın 2014’te seçilmesi, Meclis tarafından karara bağlanmıştı biliyorsunuz.

        Cumhurbaşkanı Abdullah Gül 7 yıl boyunca bir kereye mahsus Cumhurbaşkanlığı yapacak, 2014’te de halk yenisini seçecekti.

        TBMM’nin aldığı bu karar CHP tarafından Anayasa Mahkemesi’ne götürüldü. CHP, Anayasa’da yapılmış olan değişiklikle Cumhurbaşkanı’nın görev süresinin 5 yıla indirildiğini, bu yüzden de seçimin 2012 yılında yapılması gerektiğini savunuyor ve Abdullah Gül’ün de bir kez daha Cumhurbaşkanlığı’na aday olabileceği 2012 yılını Cumhurbaşkanlığı seçim yılı olarak görüyordu.

        Bu yüzden Anayasa Mahkemesi’ne gitti CHP. CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne gitme konusunda, iktidar partisine yakın bazı isimler tarafından da “yüreklendirildiği” dedikoduları yapılmadı değil o günlerde.

        Neyse sonuç olarak Anayasa Mahkemesi, CHP’nin itirazını değerlendirecek ve seçimin 2012’de mi, yoksa 2014’te mi yapılacağına karar verecek.

        Ancak oldukça acil olan bu karar bir türlü çıkmıyor. Bu kararın hâlâ çıkmamış olması, aslında Anayasa Mahkemesi’nin kararının ne olacağını bir anlamda gösteriyor. Eğer Anayasa Mahkemesi, “Evet CHP haklı. Cumhurbaşkanı’nın görev süresi 5 yıldır” derse bu yıl Cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılması gerek.

        Peki buna zaman var mı?

        Bence pek kalmadı.

        Yüce Mahkeme bugün kararını açıklasa ve CHP’nin istediği yönde karar alsa Yüksek Seçim Kurulu hazır değil.

        YSK ilk kez yapacağı bir seçim için birkaç ay içinde hazırlanacak.

        Bütçesinde, programında yer almayan bir seçim için organize olacak ve seçim tarihi açıklayacak.

        Seçim tarihi açıklandıktan sonra adaylar ortaya çıkacak ve kalan kısa süre içinde propaganda yapacaklar.

        Bu çok zor görünüyor.

        O yüzden de Anayasa Mahkemesi’nin kararını hâlâ açıklamamış olmasını, seçimin 2014’te yapılacağının işareti olarak görüyorum.

        Zaten başta Anayasa Profesörü Erdoğan Teziç olmak üzere Anayasa hocalarının büyük bölümü de bu fikirde.

        Emlakçı mısın başkan!

        İYİ ki uzakta.

        Kastamonu'da, daha doğrusu Kastamonu'nun bir ilçesinde.

        Bozkurt'ta.

        Bozkurt'ta AK Parti'nin İlçe Başkanı.

        Hani buralarda bir yerde olsa ve karşı karşıya gelsek insan kendini tutamayabilir.

        Çünkü kimsenin bana, benim anama, eşime böyle bir hakaret etmeye, böyle aşağılamaya hakkı yok.

        Diyeceksiniz k: "Seni bu kadar kızdıran ne?"

        Anlatayım da siz de kızın.

        Kastamonu'nun Bozkurt İlçesi'nde Naim Köse isimli bir yerel siyasetçi var.

        AK Parti Bozkurt İlçe Başkanı.

        Pek moda olduğu üzere, bu Naim Köse'nin de bir Facebook sayfası var.

        Orada engin ve derin görüşlerini, fikirlerini halkla paylaşıyor, millet "Like" etsin diye yazılar yazıyor.

        İlçe Başkanı Naim Köse'nin Facebook sayfasında şöyle bir cümle yer alıyor:

        "Örtüsüz kadın, perdesiz eve benzer. Perdesiz ev ya satılıktır ya kiralıktır."

        İnsanlara kullanmak doğru değildir ama başını alıp gidene bizim memlekette "Çüşş" derler.

        Benim de aklıma başka bir laf gelmiyor.

        Naim Köse emlakçılıkla mı uğraşıyor bilmiyorum ama benden tavsiye, perdesine bakarak evler hakkında karar vermesin.

        Benim tepemi attırmasın.

        İDOOOOOOO

        İDO'nun CEO'su geldi, güzel şeyler anlattı ama anlatılanla hakikat arasında ciddi farklar var.

        Dün sabah İDO'nun Yenikapı İskelesi'ne gittim.

        Yılladır büyük intizam içinde çalışan iskeleye bir haller olmuş.

        Sabahın körü, sadece tek bir feribot kalkacak.

        Ama zannedersin ki bütün İstanbul orada kuyruğa girmiş.

        Her zaman gayet güzel sıralanan otomobiller büyük bir keşmekeş içinde.

        Her zaman iskele alanına sığan otomobil kuyrukları bu sefer sığmamış, kuyruk Yenikapı'ya kadar taşmış.

        Trafik kilit.

        İskele felç.

        Belediyedeyken tıkır tıkır işleyen sistem nasıl olduysa raydan çıkmış.

        Oysa personel aynı personel.

        İskele aynı iskele.

        Gemiler aynı gemiler.

        Bu işi nasıl başarmışlar şaşırdım.

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        İçimizdeki sorunları büyütmeye çalışmaktansa dışımızdaki sorunları küçültmeye çalıştığımız zaman.

        Diğer Yazılar