Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Ukrayna-Rusya savaşıyla başlayan tartışmalardan en önemlisi Avrupa’ya sevk edilen Rus doğalgazının kesilmesiydi. Rusya’nın önemli bir gelirden olacağını düşünen Batılı ülkeler, doğalgaz ambargosuyla nasıl bir tablonun ortaya çıkacağını merak ediyorlardı. İşte o merakları giderecek tablo ortaya çıkmaya başladı. Ocak ayında Rusya’nın Çin’e yaptığı doğalgaz sevkiyatı 2,7 milyar metreküp olmuş. Bu rakam Çin’e gaz tedarikinde Rusya’yı lider yapmış durumda.

        Rusya ile birlikte Türkmenistan ve Katar da Çin’e doğalgaz veren en önemli iki ülke olarak dikkat çekiyor. Her iki ülke de Ocak 2023’te 2,2 milyar metreküp doğalgaz satmış. Onları 1,8 milyar metreküple Avustralya takip ediyor.

        Rusya’nın doğalgaz devi Gazprom, “Power of Siberia / Sibirya’nın Gücü” boru hattı aracılığıyla Çin'e yaklaşık 2 milyar metreküp gaz teslim ederken, 770 milyon metreküplük bölümünü de LNG olarak göndermiş.

        Çin kaynaklarına göre Ocak ayında toplam ithalat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1 artarak 11,3 milyar metreküp olmuş. LNG arzı yüzde 7 artarak 5.21 milyon tona, boru hattı gazı ithalatı ise yüzde 7,2 azalarak 4.48 milyar metreküpe gerilemiş.

        Geçen yıl “Sibirya'nın Gücü” boru hattıyla Çin’e 15,5 milyar metreküp doğalgaz veren Rusya, 2025 yılına kadar teslimat hacmini 38 milyar metreküpe çıkarmayı planlanıyor. Ayrıca Gazprom, Çin’e iki farklı boru hattından da gaz göndermek için çalışıyor.

        İki ülke arasında dikkat çeken başka detaylar da var. Mesela 2022’de Rusya ile Çin arasındaki ticaret yüzde 29,3 artarak 190,27 milyar dolar olmuş. Ocak-Şubat 2023 döneminde ise iki ülke arasındaki ticaret yüzde 25,9 artmış. Rusya ve Çin her alanda iş birliğini artırmaya devam ediyor.

        Bakalım Çin Devlet Başkanı Şi’nin Moskova ziyareti, Rusya-Çin ilişkilerinin en yüksek seviyeye ulaştığı bir dönemde ne tür sürprizleri beraberinde getirecek.

        Türkiye'deki Rus şirketleri 1363'e ulaştı

        Türkiye'deki Rus şirketleri 1363'e ulaştı
        0:00 / 0:00

        Rusya ile Çin arasındaki doğalgaz gelişmeleri kadar Rus şirketlerinin Türkiye’de performansı da dikkat çekici. Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın(TEPAV)araştırmasına göre 2022 yılında doğrudan yabancı yatırım girişleri 13 milyar dolar, yurt dışına doğrudan yatırım çıkışları 5 milyar dolar olmuş. Gayrimenkul yatırımları hariç tutulduğunda ise doğrudan yatırım kaynaklı net sermaye girişi ise 1,8 milyar dolar ile sınırlı kalmış.

        Ukrayna-Rusya savaşı sonrasında Rusların en fazla ilgi gösterdikleri ülkelerin başında Türkiye geliyor. Bu durum rakamlara şöyle yansımış. 2022 yılında yabancılara yapılan konut satışı yüzde 15,1 artmış ve 68 bin 210’a yükselirken özellikle Rusya ve Ukrayna uyruklu vatandaşlara satışlardaki hızlı artışlar olmuş. Konutların 16 bin 312’si Rusya, 8 bin 223’ü İran ve 6 bin 241’i Irak uyruklu vatandaşlar tarafından satın alınmış. Ruslar yüzde 203,3 ile lider. Ukrayna da yüzde 106,6 ile ikinci. En fazla konut da İstanbul’da satılmış.

