Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yıl 7 Mart 1990.. Bundan 27 yıl, 3 gün önce.. Yer İstanbul..

        Evinden gazeteye gitmek üzere sokağa çıktı. Kapıda şoförü bekliyordu. Tam araca binerken yüzleri kar maskeli iki terörist tarafından çapraz ateşe tutularak 7 kurşunla öldürüldü.

        Hunharca bir cinayete kurban giden bu isim Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Çetin Emeç’ti.. 55 yaşındaydı.

        Bugün izninizle özele gireceğim ve onunla tek anımı burada paylaşarak, rahmetle anacağım. 20 Aralık 1987 akşamı, Hürriyet Ege Temsilciliği’nin İzmir Kalearkası’ndaki binasının 6’ncı katında bulunanlar bilir. Çetin Emeç, ilk ve son olan o karşılaşmamızda hayatımı değiştirdi. Babası Demokrat Parti’nin milletvekili olan, demokrasi savunucusu, gazetecilik ustası Emeç, yılbaşı kutlamaları için İzmir bürosuna gelmişti. Büronun 6. katta davet veriliyordu. Hürriyet Haber Ajansı (hha) ve yazıişleri çalışanları oradaydı. Kimler mi?

        Hürriyet Ege Temsilcisi Nedim Demirağ, hha Bölge Müdürü Nejat Seçen, Yazıişleri Müdürü Erdoğan Örnek. İstihbarat Şef Hüseyin Yoldaş, Belediye Masası Şefi Edal İzgi, Polis Adliye Masası Şefi Cemalettin Özdoğan... O sıralar ben de, Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni bitirmiş, 1985’te staj yaptığım hha’da polis-adliye muhabirliği yapıyorum. Ama ne sigortam var, ne kadrom, ne maaşım.. Karın tokluğuna çalışıyorum.. Müdürlerimin uğraşına karşın bir türlü kadroya geçememiştim. Ama işte o gün anlatacağım karşılaşma gerçekleşti.

        HAYATIM DEĞİŞTİ

        Herkes yukarda kutlamada bense “sen polis telsizini dinle” dedikleri için 4. katta haber merkezindeyim. Tek başıma kaldığım ve 6. kata çıkamadığım için üzgündüm.

        Saat 21.00 sıraları, gazetenin ilk baskısı çıkmış ve Çetin beye ulaştırılmış. O gün de benim, Hürriyet’in 1. ve 3. sayfalarıyla Ege ekinde birer haberim yayınlanmış.

        Dikkatini çekiyor, beni soruyor. Geçmiş zaman beni çağırmaya kim geldi bilmiyorum, “Çetin bey seni istiyor” dedi.

        O iki katı nasıl çıktım, karşısına ne zaman gittim hatırlamıyorum. Uçtum sanki, “Buyrun efendim” dedim.

        -Evladım seni tebrik ederim. Güzel haberler.. Muhabir olarak hangi alana bakıyorsun?

        -Efendim ben sabahları emniyet müdürlüğü, öğleden sonra adliye, akşam da hastane acillerinden haber çıkarıyorum. Gece büronun koltuklarında yatıyorum.

        -Senin 212’in var mı? (Gazeteci kadrosu)

        -Yok efendim.. Sigortam bile yok. Hatta kadroya alınamadığım için müdürlerim bana Karşıyaka Belediyesi Basın Bürosu’nda iş buldu, yılbaşında başlayacağım.

        O sırada hha Genel Müdürü Taner Atila’ya seslendi.

        - Taner bey ricam şu... Hasan’ı İstanbul’da üç gün misafir ediyorsun ve de 212 kadrosunu yapıyorsun.

        İşte o gün hayatım değişti.

        Nur içinde yat sayın ustam..

        ——————————

        NE GÜZEL SÖYLEMİŞ

        Her şey neye layıksa ona dönüşür.

        (Hasan USTAOĞLU)

        Diğer Yazılar