Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Rusya, savunma sanayinde endüstriyel gelişim sorunu yaşayan SSCB döneminin birçok projesini Devlet Başkanı Putin stratejik kararlarıyla tek tek ayağa kaldırmaya devam ediyor. Son gelişme ise yaklaşık 30 yıl önce üretim hattı kapanan NATO-Varşova Paktı güç mücadelesinin ürünü Tupolev Tu-160M ​​(NATO tanımı) süpersonik nükleer ağır bombardıman uçağının yeniden gökyüzüyle buluşması.

        Rusya’nın yıllar sonra hayata geçirdiği Tu-160M bombardıman uçağı yaklaşık 15 yıl önce ziyaret ettiğim Kazan’daki United Aircraft Corporation (UAC) havacılık fabrikasından çıkış yapıp test pilotlarına teslim edilmişti. Yeni bombardıman uçağının prototiplerinde gerekli testleri yapıldıktan sonra Tu-160M’nin üretimine geçilecek. İlk etapta 50 adetlik bir üretim planlanmış.

        Rusya’nın yeniden soğuk savaş günlerine dönüldüğüne işaret eden Tu-160M adımının karşı cephesinde ise ABD’nin B-1B Lancer modeli var. Yani rakibi bu uçak. ABD Hava Kuvvetleri’nde hali hazırda görev üstlenen bu model uzun menzilli stratejik bombardıman uçağı olarak biliniyor. ABD uzun menzilli bombardıman kuvvetinin belkemiğini oluşturan B-52 Stratofortress ve B-2 Spirit beraber görev yapıyor. Netice itibariyle Rusya gökyüzünde yeniden dengeyi kurmuş olacak.

        TU-160M’nin üretimine yeniden başlanmasının stratejik açıdan da önemi var. Soğuk savaş dönemi sonrasında Rusya’nın NATO veya ABD karşısına güçlü bir bombardıman uçağıyla çıkması söz konusu. Dolayısıyla Rusya’nın askeri stratejilerinde ortaya çıkan değişikliğin de somut bir işareti olarak ele almak mümkün. 1982’de ilki üretilen ve SSCB’nin dağılmasıyla endüstriyel gelişimini sürdüremeyen Tu-160M’lerden 2016’ya kadar sadece 16’sı o da eksiklikleriyle hizmette kalabilmiş.

        REKLAM

        Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yeniden devreye soktuğu savunma politikaları doğrultusunda Sovyetler Birliği’nin çöküşü sonrasında Tu-160M gibi pahalı ve savunmada etkileyici dengeleme özelliği olan bir model hizmete girmiş olacak. Bu modeli ayağa kaldırmak için daha önce yapılan birkaç girişimin başarısız olmasının arka planında ise SSCB’nin çöküşüyle bazı bombardıman uçak tesislerinin Ukrayna’da kalması gibi detaylar söz konusu.

        Tu-160M Varşova Paktı ile NATO müttefik güçleri arasındaki silahlanma veya güç yarışında en büyük ve en ağır süpersonik savaş uçağı olarak biliniyordu. Zira Tu-160M hem şimdiye kadar uçmuş en hızlı bombardıman uçağı hem de değişken kanat geometrisine sahip en büyük ve en güçlü süpersonik uçaktı.

        İlk uçuşunu 1982’de yapan Tu-160M, Sovyetler Birliği’nin hava savunma sistemlerine nükleer bombalar göndermek için tasarlanan ABD Hava Kuvvetleri B-1 Lancer süpersonik bombardıman uçağına karşılık geliştirilmişti. Soğuk savaş döneminin eseri olarak ortaya çıkan Tu-160M ABD’nin B-1’inden daha büyük, daha hızlı ve daha geniş alanda mücadele etme kabiliyetine sahip dört kişilik bir uçak olarak ortaya çıktı.

        Teknik detaylarını vermek gerekirse uzunluğu 54 m ve kanat açıklığı 55 metre olan uçağın her biri 55.000 libre güç üreten iki motorla destekleniyor, 12.300 km menzil ve maksimum hızı 2,05 Mach (2,361 km/saat) seviyesinde. İki iç bölmesinde nükleer bomba taşıyabiliyor.

        Yeniden gökyüzüyle tanıştırılan Tu-160M ​​bombardıman uçakları günümüz şartlarında ve teknolojik yenilikleriyle havalanacak. Kh-47M2 Kinzhal hipersonik füzesini de ateşleyebilecek. Yeni uçuş navigasyonu, iletişim ve kontrol sistemleri, yeni radar ve elektronik harp sistemleriyle donatılacak ve ilk Tu-160M 2023’te Rus Hava Kuvvetlerine teslim edilecek.

