Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Cumhurbaşkanlığı seçimi çoktan bitmiş gibi; kimsenin sandıktan çıkacak sonucu merak ettiği yok. Beklenti, işin ikinci tura kalmayacağı yolunda. Son sözü sandık söyleyecek söylemesine ama, halkın beklentisi kamuoyu yoklamalarıyla örtüşüyor.

        İşte bu yüzden, bayram muhabbetlerinin konusu artık bir sonraki aşamaya kaymış durumda: Liderini Çankaya’ya gönderen Ak Parti’nin nasıl bir yol izleyeceğine...

        Başbakan Tayyip Erdoğan bu konunun seçimden önce konuşulmasını istemiyor, biliyorum. Kimbilir kaç kez tembihte bulundu. Televizyon mülâkatlarında konuyu gündemde tutan yakın mesai arkadaşlarına ayarlar da verdi. Ancak, ne çare, herkes, özellikle de Ak Partililer, en fazla ‘‘Partinin başına kim gelecek, başbakan kim olacak?’’ sorularına cevap arıyor.

        Kötü bir şey mi bu?

        Hayır, değil. Hatta tam tersine, Ak Parti için bir canlılık alâmeti olduğu kadar Tayyip Erdoğan için de bir övünç vesilesi...

        Türkiye son 12 yıldır aynı kadro tarafından yönetiliyor. O kadronun lideri de belli: Bu süre içerisinde her seçimden başarıyla çıkararak partisini iktidara iyice yerleştiren Tayyip Erdoğan.... Büyük kentlerin çok büyük bir bölümü de, o illerde yaşayan halk tarafından, yine Ak Partili belediye başkanlarına emanet edildi.

        Liderin cumhurbaşkanlığı makamına çıkmasıyla Ak Parti için yeni bir döneme kapı aralanmış olacak...

        Ak Parti’ye hiç oy vermemiş olanlar bile onun siyaset üzerindeki ağırlığını itiraf etmiş oluyorlar Tayyip Erdoğan’ın Çankaya’da bulunacağı dönemle ilgili beklentileri dillendirirken; tartışmaya katılan Ak Partililer ise tartışmadan hiç gocunur görünmüyor...

        ‘Canlılık’ değilse bir siyasi parti için bu, nedir?

        Partililer ve karşıtları ‘Ak Partisiz’ bir siyaset düşünemiyor ve bu sebeple seçimi değil de sonrasını merak ediyorlarsa, bu, elbette Tayyip Erdoğan için bir övünç kaynağı sayılmalı.

        Merak edilen, Ak Parti’nin geçmişte liderini Çankaya’ya çıkarmış ANAP ve DYP gibi partilerle aynı âkıbeti paylaşıp paylaşmayacağı değil, bazılarının sandığı gibi... Dönemler ve söz konusu partiler arasındaki farkların siyaseti yakından gözleyen herkes farkında. ANAP ve DYP gibi düşüşteyken liderini Çankaya’ya göndermiyor ki AKP; son genel seçimde her iki kişiden birinin oyunu almayı başarmış bir parti o...

        Ayrıca sözde değil özde kadro partisi...

        Zaten bu sebeple de, Ak Parti’nin her kademedeki yöneticileri, daha en başta konulmuş ilkeler ışığında, ‘ortak akıl’ denilen sihirli formulün devreye gireceğinden ve partinin yeni dönemde de sağlam ayaklar üzerinde yoluna devam edeceğinden eminler...

        Güvencenin kaynağı, bazılarına tuhaf gelebilir ama, Tayyip Erdoğan’ın ‘‘İstişare mekanizmaları çalışır, konu parti organlarında konuşulur, en doğru karar ne ise ona ulaşılır’’ yollu açıklamaları...

        İstişarelerle yola devam edilecek olunursa teşkilâtın en doğruyu bulacağına inanılıyor...

        Bayram sohbetlerinde bundan kuşku duyan pek kimseyle karşılaşmadım. Görüştüğüm teşkilâttan isimlerin dikkati seçimde en iyi sonucu almaya yoğunlaşmıştı; Ak Parti’ye sadece verdiği oyla bağlı olanlar da, seçim sonrasıyla ilgili değerlendirmelerinde olağanüstü kendine güvenen bir görüntüdeydiler...

        Cumhurbaşkanını seçme hakkını elde etmiş halkımız, yeni dönemin belirleyicisinin de kendisi olacağının farkında...

        Diğer Yazılar