Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Deprem bölgesinde haberleşme ve iletişim konusunda yaşanan sorunun temelinde de yine koordinasyon meselesi var. 3 GSM operatörünün olağanüstü hallerde ortak hareket etmesini sağlayacak “Ulusal Dolaşım/National Roaming” sistemi gerekiyor. Böylece 3 GSM operatörü acil durumlarda sağlam olan altyapıyı ortak kullanıp hızlı bir şekilde hizmet verebilirler. Ama bunun için ortak kullanılacak baz istasyonlarına yönelik düzenleme gerekiyor.

        Depremin yaşandığı 10 ilde 3 GSM operatörünün 8 bin civarında baz istasyonu varmış. Bunun yaklaşık yüzde 25’i yıkılan binalarla birlikte devre dışı kalmış. Gerisinin bir kısmı hasar görmüş, önemli bölümü de enerjisiz kalınca deprem bölgesinde hayati değeri olan iletişim hizmetleri de çökmüş. Ama sağlam kalan altyapıyı 3 GSM operatörü kendi arasında paylaşıp, ortak kullanıma geçememiş.

        Her operatör kendi baz istasyonunu ayağa kaldırmaya çalışmak yerine diğer operatörlerinin çalışan baz istasyonlarından hizmet alabilseydi, bu kadar sorun yaşanmazdı. Aynı bölgede Turkcell ve Türk Telekom’un baz istasyonu yıkılmışsa Vodafone’unki sağlam kaldığı için hizmet verebiliyor. Ama iki GSM operatörü ondan faydalanamıyor.

        Ulaştırma Bakanlığı ve BTK’nın "National Roaming" mevzusuna tekrar el atarak en büyük mesele olan paylaşım modelini belirlemesi gerekir. Bazı operatörler bunu istemiyor. Fakat BTK'nın daha önce Danıştay'dan dönen roaming konusuna tekrar el atması halinde ciddi mesafe kat edilir. Mesela mobil araçlar roaming ile çalışıyor. Bir operatörün mobil baz istasyonundan hepsi faydalanıyor. Böylece bu yöntemle kapsama sorunu çözülüyor, ancak kısmen kapasite problemi ortaya çıkabiliyor. Netice itibariyle bakanlık ve BTK 3 GSM operatörüne yol gösterecek sistemi hazırlarsa, acil durumlarda kimin ne yapacağı daha netleşmiş olur.

        Ayrıca BTK, acil durumlarda 3 GSM operatörüne önderlik edecek kriz merkezi kurarak, kritik yedek malzeme tutacak düzenlemeleri için de adım atarsa bundan sonraki hadiselerde iletişim sorunu daha kolay atlatılabilir.

        Mesela deprem bölgesinde GSM operatörlerinin elamanları baz istasyonlarına tamire giderken, yakıt ikmali yaparken ciddi sorunlar yaşamışlar. Görevli olduklarına dair mahalli otoritelerden belgeleri olmayınca bir çok baz istasyonuna gidememişler. Çünkü dışardan müdahaleler olmuş. Bu tarz sıkıntıların acil durumlarda yaşanmaması için de önemle alınması gerekir.

        Ayrıca bu deprem baz istasyonlarının nerede olması gerektiği konusunda da bir zafiyeti ortaya çıkardı. Binalardaki ve kulelerdeki baz istasyonlarının oranı ile yerleri için yeni bir yaklaşım gerekiyor.

        Hatay Havalimanı PCN testi yapılmadan açılmış!

        Hatay Havalimanı PCN testi yapılmadan açılmış!
        0:00 / 0:00

        Bozulan pisti güzel bir dayanışma ile hızlıca yapılan Hatay Havalimanı, hizmet vermeye başladı. Fakat tam kontrolleri yapılmadan, “bir havalimanı pisti nasıl hizmete hazır olur” prosedürleri unutularak, testler tam yapılmadan trafiğe açılmış. Pistin Mukavemet Testi (PCN) yapılamamış. Durum fark edilince bir gün sonra Ankara’dan araç getirilip test yapılmış. PCN test sonucu da 70 çıkmış. Sonuç Hatay Havalimanı için oldukça iyi, ama keşke zamanında yapılmış olsaydı. .

        Kaplama Sınıflandırma Numarası (PCN) olarak adlandırılan test, pistin yük taşıma kapasitesini belirliyor. Bu testi de Ulaştırma Bakanlığı Altyapı Yatırımlar Genel Müdürlüğü (AYGM) envanterinde, Ankara’da bulunan özel donanımlı araç yapıyor. PCN testi Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) standardı. Uçakların ağırlığına ve tekerlerin uygulayacağı basıncı göre pist özellikleri belirleniyor. Böylece bir uçak sefer çıkmadan önce bu özellikler incelenip, uçuş gerçekleştiriliyor. Böylece uçaklar güvenli bir şekilde sefer düzenlerken, pistte aşınma ve yıpranmaya karşı korunarak kullanım ömrü uzatılıyor.

        Hatay Havalimanı’nın bozulan pistini İGA ve TAV, Ulaştırma Bakanlığı Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü koordinasyonunda onardı. Karayolları ve Orman Genel Müdürlüğü ile OYAK Beton destek verdi. Bazı belediyeler de lojistik hizmetler sağladı.

        TOKİ'nin konutları

        TOKİ'nin konutları
        0:00 / 0:00

        Deprem bölgesinde TOKİ’nin yaptığı sitelerin çökmemesi tartışılıyor. Demek ki çökse normal karşılanacak! Bir kamu kurumunun yapmış olduğu konutların çökmemiş olması “harika” kabilinden değerlendiriliyor, ama zaten olması gereken bu. Fakat çöken binalardan kamu otoriteleri ne kadar sorumluysa, TOKİ konutlarından da aynı şekilde sorumlu değil mi? Her ikisini de müteahhitler yapıyor, devletin ilgili kurumları da denetliyor. O zaman sorun nerede? Çöken gösterişli özel şirket binalarıyla ayakta kalan mimarisi, estetiği olmayan TOKİ konutları arasında nasıl bir bağ kuruluyor?

        Mesela tarihi şehrimiz Bursa’nın bağrına saplanan TOKİ konutları da var. İnşallah diğerleri gibi onlar da sağlam yapılmıştır. Ama deprem bölgesindeki TOKİ konutları yıkılmaydıysa kurallara uymuş olduğundan… Peki, “TOKİ kurallara uydu, yıkılmadı” diye neden seviniyoruz? Ya TOKİ’nin konutları da yıkılmış olsaydı, bugün neyi tartışırdık, bir de bunu düşünün…

        Diğer Yazılar