Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bir yıl önce Nisan 2017’de 4.5G’ye geçmiştik. Şu anda ise 4.5G sayesinde telefonlarımızdan, mobil cihazlardan bunun pek farkında olmadan keyfini yaşıyoruz. Artık rahatlıkla mobil cihazlardan her türlü data transferi yapıyor, eskiye oranla 10 kat daha hızlanan teknoloji sayesinde rahatlıkla televizyonları izleyebiliyoruz. Telekomünikasyon sektörü için önemli bir dönüm noktası oldu, ama 4.5G ihalesiyle birlikte bir de ülkemize uzun vadede değer kazandırması için ihale şartnamesine yüksek oranlarda yerlilik kriteri konmuştu. Hatta bu kriterleri karşılamayan 3 GSM operatörü; Turkcell, Vodafone ve Türk Telekom (Avea) için de müeyyideler söz konusuydu.

        Geçen hafta Cenevre’deki Uluslararası Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Birliği (ITU) ile Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı’nın (UNCTAD) ortak düzenlediği “Dünya Bilgi Toplumu Zirvesi”nde Türk Telekom CEO’su Paul Doany ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Ömer Fatih Sayan’la bir araya gelince, yerlilik kriterlerini ve müeyyidelerini uzunca konuşma, tartışma şansım oldum. Kendi adıma söylemem gerekirse bu sohbetten ciddi kazanımım oldu.

        Ulaştırma Bakanlığı öncülüğünde yapılan 4.5G ihalesine konan yerlilik kriterlerini karşılamanın imkânsız olduğunu hem Sayan hem de Doany ifade etti. Çünkü Türkiye’de böyle bir altyapı yok. Hatta dünyada 4.5G gibi ihalelerde % 40 oranında yerlilik kriterini karşılayacak Çin’den başka ülke olmadığının da altı çizildi. Halbuki biz ne bekliyorduk; 4.5G’de ilk yıl % 30, ikinci yıl % 40 ve üçüncü yıl % 45 yerlilik şartının karşılanması. İlk yılın yerlilik oranının binde 6 olduğunu yazdım, “hayır” diyen olmadı. BTK Başkanı Sayan da çok net bir rakam vermedi, vermek istemedi. Ancak ilk yılın düşük kaldığını ve ihale şartnamesi gereği 4 yıllık toplama bakabileceklerini ifade etti. Anladığım kadarıyla, Türkiye’de ihale şartlarını karşılayacak ürün olmadığı için ağırdan alınıyor. Ama bir yandan BTK, 4 yıllık zaman diliminde belli bir yerlilik oranının tutturulması için yatırımcıları ve sektörü harekete geçirmeye çalışıyor.

        Sayan, bazı önemli yabancı şirketlerin satın almalarla ve çeşitli yatırımlarla Türkiye’ye gelmek üzere olduğunu, bu adımlarla yerlilik kriterlerini karşılamada önemli mesafe alınabileceğini söyledi. GSM şirketlerinin yerlilik kriterlerini karşılamamaları halinde cironun % 3’üne kadar BTK ceza verebiliyor, ama genel kanaat bu cezaların sektöre kaktı yapacak şekilde yerlileşme için kullanılmasında.

        Yerli baz istasyonu ULAK’ın şirketlere zorla sipariş ettirildiğini ve nerelerde kullanılacağının bilinmediğini, istekle sipariş verilmediğini hatırlatılması üzerine BTK Başkanı Sayan, 5G’de ULAK’ın daha iyi olacağını söyledi. BTK’nın şirketlerden Ar-Ge için ciddi para toplamasına rağmen aynı oranda sektöre neden destek olmadığını, paraları kullanımının nasıl olduğunu hatırlatmamızda ise Sayan, “BTK para topluyor, ama Ar-Ge kullanımı için karar Ulaştırma Bakanlığı’nın. Biz bu paraların kullanımında yetkili değiliz” dedi.

        Yetkililerin görüşleriyle sektöre baktığımızda, daha önce bu köşede yazdığımız üzere şirketlerin yerlilik için savunması, “Yerli ürün vardı da biz mi kullanmadık” şeklinde olmaya devam edecek. 4 yıl sonra BTK denetimleri yaptığında bakalım yerlilik oranı ne olacak? Başkan Sayan, yerlilik şartı tutturulmadığı takdirde, şirketlerin yatırımlarına % 30 ayırmalarının gerekeceğini söyledi.

        Öte yandan Ankara’da 5G’nin teknolojik çalışmalarının yapılabilmesi için vadi kurduklarını, test için yerler oluşturduklarını ve 5G’de 2 sektör belirlediklerini belirten BTK Başkanı, OSTİM’le kümeleşme çalışmaları yaptıklarına, donanım ve yazılımcıları ziyaret ederek sektörü geleceğe hazırlamaya çalıştıklarına vurgu yaptı.

        Diğer Yazılar