Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Tarihin en acı, en ağır felaketini yaşadığımız günlerdeydik.

        Depremin hasar raporu yayınladıkça üzüntüden çöktük.

        46 bin canımız gitti.

        55 bin yaralımız var.

        1.5 milyon insan çadırda, konteynerde, derme çatma barınaklarda, az hasarlı binalarda yaşıyor.

        11 şehirde 13 milyon insan etkilendi.

        Hala barınma, gıda, ulaşım, iş, aş sorunlarımız tam çözülmedi.

        Şehirlerimiz perişan halde…

        700 bine yakın konut yeniden yapılmak zorunda.

        3 milyon göçmenimiz oldu bir anda.

        Türkiye’nin dört bir yanında oteller, yurtlar, misafirhaneler, gönlü güzel insanların evleri kardeşlerini ağırlıyor.

        Depremzedenin kafası sisli, gönlü kırık, aklında korkular, kaygılar…

        İşte bu derimizi konuşuyorduk…

        Şehirlerimizi gelecek depremlere nasıl hazırlayacağız onu tartışıyorduk…

        Sorumlu, sorumsuz yetkililerin liyakat sorununu, hesap vermesini istiyorduk. İstifalar, görevden almalar bekliyorduk…

        Sonra siyasi bir deprem oldu.

        SİYASİ DEPREM GERÇEĞİNİ UNUTTURDU

        Muhalefet 1.5 yıl toplanıp toplanıp adayını konuşmadı, sonra işte tam bu büyük afeti ve onun yarattığı devasa sorunları tartışırken, aday ismini konuşmaya başladı.

        Biz yine esas gündemimizi, asıl dertlerimizi konuşmaya devam ettik.

        Ancak 3 Mart’ta o masadan kalkan biri öyle bir açıklama yaptı ki, tam bir siyasi deprem yaşattı.

        6 parti kendi içinde, kendi aralarında tartışması gereken konuları önümüzde yıktı, siyasi bir enkaza dönüştürdü bir anda ortam.

        İşte bundan sonra kimse depremin yıkıcılığını, depremzedenin dertlerini, sorunları, yapılacakları konuşmaz oldu.

        O zaman afet bölgesinden, yurdun dört bir yanından acı çeken insanlar yazmaya başladı.

        Unutulduk, bizi bıraktınız, sesimizi duymuyorsunuz…

        Hepsi yüreğimizi dağladı.

        NEDEN KRİZ ÇIKARMADAN ÇÖZMEDİNİZ

        Evet Cumhurbaşkanlığı seçimi gibi hayati bir konu var. Elbette bunu da konuşacağız. Ancak masayı dağıtmadan konuşsaydık, depremzedelerin sesi de kısılmazdı.

        Pazartesi bu sorunu çözdüler.

        Madem çözülebiliyordu, bunu daha önce niye yapmadınız?

        Neden o kadar ağır sözler sarf ettiniz de siyasi depreme neden oldunuz?

        Ve tüm bunlar yaşanırken depreme dair, afetzedelere dair neden hiç mahcubiyet cümleleri kurmadınız?

        Tüm bu soruları karşılaştığımız her lidere soracağız tabii ki.

        Ve en kısa zamanda biz asıl gündemimize, afetin yaralarını sarmaya döneceğiz.

        Fakat 6’lı Masa'daki partilerin tümünün o acılı depremzedelere bir özür borcu var.

        Diğer Yazılar