Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye genelinde hemen her gün 2-3 kişi telefon dolandırıcılarının kurbanı oluyor.

        Bazıları medyada haber oluyor, çoğu da kamuoyunda duyulmadan polis kayıtlarında kalıyor.

        İnsanların, yıllarca biriktirdikleri paralarını nasıl hiç tanımadığı kişilere verebildiğine, ‘polisim, savcıyım’ yalanına nasıl kandığına hayret ediyoruz.

        Hadi gazeteleri okumuyor, televizyon haberlerini izlemiyorlar.

        Emniyet Genel Müdürlüğü’nden cep telefonlarına uyarılar gönderiliyor.. Bankalar, ATM’lerine “aman dikkat” diye yazıyor.. Bunları da mı görmüyorlar..

        Yaklaşık 2.5 yıl önce dolandırılan komşum Nuri Güler’e de sormuştum, “Sen akıllı, kültürlü birisin. Nasıl inandın” diye.. O da özetle, “Ben de hayretteyim. Herhalde basiretim bağlandı” demişti.

        Dolandırıcıların “çok gerçekçi” yalan söylediklerini belirten mağdurlar, hipnoz olduklarını, anlatanlara inandıklarını söylüyorlar.

        HEP KONUŞUYORLAR

        Peki bir insan, karşısındakini nasıl, “bu derece gerçekçi” inandırıyor?

        Telefon dolandırıcılarıyla geçmişte karşı karşıya kalan Psikiyatrist Dr. Sabri Yurdakul, rahatlıkla yalan söyleyenlerin genellikle ‘mitomani’ hastası olduğunu belirtiyor.

        Psikiyatrist Dr. Sabri Yurdakul, kendisini Emniyet’ten aradıklarını söyleyen kişilerin telsiz sesleri arasında, cep telefonundan sürekli komut vermeye başladıkları zaman çok inandırıcı olduklarını söylüyor.

        Eğitimli de eğitimsiz de olsa insanın doğası gereği bir otoriteye boyun eğme eğiliminde olduğunu söyleyen Dr. Yurdakul, şunları anlatıyor:

        “Kişinin sosyo-kültürel seviyesinin yüksek olması, anlatılanlara daha geniş perspektifle bakmasına sebep olur. Ancak arayan kişinin sürekli konuşarak karşısındaki insanın düşünmesine fırsat vermemesi, kurbanın dolandırıcının isteklerini yerine getirmesine yol açar.”

        HAZ DUYUYORLAR

        Dr. Sabri Yurdakul’a göre telefon dolandırıcısı çeteler, mitomani hastalarıyla çalışıyor. Nedenini de şu sözlerle açıklıyor:

        “Mitomani hastaları bu çetelerle birlikte aldıkları paradan ziyade insanları kandırmış olmaktan dolayı mutluluk duyar. Söyledikleri yalanlarla karşılarındakini ikna etmiş, kendilerini ispatlamış olmanın büyük hazzını yaşarlar.”

        Telefon dolandırıcısıyla konuşmasını da aktaran Dr. Yurdakul, “Psikiyatrist olmama karşın eğer böyle bir durumun varlığını bilmesem beni de inandırmaları mümkündü. Çünkü telefondaki kişi, düşünmeye fırsat vermeden çok gerçekçi olabilecek olayları, mantık hatası yapmadan arka arkaya sıraladı. Normal bir insanın açık vermeden bunu yapabilmesi çok zor” dedi.

        Ortalama bir vatandaşın nasıl kandığını anlayabiliyorum..

        NE GÜZEL SÖYLEMİŞ

        En az bilinen şeylere, en çok inanılır.

        (MONTAİGNE)

        Diğer Yazılar