Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kömür ve petrol çağından sonra yaşadığımız yüzyılın doğalgaz çağı olacağı uzun süredir gündemde. Ancak doğalgaz aynı zamanda yenilenebilir enerji kaynaklarına da dönüşümü sağlayacak, geçişi kolaylaştıracak fosil yakıt olarak dikkat çekiyor. Rusya’nın etkin olduğu gaz piyasasına, Amerika’nın kaya gazıyla giriş yapması, sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ile dünya pazarlarında hem kendi etkinliğini hissettirip hem de Rusya ile rekabete girmesi beraberinde yeni tartışmaları da getiriyor.

        ABD-Rusya gaz rekabetinde ilk tartışma alanı Rus gazını Avrupa Birliği’ne (AB) ulaştıran Kuzey Akım Boru Hattı’na ilave olarak projelendirilen Kuzey Akım 2 oldu. Uzmanlar ise Türk Akımı’nın ikinci boru hattıyla AB’ye uzanacak kısmının da bundan etkileneceği görüşündeler. Türk Akımı’nın birinci boru hattı, Türkiye’nin Ukrayna üzerinden aldığı doğalgazı by-pass ederek onun yerine ikame olacağı ve anlaşmalarının da Rus-ABD tartışmalarından önce imzalandığı için sorun yaşamayacağı belirtilirken, AB’ye Yunanistan veya Bulgaristan üzerinden gitmesi planlanan ikinci boru hattının geleceğinin ise tartışmalı olduğunu ifade ettiler. Hasılı uzmanlar, Kuzey Akım 2 ve Türk Akımı 2’nin aynı anda AB’ye gitme şansı olmadığı görüşündeler.

        Önceki gün Enerji Piyasaları ve Politikaları Enstitüsü (EPPEN) işbirliği ve Dünya Gazetesi ev sahipliğinde Swissotel’de yapılan Rus ve Türk uzmanların katılımıyla Türk Akımı Projesi masaya yatırıldı. İki taraftan da 4 uzman karşılıklı olarak, biz Türk gazetecilerinin önünde, Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ’ın moderatörlüğünde hem tartıştılar, hem de bizim sorularımız cevaplandırıp katkılarımızı değerlendirdiler.

        Rusya’dan Dr. Aleksey Grivach, Dr. Danila Bochkarev, Dr. Roman Samsonov ve Vitaliy Yermakov, Türkiye’den ise Dr. Sohbet Karbuz, Dr. Volkan Ediger, Dr. Filiz Katman ve Dr. Volkan Özdemir uzmanlar olarak masadaydı. Türk Akımı’nın bu şekilde, uzmanlar tarafından masaya yatırılması neticesinde, Türkiye’nin enerji merkezi (HUB) olabilmesi için daha fazla çaba sarf etmesi gerektiği gerçeği de ortaya çıkmış oldu. İki taraf uzmanları da bir ülkenin enerji HUB’ı olabilmesi için 10 yıllık bir zaman diliminde gayret gösterip gazın, petrolün fiyatlandığı bir ortamın gerekliliğine vurgu yaptılar.

        *************

        TÜRK AKIMI NE GETİRECEK?

        Türkiye’den katılan uzmanlar, Türk Akımı’nın gerekli ve önemli olduğuna, ancak ucuzluk getirmediğine, enerji arz güvenliği sağlamada sıkıntıları olduğuna ve Türkiye’yi HUB yapma detayları içermediğine vurgu yaptılar. Türk Akımı 2’nin, AB’ye gitmemesi halinde bu hattan gelecek gazın Türkiye’ye verilmesiyle enerji az güvenliğinde daha da sıkıntılı bir tablonun oluşacağına işaret ettiler. Dolayısıyla ne derece katkısı olacağının hükümet tarafından, anlaşmalar detayında iyi analiz edilmesi gerektiğini belirttiler. Rus uzmanlar ise Rusya’nın gazı stratejik unsur olarak kullanmadığına, tamamen ticari parametrelerle hareket ettiğine işaret ederek Türk uzmanların endişelerine katılmadıklarını söylediler. Neticede, Ukrayna hattı yakın zamanda teknik olarak da ömrünü tamamlayacak. İki ülke arasındaki tartışmalar sebebiyle Türk Akımı zorunlu bir Rus projesi olarak Türkiye’nin katkısı olmadan ortaya çıktı.

        *************

        EDAM, TÜRK AKIMI’NI NEYE GÖRE DEĞERLENDİRDİ?

        Türk uzmanlar, Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi’nin (EDAM) Türk Akımı Projesi’nin ekonomik etki raporunu da değerlendirerek talep projeksiyonlarının abartılı tutulduğuna, son 2-3 yıldır yaşanan daralmaların dikkate alınmadığına vurgu yaptılar. Ortak görüş şöyle: “EDAM raporunda neyin, neye göre değerlendirilip ekonomik etki sonucuna ulaşıldığı meçhul. Hem talep projeksiyonu, hem de geçmiş yıllardaki tüketimin geleceğe yansımalarının değerlendirilmesinde abartılar var.” Dolayısıyla EDAM raporundaki, “Türk Akımı, gayrisafi milli hasılaya 546 milyon dolarlık katkı sağlayacak” iddiasının tartışmalara açık olduğunu söyleyebilirim. Tıpkı EDAM’ın 3. havalimanını değerlendiren etki raporunda olduğu gibi. Rapor isteyenlerin gönlü hoş tutulsun kaygısı abartılara sebep olmuş gibi görünüyor. Türk Akımı konjonktüre uygun olarak ilerliyor, şişirmeye, abartmaya ihtiyacı yok.

        Son söz: Rusya ile Amerika arasında konvansiyonel gaz ile konvansiyonel olmayan (LNG) gaz savaşına hazır olalım.

        Diğer Yazılar