Küresel kriz için savaş stratejisi
Küresel krizin derinliği ve nerde biteceğine dair tespitlerden daha önemli bir konu var: Krizle nasıl mücadele edilmesi gerekir? Ülkeler, büyük, küçük şirketler, bankalar ve özellikle merkez bankalarının öncelikle yapması gereken strateji ve taktik belirlemek: Krize ne kadar güçlü mali yapı ve uygun pozisyonda yakalansanız da strateji ve taktiğiniz yoksa parlak bir gelecek için ümitli olamazsınız. Prusyalı emekli General Kari Von Clausevvitz'in 1832 yılında yazdığı 'Savaş Üzerine' adlı kitabı günümüzde bile en iyi pazarlama kitabı olarak değer görüyorsa, küresel krize karşı savaş stratejisi geliştirip, tatbik etmek mantıklı olmaz mı? Çünkü Clausewitz, tüm savaşları iki şeye; 'Strateji ve Taktik'e dayandırıyor. Silahların değişmesine, modernleşmesine rağmen savaşın kendisi ve mantığı değişmediği gibi pazarlama da, üretim-tüketim ilişkisi de, arz-talep arasındaki aşk-nefret bağı da değişmiyor. Normal zamanlarda zaten üretim, pazarlama ve rekabet strateji gerektiriyor. Krizlerde ise savaştaki sıcak temas hali gibi taktiklerin zamanında devreye girmesi kaçınılmaz. Birleşmiş Milletler (BM), küresel mali krizin sorumlusunun büyük oranda zengin ülkeler olduğunu düşünüyormuş. BM'nin ticaret kuruluşu olan BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı'nın (UNCTAD) hazırladığı rapordaki görüş böyle. Raporda, zengin ülkelerin mali sektörlerde sınırsız spekülasyona izin vermelerinin mevcut krize yol açtığı belirtiliyor. Bu kriz, strateji ve taktik sonucu mu gelişti? Açıkçası çok merak ediyorum. Zira yapılan ve net ifade edilmeyen tespitler önemli bir gelişmiş ülkeyi özellikle işaret ediyor. Bu durumda ülkelerin küresel krizden kendilerini korumaları için savaş stratejisi geliştirmeleri lazım gelecek. Zira bundan sonra savaşları böyle yaşayacağız. Ve yaşadığımız küresel krize de bu yüzyılın en önemli savaşı olarak bakmamız gerektiğini galiba ileride anlayacağız.
Hollandalılar tedavi etmeyi unutmuş!
Türk Hava Yolları (THY) uçağının Amsterdam Schiphol Havaalanına inişi sırasında meydana gelen kazada ilk yardım ve kurtarma problemleri olduğuna olayın yaşandığı gün dikkat çekmiştim. Hollanda'da yaşayan bazı vatandaşlarımız da Hollandalılara toz kondurmamış, bana bol eleştiri mesajı göndermişlerdi. Maalesef onları üzecek, Hollandalılara güvenlerini zedeleyecek bir haberim var. Evet, kaza esnasında ve sonrasında dört dörtlük sağlık yardımı yapıldığını halen düşünmüyorum. Hastaneye kaldırılanların sağlık kontrolleri ve tedavileri gerektiği gibi yapılmamış. Hollanda'da bir hastanede yaklaşık bir hafta tutulup, sağlıklı diye Türkiye'ye gönderilen kabin memuru Perihan Özden, istanbul'da ameliyat olmak zorunda kalmış. Önemli bir kaynağım, kabin memurunun İstanbul'a döndüğü günün akabinde kolunda problem yaşadığını ve bir üniversite hastanesinde tedavi olduğunu söyledi. Hollandalıların iyi diyerek taburcu ettiği Özden'in kol kaslarında kopma ve zedelenme sebebiyle ödem oluşmuş. Bu nedenle hemen ameliyata alınarak beden ve ruh sağlığına ülkesinde kavuşturulmuş, Hollanda'da değil.
Bilindiği üzere günlük hayatımıza giren birçok teknolojik gelişmenin ilk kaynağında havacılık ve uzay endüstrisi var. Mesela, Tempur markasıyla satılan yataklarda kullanılan teknolojinin kaynağında ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) bulunuyor.
Bu yatak uzay araçlarındaki astronotların oturma konforu ve 'g-kuvveti' koruması için 1970'lerde, NASA Ames Araştırma Merkezi'nde geliştirildi. Doksanlı yılların ortasından itibaren ise normal piyasada pazarlanabilen mamule dönüştü.
İşte bu NASA, yer çekimi ortamında yazabilecek tükenmez kalem için ciddi araştırma-geliştirme çalışması yapmış, paralar harcamış, neticeye varmış. Amaç uzayda astronotların problem yaşamadan not almalarını, yazı yazmalarını sağlamak.
NASA yetkilileri, tükenmez kalem işinde başarı elde edince, Rus meslektaşlarıyla konuyu paylaşmak istemişler;
'Uzayda yazabilen tükenmez kalem geliştirdik. Astronotlar rahat edecek.'
Ruslar gayet sakin bir şekilde;
'Ne gerek var. Kurşun kalem kullansınlar.'
