Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        KÜÇÜK mutluluklar peşinde eksiltiyorum kalan günlerimi... Küçük bir mutluluk kırıntısını güneşe çıkarmak için, şort giydi diye minibüste bir genç kıza tokat atan ‘ŞEY’le, “Kız da öyle giyinmesiydi” diye onu savunan babasının gölgesini tırnaklarımla kazıyorum...

        LGBTİ bireylerin yürüyüşünü engellemek için kentin caddelerinde ‘gökkuşağı’ kovalayan polislerin postalları altında cımbızla mutluluk ayıklıyorum.

        Nafile... Önüm arkam sağım solum ‘umutsuzluk...’

        Koca bir mutsuzluk dağının zirvesinde oturmuş, küçük mutluluklar peşinde bir bir eksiltiyorum kalan günlerimi...

        İşte böyle bulmak için iğneyle kuyu kazdığım mutluluğu önceki akşam Fatih Altaylı’nın Teke Tek Özel programında buldum. Prof. İlber Ortaylı ile Prof. Celal Şengör’ü dinlerken uzun zamandır izlediğim, dinlediğim hiçbir şeyden bu kadar keyif almadığımı fark ettim.

        Onları dinlerken, Montaigne’in “En iyisi gençlerde öğrenme hevesini ve sevgisini uyandırmaktır, yoksa kitap yüklü birer eşek yaparız onları...” sözleri geldi aklıma!

        Onlar küçük bir stüdyonun içine topladıkları Aristo’dan Einstein’a, Herakles’ten Hume’a onlarca filozof ve bilim insanıyla sohbet edip Antik Yunan’dan İlhanlılar’a gezerken, ben oturduğum koltukta ‘cahilliğimle’ baş başa önce Gregor Samsa gibi devcileyin bir böceğe dönüşüp ardından da küçük bir toz tanesi olup havaya karıştım, mutluluktan...

        ÜLKELERİNİ GÜZELLEŞTİRENLER

        Program sonrası internette gezinirken İngiliz The Independent Gazetesi’nin bu yıl dokuzuncu kez yaptığı ‘The Happy List’e (Mutluluk Listesi) denk geldim.

        İlk kez 2008’de yapılan bu ‘liste’ye cesaretleri ve bencillikten uzak iyi kalplilikleriyle İngiltere’yi daha yaşanır bir ülke yapan insanlar giriyor. Gazete bu listenin, ‘en zenginler, en güçlüler, en başarılılar’ gibi listelerin antitezi olarak oluşturulduğunu söylüyor: “Bu liste kendilerini düşünmeden başkaları için olağanüstü şeyler yapan ve bu yaptıkları genellikle ödüllendirilmeyen kişileri onurlandırıyor...”

        Bu yıl ‘Mutlu Liste’ye girenler arasında göçmenlere ev almak için para biriktiren çift, huzurevleri için yaptığı sanat eserlerini satıp 50 bin pound toplayan genç kız, genç işsizlere iş bulmak için 17 yıldır gönüllü olarak çalışan bir anne, milyonları etkilemek ve harekete geçirmek için bir yıl boyunca 403 iyi iş yapan adam, cinsel saldırıya uğrayan kadınların yaşadıkları travmayı atlatmalarına yardımcı olup o süreçte kalabilecekleri bir ‘güvenli ev’ yapan iki arkadaş ve zihinsel engelli gençlere yemek dersleri veren bir aşçı gibi 50 isim var...

        Topraklarına ‘umut eken’, yaşadıkları toplumun ‘yüzünü güldüren’ ve ülkelerini ‘mutlu’ bir yer yapan bu insanları Britanyalılar listeye aday gösteriyor.

        İLBER ORTAYLI VE CELAL ŞENGÖR İYİ Kİ VAR

        Independent’ın ‘Mutlu Listesi’ne bakarken gözümün önünde olan ve ‘fark edemediğim’ Sabancı Vakfı’nın desteklediği Cüneyt Özdemir’in ‘Fark Yaratanlar’ programı geldi aklıma... Birkaç kez denk gelip öykülerini izlediğim insanlara “Helal olsun” dediğim hatırlıyorum. Ama nedense ‘bu ülkeyi daha yaşanır bir yer yapan’ bu insanları kafamın içinde ışıksız odalara kapatmışım!

        Maalesef bu ülke böyle, insanın dört bir yanını ‘mutsuzluk’la çevrili bir adaya döndürüyor...

        Neyse önceki akşam ‘Teke Tek Özel’i izledikten sonra kendi ‘Mutlu Liste’mi hazırlarken Prof. Ortaylı ve Prof. Şengör gibi insanların bu ülkede yaşadığını düşünüp mutlu oldum.

        Bu ülkenin ‘Mutlu Listesi’ benim hazırladığımdan çok daha uzundur eminim...

        Diğer Yazılar