Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Size, benim çok önem verdiğim verileri aktarmak istiyorum. Bu rakamlar, çoğunuzu şaşırtmayacak ancak üzeceğini biliyorum. Şöyle ki:

        Bir Japon bir yılda ortalama 25 kitap..

        Bir İsviçreli bir yılda ortalama 10 kitap..

        Bir Fransız da ortalama 7 kitap okuyor..

        Türkiye’de de 6 kişiye yılda 1 kitap düşüyor..

        Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca hazırlanan “Türkiye Okuma Kültürü Haritası” sonuçlarına göre, İngiltere ve Fransa’da düzenli kitap okuma alışkanlığı yüzde 21 iken, Türkiye oranı yüzde 0.01. Yani onbinde bir. Yüzde, binde değil onbinde..

        Türkler’in kitap okumaya ayırdığı zamanı, Norveçli 300’e, ABD’li 210’a, İngiliz 87’ye, Japon 97’ye katlıyor.

        Türkiye’de dergi okuma oranı yüzde 4, gazete okuma oranı yüzde 22, radyo dinleme oranı yüzde 24, televizyon izleme oranı ise yüzde 95.

        Vay vay vay..

        Bu rakamlar beni ürkütmedi değil.. Fazla okumuyoruz diye düşünüyordum ama bu kadar olduğunu bilmiyordum.

        30 yıl önce gazeteciliğe başladığımda, toplam gazete okuru sayısı 4-4.5 milyon arasındaydı.. Merak ettim bugüne baktım. Rakam aşağı yukarı aynı. Değişen bir şey yok.

        O zaman nüfus 50 milyondu, şimdi yüzde 60 artışla 80 milyona dayandık.

        Bu neden kaynaklanıyor acaba.. Tembellikten mi, ‘armut piş ağzıma düş’ felsefesinden mi?

        Ama durum vahim..

        Onu geçtim bir de okuyan ama okuduğunu anlamayanlar var.. Bu rakamlar bana neye hatırlattı biliyor musunuz..

        Atatürk’ün o meşhur sözünü: Türk, Öğün, Çalış, Güven.. Bu yazımın bile okunacağından şüpheliyim ama hadi yazmış oldum..

        Gel bi de bizim pantolonu gör..

        Bu köşenin müdavimlerinden Reyhan Pastanesi’nin ortaklarından arkadaşım Tuncay Reyhan, eskiden uçaktan çok korkardı ama artık o korkuyu yendi, şimdi de uçaktan inmez oldu.

        Avrupa’da pastacılık üzerine ne kadar fuar varsa hepsini gezer oldu. Son olarak da Almanya’ya gitti.

        Uçak, Frankfurt Havaalanı’na inişe doğru pilot yolculara anons yapar:

        Sayın yolcularımız, 30 dakika sonra Frankfurt Havaalanı’na inmiş olacağız. Hava parçalı bulutlu, sıcaklık 16 derece... Aman Allah’ım!”

        Ve anons o anda kesilir, uçak sanki ölüm sessizliğine bürünür.. Ardından bütün yolcular panik olur, ortalık çalkalanır.

        Birkaç dakika sonra -bu süre yolculara yıllar gibi gelir- pilot tekrar anons eder:

        Sayın yolcularımız kusura bakmayın. Az önce sizleri korkuttum. Hostes yanlışlıkla üzerime sıcak kahveyi döktü, canım çok yandı. Pantolonumun önünü bir görseniz..”

        Bizimki bağırır, “O da bir şey mi siz gelin buradakilerin pantolonlarının arkasını bir görün..”

        NE GÜZEL SÖYLEMİŞ

        Kışın soğuğunu çekmeyen, baharın

        tadına varamaz.

        (Tuncay KORKMAZ)

        Diğer Yazılar