Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Türkiye doğal gazla tanışmasından bu yana gaz kaynaklı en büyük sorunları sürekli olarak İran ile yaşadı. Sözleşmelere uygun miktarda gaz gönderilmesinde, gazın basıncında, formülasyonunda, fiyatlandırmasında sürekli sorunlar yaşandı. İran’ın kendi 50 kuruşluk menfaati için, Türkiye veya başkasının 50 bin lirasını yakacak stratejilerle hareket etmesi meselenin özünü oluşturuyor. Bu sebeple gaz tedariki sorunları sebebiyle en fazla tahkime gittiğimiz ülke İran oldu.

        Enerji gibi hayati önemi olan bir kaynağın İran gibi bir ülkeden tedarik edilmesi cidden sıkıntılı bir durum. İran da güvenilir bir tedarikçi olmadığını Türkiye ile yaşadığı doğal gaz tartışmalarında defalarca ispat etti. Son yaşanan İran’ın gaz kesme hadisesi ise bu sürecin devamı. Havalar ısınınca gaza olan talep azalacak ve bu mesele de bir kez daha unutulacaktır.

        Diğer taraftan Türkiye’nin de böyle bir kaynaktan doğal gaz tedariki tecrübesine sahip olmasına rağmen yeterli önlemleri aldığı söylenemez. Zira İran özelinde mutlaka önlem alınmasını gerektiren sayısız örnek var. Üstelik İran’dan alınan gaz ülkemizin doğu bölgelerinde kullanıldığı için Rusya ve Azerbaycan’dan boru hattıyla gelen gaz ve sıvılaştırılmış gazla (LNG) ikamesi de kolay olmuyor. Depolarımızdaki gaz da böyle günlerde İran kesintisi sebebiyle kullanılamayınca bu krizin önümüzdeki yıllarda da devam etmemesi için tedbir şart.

        REKLAM

        Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ’nin (BOTAŞ) İran Milli Gaz Şirketi (NIGC) tarafından sağlanan doğal gazın teslimat basıncı ve miktarının 17 Ocak itibarıyla azalmaya başladığı açıklandığında sebebin ne olduğunu işin içinde olanlar biliyordu. Soğuk havalar sebebiyle İran’ın iç talebi arttığından Türkiye’ye kontratlara uygun şekilde gaz sevkiyatı yapılmadığı aşikârdı. Kendi ihtiyacı varsa elbette başkasına vermezdi. Bir noktada mücbir sebepti. Ama İran gaz sevkiyatının azalmasına yine bir teknik sebep uydurmuş, sızıntı sebebiyle sorun yaşadığını açıklamıştı. Kontratlara daha uygun olduğu için İran’ın mücbir nedeni teknik arızaydı.

        Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı da Ağrı giriş noktasından sağlanan doğal gazın, İran tarafındaki doğal gaz iletim hattında meydana gelen bir arıza nedeniyle alınamayacağını açıklayıp, yüksek tüketimi olan sanayi tesislerine kısıtlama yapacağını duyurdu.

        Mevzuatlarımızda doğal gaz ve elektriğin sıkıntılı dönemlerde nasıl kullanılacağına dair düzenlemeler var. Öncelik her zaman konutların. Fakat doğal gaz tedarikinde kaynak çeşitliliği olan Türkiye gibi bir ülkenin böyle bir sorunu yaşamaması lazım.

        Rusya, Azerbaycan ve İran’dan boru hatlarıyla, başta Cezayir ve Nijerya olmak üzere çeşitli ülkelerden veya spot piyasadan gemilerle sıvılaştırılmış (LNG) gaz alıyoruz. Sıkıntılı dönemlerde veya fiyat avantajı olduğu dönemlerde sisteme sıvılaştırılmış gaz verecek FSRU (Yüzer LNG Depolama ve Gazlaştırma Ünitesi) gemilerimiz var. Yıllık tüketilen gazın onda birine tekabül edecek şekilde doğal gaz yeraltı depomuz da bulunuyor. Ama soğuk havalarla gaza olan talep artınca sıkıntı yaşamaktan da bir türlü kendimizi kurtaramıyoruz. Demek ki bir yerlerde hata yapıyoruz, veya planlarımızda eksiklik var.

        İran’ın iç talep sebebiyle yani kendi ihtiyacı için gaz vermemesi nedeniyle eleştiriyoruz. Enerji bürokrasisi de topu onlara atıyor. Fakat farz edelim her şeyi ortada olan bir teknik arıza oldu. Türkiye’nin böyle bir durum için hazırlığı olması, krizi yönetebilmesi gerekir. En son tercih gaz kısıtlaması, elektrik kesintileri olmalıdır. İhtiyaç doğuda, ama gaz kaynaklarımız batıda şeklinde bir yaklaşım da mantıklı değil. Her kasabaya doğal gaz götürmeye çalışırken bu detayların da düşünülmesi ona göre plan yapılması gerekir.

        Diğer Yazılar