Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BARCELONA (İspanya)

        Her yıl rekor sayıda turist çeken bir kent olduğu için burası bizde de iyi tanınıyor. Düzgün sokaklar, caddeler ve bulvarlar kenti... Her eğilimden insanın mutlu yaşayabileceği ender metropollerden biri... Kent-vatandaş ilişkileri mükemmel düzeyde yürütüldüğü için Avrupa’da bile nadir “smart-city”lerden...

        Dünyaca namlı, ismini taşıyan futbol takımı da var.

        Her şeyi var, şimdi de bağlı olduğu İspanya’dan ayrılmak istiyor Barcelona’nın başkenti olduğu Katalonya... Yerel parlamentosu, bugün, bu isteği görüşüp oylayarak karara bağlayacak...

        Katalonya zengin bir bölge; zenginliğini İspanya’nın fazla müreffeh olmayan başka bölgeleriyle artık paylaşmak istemiyor.

        Ayrılıkçı düşünceler uzun yüzyıllar “bağımsız” yaşamış bu bölge insanında hep var olmuş; ancak toplumun yüzde 20’sinden öteye geçip çoğunluğun tercihi haline hiçbir zaman gelmemiş... 2008 ekonomik krizine kadar... Yakın zamanlarda kamuoyu yoklamaları ayrılıkçı eğilimin arttığına işaret ediyor. Bu yılın eylül ayı sonunda yapılan seçimlerde, “ayrılıkçı” 2 parti, parlamentoda sandalyelerin çoğunu (135’ten 72’sini) kazandı.

        Bugün yapılacak oylama, ayrılmayı savunan siyasilerin son girişimi ve girişim bu kez başarılı olacağa benziyor.

        İspanya’nın ayrılmayı ciddi düşünen tek bölgesi Katalonya değil; Bask bölgesi de Madrid’le bağlarını koparmak istiyor. İki bölge arasındaki en önemli fark, Basklar ETA örgütüyle silahlı şiddet kullanarak bunu sağlamaya çalışırken, Katalonlar teröre bulaşmadan siyasetle aynı sonuca erişme çabasındalar.

        Parlamento’daki oylamada “ayrılma” kararı çıkması, Katalonya’nın İspanya’nın egemenliği dışına hemen yarın çıkması anlamına gelmiyor. Önlerinde, halkın ikna edilmesi gereken diğer yarısı ile, Parlamento’dan çıkan kararın doğurması beklenen hukuki sorunların üstesinden gelinmesi ve “bağımsız devlet”in uluslararası camiaya benimsetilmesi süreçleri var.

        Her biri zor süreçler bunlar; hepsini aşsalar bile, özellikle uluslararası camia tarafından tanınma sürecinde başarı elde etmeleri çok zor.

        Avrupa’nın bir parçası oldukları için...

        Yalnızca Avrupa Birliği (AB) üyesi İspanya’yı rahatsız etmek değil sorun; esas sorun Katalonya bağımsızlık kazanırsa, İtalya, Almanya, Belçika, Fransa ve İngiltere’de bunun cesaretlendireceği bölgelerin varlığı...

        AB, Avrupa kıtasındaki ülkeleri bir üst kimlik altında toplayarak tek güç haline dönüştürme projesiydi; üye ülkelerden herhangi birinde meydana gelecek çözülme, yeni bir devletin ortaya çıkması, AB projesini sakatlar.

        Demirperde’nin yıkılışı sonrası Orta ve Doğu Avrupa’da meydana gelen çözülmeleri iştahla izledi AB ve yeni devletlerin çoğunu üye kabul etmekte zorlanmadı; ancak üyesi devletlerin ayrılıkçı güçler tarafından parçalanmaya tabi tutulması AB’nin varlık sebebine ters.

        Katalonlar bugün Parlamento’dan “bağımsızlık” kararı çıkarsalar... Bunu referanduma götürüp halkın onayını alsalar... Kararlarını geri çevirmek için hazır bekleyen Madrid’deki Anayasa Mahkemesi’ni tanımazdan gelip İspanya’dan ayrılmakta ısrar etseler...

        Her şey, ama her şey ayrılıkçı siyasilerin istediği istikamette gelişse bile, “Katalonya” adıyla yeni bir ülkenin Avrupa’da ve BM tarafından tanınmasını sağlamaları neredeyse imkânsız...

        Ne olacak peki?

        Galiba şu: Ekonomik açıdan zengin Katalonya, merkezi hükümete ödenen vergilerin biraz daha hafifletilmesini sağlayacak...

        Dış politika ve vergiler dışında hemen her alanda yerinden yönetiliyor Katalonya; Barcelona takımının La Liga’dan kovulmasıyla sonuçlanacak bir macera göze alınamaz gibime geliyor.

        Diğer Yazılar