Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BİR haftalık zorunlu erteleme sonrası futbol yaşamımıza yeniden dönüyoruz.

        Bilindiği gibi, Fenerbahçe otobüsüne yapılan silahlı saldırı sonrası futbola ara verilmiş, saldırıyı yaptıkları iddiası ile iki genç gözaltına alınmıştı. Yeterli deliller bulunamadığı için serbest bırakılan gençler ve yaralanan otobüs şoförü Rizeli’ydiler. Ve hala saldırıyla ilgili somut bir gelişme bulunamadı.

        Fenerbahçe yönetimi “Bu saldırı açıklığa kavuşmadan sahaya çıkmayacağız” dese de, futbol kaldığı yerden devam edecek. Ve ne yazık ki, birçok olayda olduğu gibi bu saldırı da karanlık bir sayfa olarak kalacak.

        KARANLIKTA KALMASIN

        Dileriz, bu işin içinde ne olduğu, saldırıyı kimlerin ne amaçla yaptığı açıklığa kavuşur. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Süper Lig takımı kaptanları ile yaptığı toplantının içeriğini okuduk. Toplantıda yer alan Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören ile Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim de konuyla ilgili kaygılarını dile getirmişler. Cumhurbaşkanı’nın kaptanları onurlandırdığı ve moral verdiği bu toplantının en önemli ayrıntısı futbolcuların nasıl bir baskı altında olduklarının dışa vurmasıydı.

        NE DİYORDU FUTBOLCULAR?

        “Taraftar baskısından, başkanların atışmasından kimse kimseye sarılamıyor...” İşte, asıl sorun bu cümlede yatıyor. El birliğiyle, barışın ve dostluğun egemen olması gereken spora, düşmanlığı ekmişiz. İyi oldu bu toplantı. Dilerim en yakın zamanda kulüp başkanları da Cumhurbaşkanı ile görüşürler. Bu noktada farklı görüşlerin olduğunu da unutmayalım. Siyasetin spora bu denli müdahalesi doğru mu? Beğeniriz beğenmeyiz. Fakat siyasi tarihimizde ilk kez futbol oynamış bir Cumhurbaşkanımız var. Böyle olunca yapılan toplantı önemli olduğu kadar anlamlıdır. Bu denli kaygı verici bir ortamda bu toplantının gerekli olduğunu düşünüyorum. Her ortamda eleştirilen futbolcuların kendileri ile aynı dilden konuşan bir devlet adamıyla bir araya gelmesi herkese bir mesajdır.

        TOZLU SAHALARI UNUTMADIK

        Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın top oynadığı yıllarda, Vefa’nın, Eyüp’ün Davutpaşa’nın yazın tozlu, kışın çamurlu halini bilenler bilir. Cumhurbaşkanı ile o dönemlerde aynı tozu yutanlardan biriyim... Şimdi ise o sahaları bırakın, artık çim olmayan saha kalmadı. Su akmayan musluklardan artık sıcak sular akıyor. Nereden nereye geldik. İmrenmemek elde değil.

        YABANCI FUTBOLCULAR

        Liglerimizde oynayan yabancı futbolcular ile kulüpler zaman zaman sorunlar yaşıyor. Bu sorunların temel noktası ise para. Varlığı da, yokluğu da dert olan para neden sorun oluyor? Dikkat ederseniz hiçbir yerli futbolcu sezon içinde, maçlar devam ederken kulüplerini şikayet etme yoluna gitmemiştir. Bu tür sorunlar sezon bittiğinde, ya da kulüple ilişkisini kesme noktasında ortaya çıkar. Yabancı futbolcular ise bir aylık gecikmede bile şikayetlerini yapıyorlar. Tıpkı, Fenerbahçeli Diego Ribas’ın yaptığı gibi. Elinde sözleşmesi olan, üstelik FIFA’nın acımasız yaptırımlarını bilen futbolcuların seçtiği bu yöntem önümüzdeki günlerde dileriz başka takımların başına gelmez.

        SORUMLU KİM?

        Eğri oturup doğru konuşalım. Bu futbolcuları transfer eden, bırakın 2 yıllık 4, hatta 5 yıllık sözleşmeleri kimler yaptı. Kulüplerin paralarını nasıl hovardaca harcadılar. Milyon milyon Dolar’lar ve Euro’lar nasıl çöpe gitti... Oynamadan zengin olan futbolcular ülkesi olarak tarihe geçtik. Biz ne Katar’ız ne de başka bir petrol krallığı... Her kuruşumuzun kıymetini bilmek zorundayız... Yoksa komik oluyoruz... Hatta enayi yerine konuluyoruz...

        Diğer Yazılar