        Omicron toparlanmayı geciktiriyor

        Omicron toparlanmayı geciktiriyor
        0:00 / 0:00

        Havacılık sektörü 2022’ye oldukça ümitli girmeye hazırlanıyordu, ama Omicron varyantının hızla yayılması tüm beklentileri alt üst etti. Henüz belirsizlik de geçmiş değil. Bazı uzmanlar Omicron ile birlikte COVID-19’un etkisini yitireceğini açıklamaları ise ümitleri canlı tutmaya yardımcı oluyor, fakat henüz ortada net bir sonuç yok.

        Kasım 2021’deki verilere göre bu sene çok iyi geçecekti. Fakat Omircron’un ortaya çıkması tüm beklenti ve tahminleri şüpheli hale getirdi. Kış sezonuna denk gelmesi sebebiyle tatil planlarında henüz ciddi bir değişime sebep olmadı, rezervasyon iptallerini gerektirmedi. Bu sebeple seyahat ve turizm sektörlerinin rezervasyon beklentileri bu yılın canlı geçeceğini gösteriyor. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) ise hava yollarındaki toparlanmanın Omicron’un ortaya çıkmasından önce Kasım 2021’de devam ettiğini, ama yeni gelişmelerin başta Çin’deki seyahat kısıtlamalarıyla birlikte yeniden dalgalanmaya sebep olduğunu söylüyor.

        IATA verilerine göre Kasım 2021’de toplam hava yolculuğu talebi (yolcu-kilometre) Kasım 2019’a göre yüzde 47 seviyesindeydi. Henüz düzelme ve toparlanma yarıyı dahi geçmiş değil. Omircron vakalarıyla da yurtiçi yolculuklar Kasım’da kötüleşmeye başladı. 2019 ile karşılaştırmada geri dönüş oranlarının küresel ölçekte bozulmasında Omircron etkisinin en fazla ortay çıktığı yer ise Çin. Hem dış hat uçuşlar kısıtlı hem de iç hatlarda ciddi daralma yaşandı.

        REKLAM

        Küresel yolcu talebi 2019’a kıyasla Ekim 2021’de yüzde 64,8 seviyesindeyken, Kasım ayında uluslararası yolcu talebi 2019’un yüzde 60,5 altında kaldı. Veya ekim ayına göre de gelişmek yerine yeni varyant sebebiyle geriledi.

        Hükümetlerin Omicron varyantının ortaya çıkmasına aşırı tepki göstermesi ve yayılmayı yavaşlatmak için denenmiş ve başarısız olmuş sınır kapatma, yolcuların test edilmesi ve karantina gibi yöntemleri yeniden gündeme getirmeleri seyahatleri etkiledi. Bunun neticesi olarak da Aralık ve Ocak’ta uluslararası bilet satışlarında keskin düşüşler yaşanmaya başladı. Beklenenden daha zor bir ilk çeyrek sürecine girildi.

        IATA, son 22 ayda seyahatlere kısıtlama koyulmasıyla virüsün sınır ötelerine taşınmasını önleme arasında çok az veya hiç ilişki olmadığının deneyimlendiğini söylüyor. Aksine alınan önlemlerin hayatlara ve geçim kaynaklarına ağır bir yük getirdiğini belirtiyor.

        Omircron ile ortaya çıkan tablo ise şöyle;

        • - Avrupalı ​​taşıyıcıların Kasım ayındaki uluslararası trafiği, Kasım 2019’a göre yüzde 43,7 azaldı.
        • - Asya-Pasifik havayolları, Kasım 2019’a kıyasla 2021 Kasım’da uluslararası trafiği yüzde 89,5 düştü.
        • - Orta Doğu havayolları Kasım ayında, Kasım 2019’a kıyasla yüzde 54,4’lük bir talep düşüşü yaşadı.
        • - Kuzey Amerika taşıyıcıları ise Kasım ayında 2019 dönemine kıyasla yüzde 44,8’lik bir trafik kaybına muhatap oldu.
        • - Latin Amerika havayolları, 2019’un aynı ayına kıyasla Kasım trafiğinde yüzde 47,2 oranında bir düşüş gördü.
        • - Afrika havayollarının trafiği ise iki yıl öncesine göre Kasım ayında yüzde 56,8 düştü.

        Kısacası Omircron varyantı ile beklentiler, ümitler 2022’nin iyi geçeceğine dair yorumlar yerini biraz karamsarlığa bırakmış durumda. Ama iyi haberler de var. Omircron ile COVID-19 salgınının biteceğine dair uzman yorumları ile Omicron’un hızlı yayılmasına rağmen hastalığın veya vakaların hafif geçirilmesi seyahat planlarını erteletmiyor.

        Diğer Yazılar