Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bakanlar Kurulu vatandaşların can ve mal güvenliğini daha iyi korumak için bir dizi karar almış... Amaç, ‘şiddet olaylarını mutlaka önlemek, kamu düzenini sağlamak ve vatandaşların huzurlu-güvenli bir ortamda yaşaması’ imiş...

        Ne iyi...

        Başbakan yardımcısı Bülent Arınç, alınacak tedbirler için, “Almanya’daki gibi” benzetmesini yapmış...

        Güldüm.

        Neden güldüğümü yabancı gazetelerden seçtiğim bazı haberleri aktarınca anlayacaksınız.

        Avustralya başbakanı Tony Abbott, geçen ay sonunda, parlamentoda şunları söylemiş: “Maalesef, önümüzdeki günlerde Avustralyalılar alıştığımızdan fazla güvenlik tedbirlerine maruz kalacak; istemedikleri türden rahatsızlık duyacaklar... Önümüzdeki günlerde, maalesef, özgürlük ile güvenlik yer değiştirecek...” (Washington Post, 7 Ekim 2014).

        Gazete, Avustralya hükümetinin bu konuşmanın ardından Meclis’e sunduğu yasal düzenlemeleri birbiri ardına sıralıyor: İstihbarat örgütlerine geniş yetkiler veriliyormuş... Tek mahkeme kararıyla bütün internet gözetim altına alınabilecekmiş... Gizli belgeleri açıklayan görevliler ile onları yayımlayan gazetecilere 10 yıl hapis cezası verilebilecekmiş... Eğer geçirebilirlerse, bir başka yasayla da, Avustralya vatandaşlarını gerekçe göstermeksizin gözaltına alabilecek ve sıkı biçimde sorgulayabileceklermiş...

        Esas şaşkınlığı, ülke sistemini ‘ulusal güvenlik devleti’ haline dönüştürecek bunca tedbiri Avustralya hükümetinin neden aldığını duyunca yaşayacaksınız; sebep IŞİD çünkü...

        IŞİD’in çıktığı ve eylemlerini gerçekleştiği coğrafyadan onbinlerce kilometre uzaktaki Avustralya’da, bazı vatandaşları IŞİD saflarında savaşmak üzere yola düşebilir veya dikkatlerini yaşadıkları ülkede eylem yapmaya dönüştürebilir kaygısıyla alınıyor bütün bu tedbirler...

        Aslında ABD’nin 11 Eylül (2001) saldırılarından sonra aldığı tedbirleri, uzun bir süre tereddüt yaşamış diğer ülkeler, IŞİD’i bahane edip şimdilerde yasalaştırma çabasındalar...

        Çoktan ‘güvenlik devleti’ haline dönüşmüş ABD’de, çok farklı gerekçelerle alınmış tedbirler, Ferguson’da siyahilere karşı kullanılıyor. Geçen ay bütün dünyanın hayretle izlediği gösteriler artık seyrekleşti Ferguson’da, ancak ‘polis devleti’ tedbirleri hayatı hâlâ etkiliyor: Yollar karakol noktalarıyla kesik... Özel yetiştirilmiş köpekler çantalara burunlarını sokuyor... Merkezdeki binaların tepelerinde keskin nişancılar silâhlarını doğrultmuş bekleşiyor... Birkaç kişinin biraraya geldiğini gören güvenlik güçleri derhal o bölgeye erişimi yasaklıyor...

        Birkaç bin nüfuslu küçük bir kasaba ABD’deki Ferguson...

        ABD’de internet ve telefonlar zaten NSA istihbarat örgütünün denetimi altında...

        Önceki gün Kahire’deki öğrenci olaylarına çok sert müdahale eden Mısır güvenlik güçleri 91 kişiyi tutukladı; çok sayıda ‘gazeteci’ o ülkede cezaevinde.

        Herhalde “Türkiye yeni güvenlik tedbirleri alacak, modelimiz Almanya” açıklamasına neden güldüğümü anlamışsınızdır: Sadece Almanya olsa neyse, bütün dünya bir büyük güvenlik devleti haline geliyor... Avustralya ile Mısır arasında toplumsal olaylara müdahale ve fikir özgürlüğü konularında hemen hiç fark kalmıyor...

        “Ne sebeple?” diye sorunca, her ülke kendine göre bir cevap veriyor, ama o cevaplar da birbirine benziyor artık...

        ‘Türkiye diğerlerinden farklı olabilir’ beklentisi içerisinde bulunanlar derin hayal kırıklığına uğramak üzereler... Bizde de gerekçe, kim oldukları, nereden emir aldıkları bilinmeyen maskeli bir güruhun ortalığı toz dumana katması...

        IŞİD’in varlığı her yeri köklü biçimde değiştiriyor baksanıza...

        Değişiyor da sistemleri değişen ülkelerin vatandaşları daha güvende mi oluyorlar?

        Bu oyundan kim kazançlı çıkıyor?

        Üzerinde düşünmemiz istenmeyen sorular bunlar.

        Diğer Yazılar