Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        HABERİNİZ var mı bilmiyorum ama Kürşat Başar Orkestrası ve Seran Bilgi, çarşamba akşamları Zorlu Zanzibar’da kelimenin tam anlamıyla, ortalığı birbirine katıyor. İki çarşamba üst üste gittiğim mekânda aynı masalarda aynı müşterileri görünce, önce bir afalladım ama sonra anladım ki ben de aynı şeyi yapıyor, sevdiğim bir yere bir daha gidiyorum. Alinur Velidedeoğlu, Neşet Yalçın, Mesut-Berna Yılmaz, Sitare Akdilek ve Adnan Şen başta olmak üzere siyaset ve sosyetenin ünlü isimlerinin yeni adresi burası olmuş da haberimiz yokmuş...

        SAHNEDE NEŞE VAR

        21.00’de başlayan program gece yarısına kadar sürüyor. Ama o üç saat nasıl bu kadar hızlı geçiyor, işte orası bilinmiyor. Davulda İzzet Hiçkalmaz, sesiyle de büyüleyen basçı Elcil Gürel Göçtü ve saksofonda Kürşat Başar’a, piyanosuyla Burçin Büke eşlik ediyor. Solist Seran Bilgi ise sadece müzikte bu kadar bilgili değil, kendisi TÜPRAŞ’ın başmühendisi. Şarkıları söylemiyor yaşıyor adeta... Neşesi de cabası... Söylediği şarkılar içinde favorim, rahmetli Yıldırım Gürses’in ‘Son Mektup’u oldu. Bilgi’nin, “Son mektubu yazarken ben saadetler diliyorum” sözlerini, “Son tweet’i atarken ben” diye güncellemesi hem gülümsetti hem de mahzunlaştırdı eski günleri özleyenleri...

        Serhat Kılıç şaşırttı

        KÜRŞAT Başar ve Orkestrası’nın keyfini çıkarırken, içeri oyuncu Serhat Kılıç girdi. Başar da Kılıç’ı sahneye davet etti. Daha önce verdiği bir röportajda “Her tür, her dilde şarkı söylerim. O şarkıyı söyleyen şarkıcı gibi söylerim. Her şarkıcının tonundan söyleyebilirim ve çıktığı en üst notaya kadar da çıkarım” diyen Serhat Kılıç, ‘Unchain My Heart’ı öyle bir söyledi ki, Ray Charles gelse emin olun, o da alkışlardı. Kılıç bir gün müziği hobi olarak yapmaktan çıkarırsa, müzik listelerini altüst eder, yazdım bunu da buraya!

        Kuaförde dedikodu yasak

        TÜRKİYE Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu meslek standartlarına ‘dedikodu cezası’ ekledi. Yani kuaförler başta olmak üzere, kişisel bakım uygulayanlar, bir müşterisinin sırrını diğerine anlatamayacak, anlatırsa, ceza alacak. Benim kuaförüm ve ekibi bu ceza maddesi ortaya çıkmadan önce de halk arasındaki deyimle ‘sıkı ağız’dı. Sinir bozucular.

        ÜÇÜ DE AYNI KUAFÖRE GİDİYOR

        Oysa ki magazinin kalbi burada atıyor... Misal Demet Şener-İbrahim Kutluay ve bu ilişkiye adı karışan üçüncü hanım da aynı kuaförün müşterisi. Bazen birine denk geliyorum. Önceki gün merakımı yenemeyip, ekipten birine, “Hiç karşılaşıyorlar mı” diye sordum. Eskiden böyle sorularıma, “Bilmiyorum” filan der, konuyu kapatırlardı. Şimdi elleri de kuvvetlenmiş, “Haberiniz yok mu, kuaförde dedikodu yasak” dediler. Bunu da öyle yüksek sesle söylediler ki, yer yarılsın içine gireyim istedim...

        Çocukken sevilmediniz mi?

        SİZ de benim gibi tiyatroyu seviyorsanız, ne mutlu ki bizim sezonumuz başladı. Hemen her gün yeni bir oyun izleme şansımız var. Salı günü BKM’de ‘Kadınlar, Filler ve Saireler...’ oyununu izledim. Vahide Perçin, Yasemin Çonka ve Açelya Topaloğlu’nun oynadığı ‘Kadınlar, Filler ve Saireler...’ aynı apartmanda yaşayıp birbirini hiç tanımayan, birbirinden çok farklı üç kadının hikâyesi. Aslında hepimizin hikâyesi... Çocukluğunda ‘bir sebepten’ ailesinden, ihtiyacı olan sevgiyi görememiş ve bu sevgisizlik yüzünden aniden büyümek zorunda kalmış, hata üzerine hata yapmış kadınlar sözüm size: Bu oyunu izlerken, içinizdeki düğümün nasıl da çözüldüğünü göreceksiniz...

        Şimdilik rafa kalktı

        EYLÜL sonunda gündemin göbeğine yerleşen Ebru Gündeş- Reza Zarrab boşanma kararının ardından ortalık sessizliğe büründü farkında mısınız? Her iki taraftan da çıt yok. Söyleyenin yalancısıyım, her ikisinin de kıymet verdiği bir aile büyüğü araya girmiş ve ikiliyi boşanma kararından vazgeçirmiş...

        Diğer Yazılar