Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Hafta sonu Fenerbahçe kendi sahasında Galatasaray’ı konuk edecek. Yıllardır her iki takım arasında oynanan karşılaşmalar büyük çekişmeye sahne olmuş ve ilgi görmüştür...

        Yaşanan rekabetin dozu zaman içerisinde sertleşmiş, hatta hakarete varan söylemlere dönüşmüştü... Öncelikle şunu görmek gerekir: Fenerbahçe-Galatasaray maçları futbolumuzun en önemli rengidir. Heyecanı yüksek, toplumun her kesiminin konuştuğu tarihsel özelliği olan bir yarıştır... Aslında, her iki takımın rekabeti bir futbol maçının çok ötesine geçmiştir.

        DOSTLUĞA-BARIŞA İHTİYACIMIZ VAR

        Şike süreci ile başlayan ayrışma ve suçlamalar, bu iki değerli kulübümüz arasındaki dostluğu bıçak gibi ortadan bölmüştür. Şimdi, yeniden olan bitenlerin muhasebesini yapmanın hiç kimseye ve kulüplere bir faydası olmaz. Türk futbolunun göz bebeği, hatta mücevheri olan Fenerbahçe ile Galatasaray bu hafta sonu topluma öylesine bir görüntü vermeli ki, herkes “İşte futbol, işte dostluk...” diyebilmeli.

        Kimin kazandığından daha önemlisi, her iki takımın oyuncuları, yöneticileri, taraftarları gergin ortamı yumuşatmak için adım atmalıdır.. Bilindiği gibi, içte ve dışta yaşadığımız sorunlar insanlarımızın ruh halini derinden etkilemiştir. Terör ve bölgemizdeki savaşı ancak sporun evrensel barış ilkesi ile kafamızdan atabiliriz. Her alanda barışa büyük ihtiyacımız olduğunu görüyoruz... Pazar günü Kadıköy’den esecek ılık rüzgara kendimizi kaptırıp, güzel futbolun tadını çıkaralım.. Kim iyi oynuyorsa, hak ediyorsa alkışlayalım.. Tribünlere sağduyunun hakim olacağına inanıyorum..

        AVANTAJ FENERBAHÇE LEHİNE

        Karşılaşmanın teknik tarafına baktığımızda, F.Bahçe’nin ağır bastığını görüyoruz. Öncelikle psikolojik avantaj Sarı-Lacivertliler lehine. Sahasında G.Saray’a 17 yıldır yenilmeyen bir takım. Kadrosunun eksik olması, sonucu şimdiye kadar çok fazla etkilemedi. Seyirci baskısı ve kazanma arzusu her zaman Fenerbahçe lehine oldu.

        Üstelik, şampiyonluk yarışı içinde kalmak için galibiyet, Fenerbahçe adına olmazsa olmaz. Galatasaray galibiyeti hem Fenerbahçe’yi potanın içine sokacak hem de şampiyonluk mücadelesinin kalitesine katkı yapacaktır. Süper Lig’de 4-5 takımın iddialı olması, yıllardır marka değeri diye çırpınanların en büyük dileğidir. Ne kadar çok takım zirve için yarışırsa futbolumuzun kalitesine büyük katkı yapacağı tartışılmaz bir gerçektir.

        Artık içimizdeki kısır çekişmeleri bir yana bırakıp, Türk futbolunun bir çıta daha yükselmesine kafa yorma zamanı gelmiş hatta geçmektedir. Bu nedenle, futbolu saha içindeki emekçilere bırakalım.. Tüm dış etkenler daha güzel ve kaliteli futbol adına olmalıdır...

        MİLLİ TAKIM’I YIPRATMAYALIM

        Kosova maçının sonucu Milli Takım adına bir dönüm noktası olacaktır diye umut ediyoruz. Yaşanılan gerilimli günlerin bir kenara bırakılması gerekiyor. Fatih Terim, futbolumuzun yetiştirdiği en değerli futbol adamlarından birisi. Her insanın olduğu gibi Terim’in de yanlışları ve hataları olmuştur. Fakat, unutulmaması gereken temel nokta, bu takımı yaratan kişi de ta kendisidir. Yaşanılanları kaşımak, her gün yeniden pişirip pişirip servis etmek, yarardan çok zarar verir duruma geldi. Antrenör-futbolcu ilişkisi dışına çıkmadan, müdahale etmeden, sağından solundan çekmeden herkes bu közlenen ateşi yakmayı bıraksın. Önümüzde Dünya Kupası gibi çok önemli bir turnuva var. Tüm gücümüz ve enerjimizle Rusya’da olabilmeyi düşünmeliyiz. Büyük kazanımları olacak bu yarışın içinde yer alabilmek için, kişisel çıkarları bir yana bırakıp Türkiye adına sinerji yaratalım.

        Diğer Yazılar