Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kahvehane işleten bir esnaf hem sinirle, hem de şaşkınlıkla şunları anlattı:

        Geçen ay işyerime bir ekip geldi, o sırada televizyon açıktı ve müzik yayını vardı. Bana, televizyondan yayınlanan müzikle, yapımcı ve sanatçının mali haklarını ihlal ettiğimi söylediler. Tutanak tutup gittiler. 10-15 gün sonra 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’na aykırı davrandığı gerekçesiyle 6 bin liralık ceza tebligatı aldım.”

        Çok şaşırdım.. Meğer sadece o değilmiş bu konuda çok sayıda esnafın canı yanmış.. Berberde tıraş olan bir arkadaşım da aynı konudan bahsetti:

        O sırada radyo açıktı, türkü dinliyorduk.. Bu sırada içeriye, eser sahiplerinin maddi ve manevi haklarını savunan meslek birlikleri temsilcileriyle avukatları girdi. Radyodan yayınlanan müzik için 8 bin lira ceza yazdı. Berber deliye döndü. Sinirden yüzümü kesti..”

        Ardı ardına yaşan bu olaylar üzerine esnaf birlikleri, üyelerinin haklarını aramak üzere yargıya başvurdu. Uzun bir hukuk mücadelesi sonrası iş Yargıtay’a kadar gitti.. Yargıtay 19. Ceza Dairesi de noktayı koydu.. Kısaca dedi ki:

        İşletmelerde radyodan veya televizyondan yayınlanan müzik, yapımcı ve sanatçının mali haklarının ihlali anlamına gelmez.”

        Esnaf da rahat nefes aldı. Zaten aklın yolu bir.. İşyerinde müzik yayınından ticari kazanç sağlamadığı halde radyo veya televizyonunda müzik dinleyen esnafa ağır cezalar kesilmesi yanlış bir uygulamaydı.

        Bir esnaf için verilen bu karar emsal olmalıdır.

        Yoksa ‘her esnaf ayrı ayrı dava açsın’ derse bu kararın hiç bir yararı ve anlamı olmaz. Esnaf yine eziyet çeker..

        O yüzden bir karar alınmalı ve tüm bu haksız yere kesilen cezalar kaldırılmalı..

        Yeni iş kapısı şişme bot üretimi

        Teknesi olanlar son dönemde çok dertli.. Açığa demirledikleri yatlarından kıyıya çıkmak için kullandıkları şişme botlarla ilgili büyük sıkıntıları var..

        Sadece onların değil bu sıkıntı.. 2-3 milyar lira verip şişme bot alarak balık avlayan, gezinti yapan orta direk de aynı dertten muzdarip. Nasıl mı?

        Şişme botlar bağlantı yerlerinden genelde açılıyor. Hele kalitesizse, Çin malıysa bu durum daha fazla yaşanıyor.

        Yaşanan bot sıkıntısını değerli dostum Abdullah Sarıgedik anlattı:

        Eskiden şişme bot servisleri vardı. Suriyeli göçmenlerden sonra hepsi bu işi bırakıp üretime geçmiş. O yüzden patlayan, açılan botları tamir edecek adam kalmadı. Yeni doğan bu iş kapısıyla eski servis elemanları, üretici oldu şimdi şişme bot yetiştiremiyorlar. Sıkıntı merdivenaltı iş yapanların artması.. Güvensiz bu botlar da deniz ortasında yaşanan ölümlere yol açıyor.”

        Göçmen kaçakçılığı bu denli artınca doğal olarak yeni yeni yan sanayiler doğuyor. Ama bu denetimsizliğin sonu da ölümle bitiyor. Bir yanda kazanç, bir yanda can, nerede insanlık..

        NE GÜZEL

        SÖYLEMİŞ

        İnsanların seni en çok sevdiği zaman, işlerine en çok yaradığını zamandır.

        (Charles Bukowski)

        Diğer Yazılar