Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Süper Lig, önceki yıllara göre daha heyecanlı ve çekişmeli geçiyor. Taraftarlar bol gollü karşılaşmalara ilgi gösteriyorlar. Seyirci ortalaması da geçen yıla oranla yüksek...

        Tüm bu göstergeler futbolumuza bir kalite geldiğinin kanıtı...

        Ne var ki, her yıl olduğu gibi yine en çok tartışılan konu “hakemlerin kötü yönetimi”... Fenerbahçe-Beşiktaş maçında ortaya saçılan kırmızı kartlar hala tartışılıyor. Kırmızı kartlar ve penaltılar doğru olsa da, verilmeyen gol ve penaltı karşılaşmayı yönetenlerin büyük hatası olarak kayda geçti. Derbiler zordur. Taraftar ve medya baskısı, doğal olarak karşılaşmayı yöneten hakemler üzerinde bir baskı oluşturuyor. Hata kaçınılmaz olarak yapılıyor. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, hata yapan hakemden çok eyyam yapanlar...

        BASKI HAKEMLERİ KORKUTUYOR

        Merkez Hakem Kurulu, “eyyam ve hata” ayrımını iyi analiz edebilirse hakemler rahatlayacaklardır. Her türlü baskıya rağmen, düdüklerini adalet dağıtmak için çalacaklardır... Yeter ki, hakemlere özgüvenlerini kazandıran, arkalarında güçlü bir MHK’nın olduğuna inandıralım. Tek tek hakemleri masaya yatırmadan önce, genel çizgileri iyi çizebilirsek şikayetler en aza inecektir...

        Ayrıca Futbol Federasyonu, tartışılan tarafsızlığının anlamsız olduğunu göstermek ve herkese inandırmak zorundadır. Örneğin, Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş’in “bir anda ağzından çıkan çirkin sözler” 1 maçla geçiştirmemeliydi.

        Hatta, efendiliği, eğiticiliği, haksızlığa ve yanlışa tahammülü olmayan kişiliği ile herkesimin beğenisini kazanan Güneş’in, ortaya çıkıp “Yanlış yaptım, keşke söylemeseydim” demesi beklenirdi. Özeleştiri hem kendisine yakışır hem de topluma bir kez daha örnek olurdu.

        Anlaşılıyor ki, derbi maçları bazen en anlayışlı ve soğukkanlı kişileri bile çileden çıkarabiliyor!

        **************

        ‘KOCAMAN’ YANLIŞLAR

        Büyük umutlarla bir kez daha Fenerbahçe’nin çalıştırıcılığına getirilen Aykut Kocaman, kredisini çabuk tüketmeye başladı. Hazırlık maçları dahil, sezonla birlikte eldeki kadronun kurgusunda bir sorun olduğu ortada. Öncelikle savunma her maç rakip takımla baş etmeye çalışıyor. Orta alan ve forvet oyuncularının yardımı neredeyse yok . İleride rakibe baskı kurmak, risk almak, sıkışan oyunu çözebilmek gibi taktiksel çabaları göremedik. Üretemeyen, beklerini oyuna sokmayan, gereksiz yan toplarla kendi zamanını çalan bir anlayış var. Kocaman, modeli eskimiş bir araba gibi her an tekleyen kadroyu canlandıracak bir aşıyı bulmalı...

        Rakip takımlara, hakemlere laf yetiştirmek sorunu çözmez. Hataların sorgulanması, ideal kadro ve oyun şablonu asıl konuşulması gereken konular. Kocaman; bırakın sonuç almayı, keyif veren bir takım bile yaratamadı.

        **************

        MİLLİLER ZORU BAŞARIR

        Dünya Kupası elemelerinde İzlanda ve Finlandiya maçları var. Eskişehir seyircisinin müthiş desteğini yine göreceğiz. İyi bir takım oluştu. Her iki karşılaşmayı kazanacak güçteyiz. Yıllar sonra Dünya Kupası’nda olmak futbolumuza büyük bir ivme kazandıracaktır... Her şey inanmakla başlar...

        Diğer Yazılar