Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Sosyal medyada bir süredir dikkatle izliyorum. FETÖ hesaplarında yoğun bir hareketlilik var.

        Yurt dışına kaçmış FETÖ’nün iletişim alanında görevli isimlerinin son günlerde yoğun faaliyet içerisinde olduğu görülüyor.

        Ortaya attığı iddialar ve suçlamalarla, en azından sosyal medya platformlarında gündem oluşturmayı başardığını ayrıca şaşkınlık içinde takip ediyorum.

        FETÖ’NÜN HEDEFİNDEKİ İSİMLER

        Gündemin merkezine oturtulmaya çalıştıkları konular ise malum:

        15 Temmuz darbe girişimi, MİT, medya, Erdoğan…

        FETÖ bilgi üzerine değil, “inanmışlık” üzerine inşa olduğu için, taraftarları ne olursa olsun örgütlerinin söylediğine inanır.

        O nedenle örgütün sinyal verici hesaplarından gelen her bilgiyi, iddiayı, suçlamayı sorgusuz doğru kabul eder ve yayar.

        Bu açıdan şaşılacak bir şey yok.

        Örgüt yurt dışına kaçtığından beri iddialarını, yalanlarını, dezenformasyonu zaten sürdürüyordu.

        Bunlar örgüt içinde konuşulur, TT olmaz, onların sahte hesaplarında paylaşılırdı.

        Ancak son birkaç haftadır ortaya atılan absürt iddiaların gündem oluşturmasına, kamuoyunun bir kısmını meşgul etmesine, TT olmasına şaşırmak gerek.

        FETÖ NASIL GÜNDEM OLUŞTURABİLİYOR?

        Buna neden olan birkaç husus var.

        Birincisi örgüt yurt içi ve dışındaki taraftarlarını harekete geçirmiş, iddiaların ülke gündemine oturması için aktive etmiş gözüküyor.

        Aktive olanlar, iddiaların ne kadar saçma, ne kadar akıl dışı olduğuna bakmaksızın, yoğun bir sosyal medya faaliyeti yürütüyor.

        FETÖ’nün sosyal medyadaki kampanyalarına PKK taraftarlarının ve sempatizanlarının örtülü bir şekilde destek verdiğini gözden kaçırmayalım.

        Bunun oldukça anlaşılabilir bir tarafı var. Buna birazdan değineceğim.

        Bunlara ek olarak AK Parti karşıtı çevrelerin bu iddiaları bir şekilde dillendirerek, kampanyanın gündem olmasına katkı sağlamasına da dikkat çekmek isterim.

        Oysa FETÖ’nün ne kadar tehlikeli ve yalanlar üzerine kurulmuş bir örgüt olduğunu bildiklerinden iddialara şüpheyle bakmaları gerekirdi.

        Peki neden aktive oldu FETÖ?

        FETÖ NEDEN AKTİVE OLDU?

        Daha önce burada, seçimler yaklaştıkça çok kötü olayların yaşanacağını, bazı çevrelerin arşiv yaptığını, bunların ortalık yere çıkartılacağını ve çirkin bir kavganın başlayacağını söylemiştim.

        FETÖ bu kavganın tam ortasına olacaktı kuşkusuz.

        Ancak bu kadar erken değil. Zamanının gelmediğini onlar da iyi biliyor.

        Bu nedenle olayın başka bir sebebi var.

        O da MİT ve diğer güvenlik kuvvetlerinin, özellikle PKK’ya karşı Suriye, Irak başta, yurt dışında başarılı nokta operasyonlar yapması.

        Irak’taki gözlemci kaynaklarımla konuştuğumda, PKK’nın etkisizleştirilen yönetici kadroları yüzünden büyük sıkıntı yaşadığını söylediler. Bu nedenle, Türkiye’ye yardım etti iddiasıyla Erbil yönetimiyle çatışmaya girecek kadar agresifleştiğini belirtiyorlar.

        MİT, PKK gibi FETÖ yöneticilerini de yakalayıp Türkiye’ye getiriyor zaman zaman.

        Dikkatinizi çekerim, bir “etkisizleştirme” operasyonu değil, canlı yakalama.

        FETÖ hesaplarının ortaya attığı iddialara bakarsanız durum daha iyi anlaşılır.

        MİT’in yurt dışı operasyonlarını destekleyen ve yorumlayan güvenlik uzmanları, bu alanda yazılar yazan gazeteciler, 15 Temmuz gecesinin önemli habercileri FETÖ tarafından itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor.

        FETÖ-PKK ORTAK OPERASYONU

        Aslında FETÖ seçim yaklaştığı için değil, yurt dışı operasyonlarında zor duruma düşen PKK’nın imdadına yetişmek ve ibrenin aynı zamanda kendisine dönmesini engellemek için bu kampanyaları yapıyor.

        Bu size şaşırtıcı gelebilir.

        Ancak PKK, PYD adıyla ABD’nin en güçlü müttefiki ve paralı askeri konumunda.

        FETÖ elebaşı ve en üst düzey yönetimi de Pensilvanya’da ABD ile ortaklığını sürdürüyor.

        Dolayısı ile FETÖ ve PKK’nın aynı yerden beslendiği, yönlendirildiği bir ortamda bu kampanyaya şaşırmamak lazım.

        Buna örgüt dayanışması denir.

        “Düşmanımın düşmanı dostumdur” sözü tam olarak böyle durumlar için geçerlidir.

        Bu dayanışmaya şaşırmıyorum.

        Ancak AK Parti karşıtı olan, terörle ilişkisi olmayan siyasilerin, gazetecilerin, insanların terörle mücadele eden devletin yurt dışı istihbarat ve operasyon birimlerinin ve sorumlularının hedef alındığı iddialara kulak kabartması, ilgi göstermesi çok büyük hata.

        Umarım bundan bir an önce dönerler.

        Diğer Yazılar