Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Rusya sınır kapılarından çeşitli gerekçelerle dönen yaş meyve-sebze ihracatına yönelik bir model önermiştim. Yazım üzerine Gıda ve Kontrol Genel Müdür Yardımcısı Dr. Nevzat Birişik aradı. Ancak hiçbir konuda anlaşamadık. ‘Madem anlaşamıyoruz, bir cevap gönderin, aynen kullanayım’ teklifime de ‘Kişiye özel açıklama yapmayız’ yaklaşımı sergiledi. İhracat ürünlerinin geri dönme oranının binde 17 gibi düşük bir rakam olduğundan bahsetti. Ne derece doğru bilmiyorum. Bana inandırıcı gelmemesinin sebebi de benim dünyadaki uygulamalardan hareketle önerdiğim uygulamalardan Türk bürokrasisinin bihaber oluşuydu. Halbuki önerim Amerika tarafından uygulanıyor. Üstelik bırakın yaş meyve-sebze gibi malların bu ülkeye girişini, kişilerin bu ülkeye seyahatlerini kolaylaştırmak için geliştirdiği ve yıllardır uyguladığı bir model.

        5 Nisan 2014’te Habertürk’te de bu konuyu yazmıştım. Amerikalıların, ‘Border Preclearance Facilities’ diye isimlendirdikleri, Hudut Geçiş Ön Kontrol Tesisleri modeli şu an Kanada, Karayipler, İrlanda, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar’da uygulanıyor. Bu tesislerde gümrük, göçmenlik, kamu sağlığı ve tarım departmanları görev yapıyor. Bu sistemde ilgili ülke Amerika ile anlaşıyor. Böylece Amerika seyahatlerinde (hava, kara, demir, deniz) sınır kapıları bir nevi Kanada’ya, Katar’a çekilmiş oluyor.

        Mesela Katar’dan Amerika’ya gidecek uçağın tüm işlemleri, bu ülkeye uçacak yolcular, bagajlar ve uçak altı kargolar, ABD Gümrük ve Hudut Muhafaza Memurları tarafından yönetilen bu tesislerden geçiyor. Uçak Katar’dan havalanıp New York’a vardığında bir iç hat seferi gibi muamele görüyor. Yolcular pasaport ve gümrükten, kargolar da benzer işlemlerden geçmiyor. Modelin özeti bu. Benim önerim de; Türkiye’nin en fazla yaş meyve-sebze ihracatı yaptığı Rusya gibi ülkelerle benzeri modeler geliştirerek Türk ürünlerinin geri dönüşünü sıfıra çekmek içindi. Ancak bunu Türk bürokrasisiyle tartışmak bile mümkün değil. Devlet, sınırlar, kontroller, hükümranlık hakları gibi ezberleri var. Merak-ı mucibim şu: Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker bu hususta ne düşünüyor?

        SASA’ya verimlilik ödülü!

        Geçen hafta rahmetli Sakıp Sabancı’nın 10. yıldönümünde, Sabancı Holding, SASA’nın yabancı bir gruba satış haberini duyurmuştu. Nasıl olduysa aynı güne denk düşürülmüş, medyadan da iki haberin beraber kullanılmaması rica edilmişti. Sabancı Topluluğu ve Türkiye için kilometre taşı olan SASA gibi bir şirketin yabancılara satılıyor olması üzücüydü. Ama neticede Sabancı Topluluğu daha verimli işlere odaklanmak üzere böyle bir karar almıştı. ‘Sakıp Ağa olsaydı…’ şeklinde kurulan cümleler ayrı bir husus. Ancak garipliğe bakar mısınız, bu hafta da SASA ile ilgili yine bir haber var. Sabancı Altın Yaka Ödülleri’nin ‘Verimlilik’ dalındaki ödülünü SASA kazanmış. Ben bu ‘verimlilik’ yaklaşımından bir şey anlamadım. Galiba verimsizlik iletişimde…

        Diğer Yazılar