Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        GEÇEN haftaya damgasını vuran iki tartışma birdenbire kapandı. Birinin kapanışını Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan “Cumhurbaşkanı’nın sözleri talimattır” cümlesiyle ilan etti; diğerini ise kamuoyu, Ankara’nın AK Partili Belediye Başkanı’nın ağzından “Başbakan’ımın emriyle susuyorum; bizde emir demiri keser” cümlesinden öğrendi.

        Artık “çözüm süreci” için atılan son adımlar olan, Dolmabahçe Sarayı’nda buluşma, izleme heyetinin oluşması ve 10 maddelik yol haritası, bir tarafında hükümet -hatta bizzat Yalçın Akdoğan bulunmasına rağmen “olmuş ama olmamış” hale geldi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, hükümete “talimat” yerine geçen müdahalesiyle, bunların hepsini “olumsuz” bulduğunu açıklamıştı çünkü...

        Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hükümete müdahalesini şık bulmayan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ı AK Parti’de “istenmeyen adam” ilan eden Ankara’nın AK Partili Belediye Başkanı Melih Gökçek’in başlattığı ağız dalaşı da, daha ilk aşamada, yerini derin bir sessizliğe bıraktı.

        Bülent Arınç’ın kendini savunurken sarf ettiği onca iddia da, böylece “söylenmemiş” hükmüne sokulmuş oldu.

        Emirin demiri kestiği ortamlarda hep böyle olur çünkü.

        İyi de, demokrasilerde siyaset alanına giren konularda bu olup bitenlerin yeri var mıdır?

        Demokrasilerden vazgeçtim, günümüzde, isterse yönetimin babadan oğula miras kaldığı rejimlerde yaşıyor olalım, devlet yönetiminde yer alan insanlar görüşlerini serbestçe açıklar. Bulundukları konum bunu gerektirdiği için...

        O insanları o konumlara getiren irade, o noktadan sonra onlara bu kadar özgürlük tanır.

        Sözleri ve eylemleriyle içinde yer aldıkları siyasi kadroya ya da onları bulundukları konuma getiren iradeye zarar verdiği görülenler, eğer verdikleri zarar kalıcı veya derin ise bunu yerlerinden edilerek öderler...

        Hiç kimse, yönetimde yer alan kişilerin ağızlarının fermuarlı olduğu bir ülkede yaşamak istemez. Ağızlarına fermuar çekilenler de bu duruma tahammül edemez zaten...

        Türkiye her bakımdan önemli, iktidar partisi açısından hayati bir seçime doğru hızla yol alıyor; her partinin seçim şansını zayıflatacak yanlışlıklardan kaçınmayı getirecek tedbirler alması bu sebeple doğaldır. Parti yetkilileri ağızlarından çıkana her zamankinden fazla dikkat etmeli, söyledikleri ve yaptıklarının içinde yer aldıkları harekete zarar vermemesi için çaba göstermelidir.

        Fermuar yöntemiyle değil ama...

        Partiler, günümüzde tek bir ideolojiden beslenmez; bu sebeple içlerinde konulara farklı yaklaşan unsurları da barındırırlar. Her partinin her mensubu her konuda aynı düşünmez; partiye oy verenler de partilerinin böyle tek sesli olmasını beklemez. Farklı fikirler zenginliktir; muhaliflerin parti politikası belirlenene kadar kendi fikirlerini özgürce ifade etmesi amaçlanır; politika haline dönüşen fikirleri esas sahipleri savunurken muhalifler ister koroya katılır, ister seslerini çıkarmaz.

        Demokratik teamül bunu gerektirir.

        Son günlerin emir ve talimatla sona erdirilen iki tartışma konusu teamülle ilgisizdi. “Çözüm süreci”dir AKP için parti politikası olan... Süreci bugünkü hükümette yürüten kişinin sözleri ve eylemi talimatla açığa düşürülmüş oldu.

        Bülent Arınç’ın kendisini “ihanet” ile suçlayana karşı savunmak için söyledikleri parti çıkarları açısından -belki- söylenmese daha iyi olabilirdi; ancak söylenenlere söylenmemiş muamelesi yapılması parti çıkarına acaba daha mı uygun?

        Hata yapılabilir siyasette, ama zamanında dönülmesi şartıyla...

        karşı savunmak için söyledikleri parti çıkarları

        açısından -belki- söylenmese daha iyi olabilirdi;

        ancak söylenenlere söylenmemiş muamelesi

        yapılması parti çıkarına acaba daha mı uygun?

        Hata yapılabilir siyasette, ama zamanında

        Diğer Yazılar