Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Soma’da maden faciasının yaşandığı 13 Mayıs 2014’ten bu yana tam 9 ay geçti.

        270 günlük bu sürede çok şey değişti.

        Davalar açıldı, yasalar çıkarıldı..

        Devlet kurumları, özel kuruluşlar, belediyeler, iş adamları yardım sırasına girdi.. Herkes, ölen 301 madencinin yakınlarına el uzattı..

        Giysiler, paralar, evler ve sözler verildi..

        Sonuçta hiç hesaba katılmayan bir şey oldu.. Madenden sonra ahlak da çöktü. Şöyle ki..

        Boğaziçi Üniversitesi öğretim görevlileri ve öğrencileri tarafından kurulan ‘Boğaziçi Soma Dayanışması’, 13 Mayıs’tan bugüne bölgede işçiler, aileler, sendikalar ve mühendislerle birçok görüşme yaptı.

        15 öğretim görevlisi ve 30 öğrenci tarafından bölgeye 10’dan fazla düzenlenen ziyaretlerde yapılan mülakatlar rapor haline getirildi.

        Soma, Savaştepe, Kınık ve Dursunbey’deki mülakatları kapsayan 35 sayfalık ön raporda, 301 işçinin hayatını kaybettiği facia; ‘öncesi, kaza ve sonrası’ olmak üzere 3 başlık altında incelendi.

        Raporda yer alan en çarpıcı görüşmeler şunlar:

        Faciadan sonra birden kalabalıklaşan ilçe, köyler ve evler faciadan birkaç hafta sonra boşaldı. Bir ‘söz verilmiş ama yalnız bırakılmışlık’ hissi var.

        Psikologlar ve eğitimciler sıklıkla ‘babanın ölümü’ ile ‘hediye verilmesi’ arasında yanlış bir bağ kurulmuş olabileceğini söylüyorlar.

        Babasını kaybetmiş ve hediyelere boğulan çocuklarla hediye getirilmeyen, ailesinde kayıp olmayan çocuklar arasındaki arkadaşlık zedelenmiş; hediye getirilmeyen çocuk bir diğerini kıskanmaya ve ona kötü duygular beslemeye başlamış.

        Aynı köyden babasını kaybetmiş ve babası sağ kurtulan 2 arkadaş, birine sürekli hediye gelip diğerine hiç gelmemesi üzerine tartışıyor. Babası kurtulan çocuk diğerine, ‘Keşke benim de babam ölseydi de ben de bu kadar çok hediye alsaydım’ diyor.”

        Maden işçisi: “Burada iki katliam yaşandı. Maden katliamı ve yardım katliamı.”

        PAYLAŞIM KAVGASI

        Ayrıca, şimdilerde şehit madencilerden bazılarının eşleriyle, madencinin anne ve babası ya da kardeşleri arasında, yardımları paylaşım kavgası baş gösterdi.

        Ne yazık ki yaşanan para kavgası, ahlaki çöküntünün en büyük örneği...

        Başarı ve Ege Ajans

        Ege Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nun henüz birinci sınıfındaydım..

        17 yaşımda geldiğim İzmir’de tek amacım gazeteci olmaktı.. Gazete Yayınlama Tekniği dersine giren sevgili hocam Oğuzhan Kavaklı, “Hafta sonları gazetelerde çalışmak isteyen var mı?” diye sorduğunda ilk öne çıkan olmuştum.

        O gün bugündür, gazetecilik mesleğinin içindeyim. Mesleğe adımımı atmamı sağlayan Oğuzhan Hoca, ben mezun olduktan bir yıl sonra Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi bünyesinde Ege Ajans’ı kurdu.

        Türkiye’de üniversite bünyesinde kurulan ilk haber ajansı olan Ege Ajans, bugün 29. yaşını kutluyor.

        İlk haberini Ege Ajans’ta yazan 2 binin üzerinde genç, bugün Türkiye’nin dört bir yanında medya sektöründe görev yapıyor.

        İzmir’deki gazetecilerin yüzde 85’i, Ege Ajans’ta habercilik yaptı.

        Her yıl, Ege Ajans tarafından üretilen haberlerin yaklaşık 20 bini yazılı basında, 20 bini sosyal medyada, bini görsel medyada yayımlanıyor.

        Başarıların nice 29 yıllara yayılsın Ege Ajans..

        NE GÜZEL SÖYLEMİŞ

        Kendini akıllı sanan herkes aptaldır.

        (VOLTAİRE)

        Diğer Yazılar