Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bangkok’un turizmdeki başarısını, önemli bir organizasyona nasıl ev sahipliği yaptığını, katılımcısı olduğum bir zirve sebebiyle yakından izleme şansını yakaladım. Dünyanın en önemli turizm destinasyonlarından birisi olarak, konumunu yeni turistler ve gelir kazanarak koruyan Tayland ve başkenti Bangkok, başarısını doğasına, coğrafi konumuna bir yere kadar borçlu. Asıl sır ise hizmette belli bir standardı tutturan, ziyaretçisine sürekli olarak vaat ettiğinin bir üstünü vermeye çalışan anlayışta.

        Tayland’da devletin ilgili kurumları, turistik tesisler ve çalışanları, ülke için turizmin ne anlama geldiğinin farkındalar. Özellikle ülkenin turizm organizasyonlarına katkı verenler arasında en fazla turist aldıkları ülkelerin vatandaşlarının olması da sektörün başarısı ve sürdürülebilir olmasında ciddi katkı sunuyor. Tayland’ı sadece iyi masaj yapan insanları ve adım başı hizmet veren masaj salonlarıyla değerlendirmek doğru olmaz.

        Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi’nin (WTTC), sektördeki tüm önemli oyuncuları bir araya getirerek hükümetlere ve uluslararası organlara seslerini duyurabildikleri Bangkok’taki 2017 zirvesinden dünya iş seyahati raporunu, geçen haftaki yazımda paylaşmıştım. Sektörün uzmanları ve Taylandlı yetkililerle, turizm konuşunca da maalesef ABD’den Trump’ın yasakları, Avrupa’dan aşırı sağcı liderlerin giderek güçlenmesi gibi hususlar belirleyici unsur oldu.

        HANGOVER SÜİT HANGOVER BAR

        WTTC’nin resmi konaklama sponsoru olarak Bangkok’un en gözde otelleri seçilmişti. Anlaşılan bu zirveye ev sahipliğini Bangkok adına kimin üstleneceğini, ülkenin turizmine yön verenler şekillendirmiş. Mesela WTTC Küresel Zirve 2017’nin resmi oteli olarak popüler alışveriş merkezi Central World’deki Centara Grand Otel seçilmiş. Bu otelde hem zirve yapıldı, hem de bazı katılımcılar burada konakladı. State Tower’daki Lebua Otel’de de bir grup misafir ağırlandı ki, burası da Hangover II filminin çekildiği otel olarak ünlenmiş, hatta artık bu şekilde de pazarlanıyor. Ben de bu otelde kalanlardandım. Odamın olduğu katta Hangover Bar, yine otelde Hangover ismi verilmiş süit de vardı mesela. Zirvenin diğer otelleri, Grand Hyatt Erawan ve Plaza Athénée Bangkok’un da benzer özellikleri vardı. Zirve otelleri katılımcılara sadece özel teklifler sunmakla kalmıyor, tanıtımları için de bir fırsat olarak bu etkinliği fırsata çevirdiler. Kısacası böylesine zirvelerin bile ülke tanıtımına maksimum fayda sağlaması için iyi organize olmuş bir Tayland aklı söz konusuydu.

        Bangkok’ta dikili ağacınız olabilir

        WTTC’nin 2 gün süren 2017 Zirvesi’ne katılan davetlilere, 3. gün 2 alternatif program sunuldu. Bangkok şehir turu ve içinde sosyal sorumluluk projesi olarak ağaç dikmenin de yer aldığı bir yeşil tur.

        Ben tercihimi, Tourism Cares ve WTTC’nin ortak organizasyonuyla gerçekleştirilen Bang Krachao bölgesindeki ağaç dikme faaliyetinden yana kullandım. Chao Phraya Nehri’nin hemen karşısındaki geniş bir yeşil alanda ben de 2 adet mangrov ağacı diktim. Böylece İstanbul’da değil, ama Bangkok’ta 2 dikili ağacım oldu.

        Turizmde yeni trendlerden biri de yeşil turlar. Özellikle de farklı coğrafyaları keşfederken, hayvan hakları ve doğa ihlalinin olduğu aktivitelere katılıp bunlara ilgiyi artırmak yerine, gönüllü olarak daha doğa dostu eylemlerde yer alınması için birçok uluslararası kurum faaliyet gösteriyor. Bu kurumların en yoğun faaliyet alanlarından birisi de Bangkok. Ancak, böyle eylem şüphesiz ki Tayland’ın turizme yön veren aklının da desteği olmadan yürümez.

        WTTC İSTANBUL’DA ZİRVE YAPAMAZ MI?

        Türkiye adına WTTC’nin yönetiminde yer alan tek isim OTI Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Bektaş, zirvenin katılımcıları arasındaydı. Bektaş ile turizm ve zirve üzerine sohbet ederken, WTTC zirvesini Türkiye’ye getirmek istediğini, hatta çaba da gösterdiğini söyleyerek “Bu zirve ülkemizde olsa nasıl olur?” diye bana sorunca, Bangkok’taki tablodan hareketle, durumun ortada olduğunu söyledim. Ancak, Bektaş’tan Türkiye’deki bazı turizmcilerin, bu zirvenin ülkemize gelmesine destek değil, köstek olduklarını öğrenince, buna anlam vermekte zorlandım. Umarım Ayhan Bektaş, heyecanını kaybetmez, gelecek yıl Arjantin’de yapılacak olan bu zirvenin, sonraki yıllar Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı ve diğer yetkililerin de girişimleriyle ülkemize de gelmesi sağlanır

        Diğer Yazılar