Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Mobil cihazlarda hız testi yapmamıza çok az bir zaman kaldı. 1 Nisan’da 4.5G hizmete girdiğinde herkes hızın ne durumda olacağını merak ederken, ben ihale aşamasında çok tartışılan 4.5G altyapısındaki yerlilik oranının ne olacağına, yerlilik kriteri sebebiyle ihlal edilen ihale şartlarının nasıl denetleneceğine odaklanmış durumdayım. Bu hususu defalarca gündeme getirdim, ama yetkililerden olumlu sinyaller alamadığımı belirteyim.

        Ayrıca 4.5G’de yerlilik şartını merak eden de bir ben değilim, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım da Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Ömer Fatih Sayan’ı işaret ederek yerlilik oranlarının denetimine dün önemli vurgular yaptı.

        Dün Bakan Yıldırım’ın refakatinde GSM ve IMT-2000/UMTS İmtiyaz Sözleşmelerini, Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu, Avea adına Türk Telekom CEO’su Rami Aslan, Vodafone Türkiye CEO’su Gökhan Öğüt ile BTK Başkanı imzalandığında yerlilik konusu da gündeme gelmiş. Yıldırım, ürünü getirip KOBİ’ler üzerinden sattırma gibi bir uyanıklığa son verdiklerine dikkat çekerek, bunun takipçisi olacaklarını, bugünden yarına yerlilik oranının yüzde 50 olmasını beklemediklerini, ama burada tedarikçi pozisyonuna girmenin, sürekli satma azminde olmanın kabul edecekleri bir durum olmadığını söylemiş. Ve BTK’nın yerli katkısının artırılmasının takipçisi olacağının altını çizmiş.

        Bu durumda şöyle sorabiliriz:

        Sayın BTK Başkanı, 4.5G’de yerlilik oranı nedir?

        İhale şartnamesine göre; bu sene en az yüzde 30, ikinci yıl yüzde 40, üçüncü yıl yüzde 45 olan yerlilik oranı kriterleri ne derece karşılanmıştır?

        Bir tane dahi olsa Aselsan, Netaş ve Argela konsorsiyumunun, Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın desteğiyle geliştirdiği yerli baz istasyonu “Ulak” kullanılacak mı?

        Fiber transmisyon altyapının inşasında ve kullanımında nasıl bir yol izlenecek?

        5G İÇİN ÖNEMLI BİR ADIM...

        Galiba 4.5G’de kamu tarafı kısıtlı zaman sebebiyle tam organize olamadığı için yerli baz istasyonunda arzu edilen düzeyde gelişme yakalanamadı. Halbuki yerli baz istasyonu başlangıçtı ve bunun devamında şebeke tarafında teknolojik hamle yapılması gerekiyordu ki başarıya ulaşılabilsin. Neticede 4.5G’de treni kaçırdık gibi... Ancak henüz dünyada standartları belirlenmemiş olan 5G için zamanında hareket edilmesi önemli.

        Dün Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) ile bilişim teknolojileri şirketi Argela arasında 5G’nin altyapısını oluşturacak Yazılım Tanımlı Ağ Teknolojilerinin Geliştirilmesi (MİLAT) Projesi sözleşmesi imzalanmasını da bu açıdan dikkatle takip edin derim.

        Geleceğimizin bir numaralı meselesi siber güvenlik olacağından, Müsteşar İsmail Demir’in milli siber güvenlik politikalarının uygulanmasına katkı sağlayacak projeleri harekete geçirmek için azami gayreti göstermesi önemli, ama diğer kurumların da üzerine düşeni yapması lazım.

        ARAP EMİRLİKLERİ’NİN MUTLULUK BAKANLIĞI...

        En sık gittiğim ülkelerden biri olduğu için Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Başbakanı ve Dubai Emiri Muhammed bin Raşid El Maktum’un “Artık mutluluktan sorumlu bir bakanımız olacak” açıklaması dikkatimi çekti. Zira bu ülkede yaşayan epeyce mutsuz bir kesim olduğunu biliyorum. Ama Mutluluk Bakanlığı’nın bu insanlarla uzaktan yakından bir ilgisi olmayacak. Pakistan, Hindistan, Bangladeş, Filipinler başta olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerinden BAE’ye ekmek parası kazanmak için gelmiş, çoğunluğu Müslüman olan bu insanlar, ailelerinden uzak, sıkıntılı bir hayatı köle gibi yaşıyorlar. Bu ülkenin yetkilileri için “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” düsturu bir anlam ifade etmediğinden, Mutluluk Bakanlığı ile nasıl huzur bulacaklarını çok merak ediyorum. Kendi vatandaşlarının keyfi yönünde daha fazla sömürü düzeni mi kuracaklar, merak ediyorum. Ayrıca bir de “Hoşgörü Bakanlığı” kurulacakmış. Umarım önce kendi ülkelerinde köle gibi çalıştırılanları, sonra da tek sığınmacı kabul etmedikleri ve tek kuruş yardımda bulunmadıkları başta Suriye olmak üzere diğer Müslüman ülke halklarının mültecileri de akıllarına gelir.

        Diğer Yazılar