Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Sivil toplum kuruluşlarının, ekonomik örgütlerin, sendikaların, meslek örgütlerinin başında çok uzun süre kalmak benim aklımın almadığı bir durum. Bu işler gönüllülük işidir, yüreğini ortaya koyma işidir. İşlerini bir kenara bırakıp, başkanı olduğunuz kurum ve kuruluşun işlerine öncelik vermek gibi bir sorumluluğunuz vardır. Bir süre örgütünüzü temsil eder, sonra da işinizin başına dönersiniz... Ama memlekette 20 yıl, 25 yıl, 30 yıl hatta daha uzun süreler görev yapan seçilmiş sivil toplum örgütü, meslek örgütü, sendika başkanlarımız var. Başkanların çok uzun süreler görev yapması kendilerinden başka hiç kimsenin bu işlere hevesli olmamasından değil. Sanırım görevdekilerin hırsından, bulunulan makamın çekiciliğinden, büyük ihtimalle de getirisinden kaynaklanan bir durum. Bir de yasalar ve tüzükler de buna müsait tabi. Böyle olup da gitmek istemeyince başkan, başında olduğu kurum ya da kuruluşu kendisine öyle bağlar ki, seçimlerde ondan başka aday çıkamaz. Çıksa da bu niyetle örgütlenen başkanı devirmek asla mümkün olmaz... Ya da başkan baskılara dayanamaz bırakır ama kendi adamının başkanlığa getirilmesine çabalar. Başarır, başaramaz... Bazıları uzun süre işgal ettiği makamı bir süre sonra kendisine ait sanır. Bazısı da başkanlığı artık meslek olarak kabul etmiştir. Bazı başkanlarımız da var ki sadece temsil ettiği meslek gurubunun başkanı olması nedeniyle tanınır... Çok uzun süreler görev yapan çok başarılı başkanlarımız da var. Aslına bakarsanız seçimle gelmiş, seçimlerle yıllarca başkan olarak kalmış kişilerin başkanlığına kimse demokratik değil de diyemez. Peki ama kimseye fırsat verilmezse mensubu olduğunuz örgütlenmenin daha iyi bir duruma gelip gelemeyeceğini nereden bileceksiniz? Yenisini seçemediğiniz için tabiki bilemezsiniz...

        Önümüzdeki günlerde çok uzun süre başkan değiştirmemiş olan Bursa Ticaret ve Sanayi Odası'nın (BTSO) seçimleri var. Henüz bildiğim kadarıyla aday yok ama Meclis Başkanı İlhan Parseker'in adaylığına kesin gözüyle bakılıyor. Başka işadamlarının aday olup olmayacağını zaman içinde göreceğiz. İlhan Parseker geçtiğimiz gece turizm konulu bir toplantının konuğu oldu. Çok sayıda işadamının davetli olduğu bir toplantıydı. Konuşmasının bir bölümünde, isim de zikrederek "Herkes işini gücünü yapar kimi un peşindedir, kimi ün peşindedir. Kimi öyle Hasan abim gibi, Hüseyin abim gibi" deyince kıyametler kopuverdi. Aslında Parseker'in yukarıda bahsettiğimiz gerçekliğin bir bölümüne dikkat çektiğine eminim. Ama bu sözler isim de verince kastı aştı galiba. Böyle olunca adı zaman zaman BTSO başkanlığı için anılan Hüseyin Özdilek kendisine yönelik sataşma olduğu gerekçesiyle hemen söz aldı. Parseker'e sert çıktı. "Beyefendi siz daha şekere gaga derken biz ticaretin içindeydik. Zatialiniz bugün Celal Sönmez beyefendi desteklemeseydi, bu noktada olamazdınız. Bunu herkes tüm kamuoyu biliyor" cevabını yapıştırıverdi. Tartışmanın bir bölümü, "Şeker, Ün ve Un" tartışmasına döndü. Yaşanan bu durum, BTSO seçimlerinin hayli çekişmeli, hayli gergin geçeceğinin de bir göstergesi gibi. Yazımın başında da değindiğim gibi bu işlerin çekiciliği, kişiye verilecek unvan, bu ve benzer kuruluşların başkanlığını çok çekici ve zaman içinde de vazgeçilmez hale getirebiliyor. Yoksa insanlar niye bu kadar çabalasın değil mi ya...

        Diğer Yazılar