Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        2400 yıl önceden bir mozaiğin üstünde yan gelip yatmış iskelet, “Neşeli ol, hayatını yaşa” mı diyor yoksa başka bir şey mi bilmiyorum. Çok da ilgilenmiyorum doğrusu. Tarihle ilgili bilgilerimin tarihi bir önemi de yok. Zaten konuyla ilgili en sevdiğim söz de Sting’in efsanevi ‘...Nothing Like The Sun’ albümündeki bir şarkıda geçiyor: “Tarih bize hiçbir şey öğretmeyecek...”

        Akşam ne yediğimi hatırlamayacak kadar balık hafızalı olsam da eskiye ait ne varsa atmayıp bir yerlere tıkıştırmakta üstüme yok! Anlayacağınız kendi kişisel tarihimin arka odası binlerce ıvır zıvırla dolu.

        Önceki gün alakasız bir saatte bu odada buldum kendimi... Yüzlerce kasetin, sayfalarca ders notunun, müzik-sinema dergilerinin, gazete kupürlerinin arasında sağa sola çarpa çarpa ilerlerken tam 21 yıl öncesinden Duygu Asena’nın Negatif Dergisi’nin sayfalarını karıştırmaya başladım.

        Uzak geçmişlerle ilgili bir şeyler okumak biraz ‘masal’ dinlemek gibi. Yerleri, kişileri kafanızda canlandırıp bir dünya yaratıyorsunuz. Ama içinden geçip geldiğiniz yakın tarih öyle mi? Elle tutuğunuz, gözle gördüğünüz daha dün gibi gelen bir ‘tarihi’ yeniden yaşamak acayip bir duygu... “Aaaa bu vardı bak nasıl unutmuşum”lar havada uçuşuyor okuduğunuz her satırda.

        BERABER ISLANDIK SAHADA

        İşte tam da bu duygularla derginin sayfaları arasında geçmişe bir yolculuk yaparken bir yandan da son 21 senede ne kadar çok şeyin değiştiğini düşünüyordum!

        Siyasetten sanata bambaşka bir ülke oldu Türkiye 21 senede.

        Nobelli romancımız, bilim insanımız var.

        O günlerde emekleyen internet bugün dört nala koşuyor. Cep telefonu diye cebimize sığmayan tuğla büyüklüğündeki aletlerden dünyaları içine sığdırdığımız el kadar akıllı telefonlar olmadan adım atamıyoruz artık.

        Facebook’u, Twitter’ı, Instagram’ı, Snapchat’i rüyamızda görsek inanmazdık. Elektrikle çalışan sürücüsüz otomobillerden, Mars’a gitmekten bahsediyor insanlar.

        Çiçeği burnunda Brad Pitt’ten umut vaat eden yönetmen Tarantino’ya derginin sayfaları arasında yuvarlanıp giderken Çiğdem Işık imzalı ‘Beraber ıslandık o sahalarda’ başlıklı yazı çıktı karşıma.

        FUTBOLDA ŞİDDET TAZECİK

        Işık’ın satırlarını okurken bir an 21 sene önce değil de geçen haftaki Trabzonspor-F.Bahçe maçı sonrası yazılan bir makaleyi okuyorum sandım kendimi.

        Yazıda önce Kocaelispor-Samsunspor maçında “Anama, karıma küfür ediyorlar. Ne homoseksüelliğim kaldı ne i...liğim” diyerek maçı iptal eden hakem Serdar Çakman’ın Futbol Federasyonu tarafından nasıl yalnız bırakıldığı ve düdüğünü asmak zorunda kaldığı anlatılıyordu.

        Çiğdem Işık’ın, 1-1 biten Trabzonspor maçı sonrası hemen bir basın toplantısı düzenleyip hakemi, federasyonu, rakiplerini topa tutan Fenerbahçe başkanı Ali Şen’le ilgili satırları bugün bile ‘ilk günkü tazeliğini’ koruyor... Bir Fenerbahçe-Galatasaray maçından sonra boynunda sarı-lacivert atkı olduğu için öldürülen 17 yaşındaki Oktay’ın sayfadaki fotoğrafına bakarken futbolumuzun 21 yılda bir arpa boyu yol almadığını anladım bir kez daha.

        HALA AYNI YAZILAR YAZILIYOR

        21 sene önce bir UEFA kupamız yoktu, artık var. Süper Kupamız, Dünya, Avrupa üçüncülüğümüz var. Toprak sahalardan en modern statlara transfer oldu takımlarımız. Yüz milyonlarca dolarlık bütçeleriyle dünya yıldızları ligimizde top koşturuyor.

        Ama 21 yıl önce Negatif Dergisi’nde futboldaki şiddet için, “Sporun içinde olan herkesin daha sorumlu davranması gerek... Bu olaylar ancak böyle son bulur” diyen Atilla Gökçe’nin de, “Adı spor gazetesi olanlar, bazı spor programı yaptıklarını iddia edenler tiraj yapmak, reyting almak için holiganları lanse ediyorlar” diyen Hıncal Uluç’un da bugün bile hâlâ aynı satırları yazabilecekleri bir futbol ortamı varsa yazıklar olsun hepimize...

        21 yılda o kadar yönetici geldi, o kadar kanun çıkarıldı ama hâlâ tribünlerdeki şiddet konusunda yerinde sayıyor olmamızın ayıbı kimin acaba? Bu kadar mı zor bir avuç holiganı durdurmak, yuh!

        Diğer Yazılar