Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yıllar önce, İzmir sokaklarının doğalgaz boruları döşenmek için kazıldığında görüp dehşete düşmüştüm. Şimdi yaşanan doğalgaz patlamalarını gördükçe haklı olduğum ortaya çıkıyor.

        Şöyle ki..

        Yanılmıyorsam 10 yıl öncesiydi.. Evimden çıktım, sokağımız doğalgaz için kazılıyordu. Günler sürdü. Çalışanlarla ara sıra sohbet ederken çoğunun İzmir’e ilk kez geldiğini, hatta ilk kez boru döşeme işinde çalıştığını öğrendim.

        Deprem bölgesi İzmir’de, içinden evlere gaz taşınacak plastik boruların etrafının kumla kaplanması gerekirken, taşlı toprakla doldurulduğunu görünce durumu ilgili firmaya bildirip, önlem aldırmıştım.

        Böyle örnekleri çoğaltabiliriz..

        Avrupa ülkelerinde evladiyelik yapılan kaldırımları, yolları, park düzenlemelerini gördükçe de biz neden yapamıyoruz diye hayıflanırım.

        Peki bizim belediyemiz, devlet kurumlarımız neden düzgün iş yaptıramaz?

        İhale ettiği firmadan; çizimlere, maketlere uygun olmayan projeyi nasıl teslim alır?

        Bu işi denetleyenler, kalifiye olmayan işçiler çalıştıran firmaya neden göz yumar?

        Aklım almaz demeyeyim, alır alır da nedenini söylemeye dilim varmaz.

        Sonra dava açıp “bizi rüşvetçi mi yapıyorsun” derler..

        Mimarlar Odası çok haklı..

        İzmir Mimarlar Odası, Büyükşehir Belediyesi’nin “Kıyı Tasarımı” adı altında başlattığı milyonluk projede, uygulamanın müteahhitlerin insafına bırakılarak, ortaya kalitesiz bir projenin çıktığını iddia etti.

        Açıklama şöyle:

        “Kentin kaynaklarının bu biçimde harcanmasını kabul edilemez bulmakta ve eğer uygulamalar bu şekilde devam edecekse derhal durdurulmasını tavsiye etmekteyiz. En baştan beri dile getirdiğimiz gibi, kentin acilen tasarıma, yaratıcılığa, mekansal iyileşmeye gereksinim duyan bir çok alanı dururken Kordon’da, Pasaport’ta, Karşıyaka’daki boz-yaplar artık iyi niyetle değil, beceriksizliğin ve kent kaynaklarının yanlış kullanılmasına örnek olarak anılacak bir yöne doğru çevrilmektedir.”

        Gerçekten de doğru.. Tasarım alanlarındaki birçok saygın ismin hazırladığı sahil bandı projesinde ortaya çıkan çalışmalara gidin bir vatandaş olarak bir bakın..

        Odanın da belirttiği gibi, eski kaldırımların, bisiklet yolunun ve parkların eskisinden bir farkı olmaksızın, işçilik kalitesi ve yeşil alan açısından daha da gerileyerek milyonlarca liraya kazılıp tekrar yapılması neyin nesi?

        Bunu İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da görmüş olacak ki, işin başından ihaleyi kazanan firmaya uyarısını önceki günkü meclis toplantısında yaptı:

        “Tespitler doğru.. Adam gelmiş işin kaşını gözünü çıkarmış. Bu telafi edilecek.”

        Aziz Bey’e sözüm: İzmirli çizimlerde gördüğü projeyi istiyor.

        Eskisinden kötü olan kıyı bandı işini, yapan firmadan teslim almayın. Kent halkı, her yıl değişen bir düzenleme değil, evladiyelik, kaliteli bir düzenleme bekliyor.

        Bir rezillik de Çanakkale’de

        Çanakkale Savaşlarının 100. Yılı Anma hazırlıkları çerçevesinde meşhur Hamidiye Tabyaları’nın restorasyonu için çalışmalar başlatıldı.

        Ama gördük ki yine işin ehli olmayanlar ve onu denetleyen kültür fukaraları tarihi eserlere zarar verildiğini göremediler.

        Gazeteciler çıkıp yazdı, işin uzmanları “böyle restorasyon mu olur” dedi.

        Çünkü, ihaleyi alan firma, iş makinelerini ve kepçelerini, Anıtlar Kurulu’ndan izin almadan Hamidiye Tabyaları’ndaki Bonetler üzerine çıkarmış, böyle kazı yapıyordu.

        Valilik, restorasyon çalışmalarının takip, denetim ve kontrolü aşamalarında gerekli hassasiyeti göstermeyen idari personelle ilgili gerekli incelemeler başlattı.

        Bence o adamlara, bir daha devlet görevi bile verilmemeli..

        Ne güzel söylemiş

        Dürüst insan her zaman gerçeği söyler, akıllı insan ise yalnız zamanında. (Bernard Shaw)

        Diğer Yazılar