Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        HER sabah aynı saatte uyanıyorum! Aynı saatte evden çıkıp aynı saatte arabaya binip aynı radyo istasyonunu dinleyerek yola koyuluyorum. Aynı köşeden dönüp az ileride aynı gri arabanın yanından geçip istisnasız her gün aynı ışıklarda kırmızıya yakalanıyorum.

        Yolda hep aynı şeritten gidip her gün aynı noktada trafiğe takılıyorum. Dinlediğim radyo aynı üstgeçidin altından geçerken aynı reklam cıngılını çalmaya başlıyor. İşe geldiğimde arabayı otoparkta aynı katta, aynı yere park ediyorum. Aynı kapıdan geçip aynı asansörle neredeyse aynı sırayla, aynı insanlara “Günaydın” deyip odama geçiyorum.

        Bilgisayarı, mail box’ı, Youtube’u, Twitter’ı, haber sitelerini kutsal bir ayin gibi her gün aynı sırayla açıyorum. Aynı bardakla, aynı dem oranında, aynı sayıda şekerli çayımı alıp gazeteleri öncelik sırası değişmeden aynı yazardan başlayarak okuyorum. Aynı dakikada telefonun tuş kilidini açıp aynı numaradan aynı güzeli arıyorum. Günlük “Ne var!” fırçamı yedikten sonra telefonu kapatıp bir süre servisteki arkadaşlarla ‘uzun yıllardır beslediğimiz geyiği’ çeviriyor ve yerime dönüyorum. Her gün üç aşağı beş yukarı aynı kelimelerle içindeki isimler, yerler, olaylar hemen hemen aynı cümleleri kuruyorum. Dakikalar, saatler, günler, haftalar, aylar geçiyor; ben tek bir günü yaşıyorum...

        HAYATLARIMIZ OTOMATİK PİLOTTA

        Geçenlerde ‘yeni Türkiye’de gözlerimi açtığım bir sabah ‘yekpare tek bir an’ gibi geçip giden hayatımı nasıl değiştiririm diye kara kara düşünürken hemen hemen her gün aynı saatlerde açtığım bir internet sitesinde bir haber okudum. “Nasıl mutlu olursun? Hayatında büyük değişiklikleri ne zaman yapmalısın?” benzeri bir başlığın altında akıp giden yazının ilk cümlesinde şu koca dünyada ‘sonu gelmeyen bir günü yaşamak’ konusunda yalnız olmadığımı fark ettim.

        Yazıda birkaç yıl önce yapılan bir araştırmaya katılanların yüzde 80’inin hayatlarını ‘otomatik pilota’ aldıklarının ortaya çıktığı anlatılıyordu. Araştırmaya katılan insanlar her gün işlerine ‘oraya nasıl, hangi yollardan geçtiklerini fark etmeden’ gittiklerini, marketten aynı raflardan hep aynı ürünleri aldıklarını, hatta o kadar ki tatil günlerinde bile farkında olmadan rutinlerini tekrarlayıp ofislerine gittiklerini anlatmış... Kalan yüzde 20’nin ise ‘otomatik pilotta’ olmadıkları konusunda kendi kendilerine yalan söylüyor olmaları yüksek bir ihtimal...

        HER YENİLİK BİR BAŞKA RUTİN OLUYOR

        Günlerdir, gazetelerde, televizyonlarda, yollardaki dev billboard’larda dört bir yandan kulağımıza fısıldanan “Yeni Türkiye, yeni Türkiye” gazlamalarını dinlerken içinde neredeyse hiçbir yenilik barındırmayan kendimin ve “otomatik pilottaki yüzde 80’in” hayatını düşündüm. Ben, ‘Groundhog Day’ (Bugün Aslında Dündü) filmindeki bahtsız hava durumu sunucusu Phil Connors gibi her Allah’ın günü aynı sabaha gözümü açarken Türkiye ‘yine yeni yeniden’ kurulmuş bana ne!

        Bütün bu monotonluğu hayatımda değişiklikler yaparak aşabileceğimi söyleyenlere ise nanik yapmakla yetiniyorum! İşini, sevgilini, evini hatta ülkeni değiştirsen bile gelen her yenilik bir süre sonra 32 dişiyle yüzüne sırıtan çıldırtıcı bir ‘rutin’ olarak hayatının orta yerine oturuveriyor. Nereye giderse gitsin, ne yaparsa yapsın kendi hayaleti tarafından kovalanan bir zavallı olarak test ettim onayladım emin olabilirsiniz.

        YARINI DA BUGÜNDEN YAŞIYORUZ

        “La bu hayat bana neetti?!” diye hayıflandığım üç aşağı beş yukarı aynı cümlelerle dolu bu bilmem kaçıncı yazıyı birazdan sonlandıracağım. Aynı dosya adıyla kaydedip aynı rutin işlerle sayfaya konulması için aynı editör arkadaşıma yollayacağım... Birkaç saat sonra aynı asansörle indiğim otoparkta aynı yerde beni bekleyen arabama binip aynı yoldan eve döneceğim. Aynı koltuğa uzanıp aynı kanallarda birbirinin aynı dizileri, tartışma programlarında “Yeni Türkiye, yeni Türkiye” diye 5, 10, 50, 90 yıl önce de kurulan benzer cümleleri tekrarlayan aynı yüzleri izleyeceğim... Bir yandan da tek bir güne sıkışıp kalan Phil Connors gibi kendi kendime tekrarlayacağım: “Bugün çoktan yaşanmış yarındır...”

        Diğer Yazılar