Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Savunma sanayimizde gelişmeler her geçen yıl kendisini daha fazla hissettirmeye başladı. Böylece ithalat azalırken, ne kadar ihracat yapabileceğimiz ve hangi ülkelerle kontratlara imza atabileceğimiz konuşuluyor. Mesela Türk Havacılık ve Uzay Sanayii’nin (TUSAŞ), özellikle 2023’te açılım yaptığı Güney Amerika pazarıyla birlikte bu sene 2.5 milyar dolar değere ulaşacak kontratlara imza atabilecek duruma geldiğini öğrendim. Son 5 yılda toplam 2.5 milyar dolar ihracat yapan TUSAŞ’ın 2023 hedefi ise bir milyar dolar.

        TUSAŞ yönetimi bu yıldan fazlasıyla ümitli. Sebebini anlayabiliyorum. Zira uzun yıllar platform araçlarını geliştirmekle geçti ve hepsi ürüne dönüştü. Artık güvenlik güçlerimiz tarafından çok verimli bir şekilde sahada kullanılıyor. En önemli etkenlerden birisi bu, diğeri rakipleriyle rekabet avantajı. Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet, Jandarma gibi güvenlik güçlerimizin donanımları artık büyük oranda yerli ve milli ürünlerden oluşuyor. Yerli savunma ürünü geliştirmede ve kullanımında tecrübe kazandık. Geliştirip, kullanmak geleceği planlama açısından da işbirliği yapacağınız ülkeler cihetiyle de önemli.

        TUSAŞ yaklaşık 5 yıldır istikrarlı büyüme stratejisiyle geçen dönemde özgün ürünlerinin pazarda yer almasını sağladı. 1 milyar doları geçen yıl olmak üzere son 5 yıl içinde 13 farklı ülkeyle toplamda 3.3 milyar dolarlık kontrat imzaladı. Platform araçları için yapılan anlaşmalar, satışlar uzun vadeli iş birliği anlamına geliyor. En az 15 yıl etkili oluyor. TUSAŞ platform araçlarıyla Aselsan, Roketsan, Havelsan gibi kuruluşlarımız başta olmak üzere birçok şirketin ürünü de yurtdışına pazarlanmış oluyor.

        TUSAŞ’ta üretilen platformlardan 6 ülkeye ANKA İHA, 2 ülkeye AKSUNGUR İHA, 3 ülkeye ATAK helikopteri, 2 ülkeye HÜRKUŞ, 1 ülkeye ŞİMŞEK (Yüksek Hızlı Hedef Uçak Sistemi) satışı gerçekleştirilmiş. Bir kısmının teslimatları yapılmış bir kısmı devam ediyor. Anlaşma çerçeveleri de her zaman genişleme potansiyeli taşıyor.

        Boeing ve Airbus gibi dünyanın en büyük uçak üreticileriyle çalışan TUSAŞ’ın son 3 yılda yaklaşık 2,5 milyar dolarlık yeni iş geliştirme kontratları imzaladığını biliyorum. Yani hem tasarlayıp, geliştirip, üretiyor hem de büyük şirketlerle iş birliğine de devam ediyor.

        Fakat asıl ümitler ve beklentiler ülkemizin kuruluşunun 100’üncü yılına odaklanmış durumda. TUSAŞ’ın, 2023 yılı içinde seri üretimde olan özgün platformlardan ATAK helikopteri, ANKA ve AKSUNGUR İHA Sistemleri ve HÜRKUŞ uçağı için yurt dışında yeni satış ve kontrat beklentisi söz konusu. Beklenen rakam ise 2.5 milyar dolar.

        Bakalım TUSAŞ daha önce girmediği Güney Amerika bölgesinde nasıl imkânlar yakalayacak? Uçak üreticileriyle de yeni iş geliştirme hedefi olarak bu sene için 550 milyon dolar söz konusu. Neticede beklenen 2023 yılı yurt dışı kontrat bedeli toplam 3 milyar dolar.

        Yeni yıla çok tatsız hadiselerle başladık. İnşallah Cumhuriyetimizin 100’ncü ve TUSAŞ’ın 50’nci kuruluş yılı en azından savunma sanayimiz açısından güzel gelişmelerle neticelenir.

        İstanbul acilen Anadolu şehirlerine taşınmalı!

        İstanbul acilen Anadolu şehirlerine taşınmalı!
        0:00 / 0:00

        Yaşadığımız deprem felaketi sebebiyle İstanbul yeniden gündemde ama yine yanlış şekilde tartışıyoruz. Halen daha sorunlu binaların İstanbul’da bir başka yere taşınması tartışılıyor. Kimse yoğunluğun azaltılmasını, sanayinin, üretimin ve ticari faaliyetlerin Anadolu’da çeşitli şehirlere taşınmasını gündeme getirmiyor. Halen daha Türkiye’nin bir endüstrisi haritası yok ama bunu dikkate alan da yok.

        Yıllardır nüfusu hızla artırılan, bolca konut projesi geliştirilen İstanbul ve Marmara Bölgesi’nde bir felaket yaşanması halinde ülkemizin ne hale geleceğini yetkililerin iyi düşünmesi lazım.

        Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İstanbul'da dönüşmesi gereken 1.5 milyon bağımsız bölüm olduğunu, bunlardan acilen dönüşmesi gereken 300 bini için çalışma yaptıklarını söylüyor. İstanbul’daki riskli 1.5 milyon konutu dönüştürürken bunları Anadolu’ya aktarma projelerinin de geliştirilmesi şart. Acilen İstanbul nüfusunun azaltılması ekonomik faaliyetlerin Anadolu’ya kaydırılması için teşvik ve destek programları olması gerekiyor.

        EYT'nin 'İmar Barışı'ndan farkı ne?

        EYT'nin 'İmar Barışı'ndan farkı ne?
        0:00 / 0:00

        Hükümetin uzun süre direndiği, hatta zaman zaman eleştirdiği Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) ile ilgili düzenlemeler seçim tablosu sebebiyle TBMM’ye geldi. Tüm partilerin seçmene şirin görünme yaklaşımları sebebiyle de TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Hem de 5 partiden 395 milletvekilinin kabulüyle.

        Devletin geleceği adına ekonomiye getireceği yüke, ağır sorumluluğa TBMM’de dikkat çeken oldu mu? Hayır. Bu yaklaşımın kanunsuz, nizamsız yapılan binalara sağlanan İmar Barışı’ndan ne farkı var?

        EYT’nin kabulü sonrası Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'na eklenen geçici maddeyle erkenden birçok insana aylık bağlanacak, ama kaynağı düşünen olmadı. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) bu ağır yükün altından nasıl kalkacak, dikkate alınmadı. Prim ödeyen ile emekli maaşı ve SGK’dan çeşitli hizmet alacakların hesabı birbirini tutmayacağına göre çarkı kim, nasıl döndürecek? İmar Barışı’na benzer bir ekonomik yıkıntıya da maalesef EYT sebep olacak!

        Diğer Yazılar