        2022 yılında kurulan ve yüzde 61,9’u İstanbul’da olan yabancı sermayeli şirketlerin sayısı yüzde 49,8 oranında artmış. Son bir yılda Rusya ortaklı şirketlerin sayısı ise 177’den 1363’e çıkmış. İran da 1300 şirket sayısı ile ikinci konumda.

        Yabancıya konut satışı sıkıntılı bir durum, demografik yapıyı da bozuyor, her şeyi de etkiliyor. Bu konunun ülke ciddi meselesi olarak görülmesi lazım…

        TUSAŞ'ın bir değil 4 hayali gerçek oluyor!

        TUSAŞ'ın bir değil 4 hayali gerçek oluyor!
        0:00 / 0:00

        Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılında, Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108’nci yıl dönümünde, 18 Mart’ta Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) Türkiye’nin bir değil birden fazla hayalini geçekleştirdiğini somut örnekleriyle; 3 milli hava aracıyla ortaya koydu. Yaklaşık 1,5 yıl önce TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil bu 3 hava aracını bu seneye yetiştireceğini söylediğinde yakın çevresinde bile “acaba” ile karşılandığını biliyorum. Dolayısıyla Temel Kotil’i ve onu sürekli destekleyen Savunma Sanayii Başkanı (SSB) İsmail Demir’i tebrik etmek gerekiyor.

        Aslında Atak 2 helikopterini de sayarsak havacılığın tüm alanlarını kuşattığımız gerçeği de ortaya çıkıyor. Sabit kanat tarafında iki jet motorlu; Milli Muharip Uçak (MMU), Türkiye’nin ilk milli ve özgün insanlı jet motorlu uçağı Hürjet var. Ayrıca jet motorlu İnsansız Hava Aracı (İHA) ANKA 3 de yeni dönemin kilometre taşı olarak dikkat çekecek. Döner kanat tarafında en büyük gücümüz ise Atak 2 olacak.

        Aselsan’ın, Roketsan’ın ve diğer şirketlerimizin katkılarıyla milli ve özgün hava gücümüz ortaya çıkmış durumda. Yakında Hürjet ve Anka-3 havalanacak, Atak 2 motor çalıştıracak. MMU ise bu enerji ve moralle programının önünde koşacak gibi görünüyor. Geriye ne kalıyor denirse, tek bir şey kalıyor. Motor tarafındaki çalışmaların hızla neticelenerek, yerli ve milli ürünlerimize güç vermesi.

        TUSAŞ iştiraki TEI (yüzde 50,5) ile TR Motor (yüzde 100) çalışıyor. Başka şirketlerimizin de motor konusunda somut gayretleri var. Yurtdışından bazı şirketlerle ortak üretim konusunda da ilerleme söz konusu. Çünkü bu alanda başarı sağlayan Türkiye ile artık iş birliği yapmak isteyen ülke ve şirket sayısı çoğalmış durumda. Engel olanlar artık iş birliği için görüşmeler yapıyor.

        Temel Kotil de sosyal medyadan hayallerinin neticesi olarak şu mesajı paylaştı: ‘Türkiye Yüzyılı’nda milletimize olan sözümüzü tuttuk. MMU ve HÜRJET taksi yaptı, ATAK 2 yakında motor çalıştıracak, ANKA 3 de ilk uçuşunu gerçekleştirecek. Binlerce çalışma arkadaşımız ve iş ortaklarımızla ortaya çıkardığımız ürünlerimizi Çanakkale şehitlerimize armağan ediyoruz.”

        TUSAŞ mühendisleri de bu hayalin gerçeklemesi için bu zamana kadar gece gündüz demeden çalıştılar, çalışmaya da devam ediyorlar. Emeği geçen herkes büyük bir alkışı hak ediyor. Tebrikler.

        Diğer Yazılar