Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        3 NİSAN FİLMLERİ

        Devasa bütçesiyle abartı rekoru kıran aksiyon sahneleri kotaran “Hızlı ve Öfkeli 7”, türün modern dönemine adapte olma peşinde… ‘Yerçekimi tanımayan aksiyon’ hedefi seyir zevki veriyor. Ama seri devam ettikçe bilgisayar mamulü sekansların adedinin artması burada da ‘son model görsel efektler kuru gürültüye yol açmıyor mu?’ sorusunu sordurtuyor. Filmin geçtiğimiz sene vefat eden Paul Walker’la ilgili sağduyulu davranışı ise notlarımız arasına yazılmalı…

        2001’de her şey çok masumdu. Sokak yarışlarının arasına sızan bir muhbirin gözünden bu dünyanın yaşam biçimine tanıklık etmiştik. Bir alt kültürü gözlemlemiştik. Aslında o dönemde Vin Diesel’in “XXX”i (2002) bu ‘araba yarışı filmi’nin üzerinde bir formül üretmişti. Zira “Daha Hızlı Daha Öfkeli” (“2 Fast 2 Furious”, 2003), John Singleton’ın ‘siyahi istismar filmi’ (blaxploitation) ya da ‘hood filmi’ (siyahiler arasında geçen suç/gangster filmi) damarına yatkınlığıyla daha doğru bir aksiyon temsili içeriyordu.

        BU NE ‘HIZ’!

        Yıllar geçti, arada Diesel’in ayrılıp geri gelmesi, Lukas Black’ın etkisizliği, Paul Walker’ın vefatı derken, bu seriyle birlikte sinemayı öğrenen bir Justin Lin yetişti. Aslında efektleri idare etmek blockbuster’ın sersemletici gücü söz konusu olduğunda zor değildi. Ama bunlardan kalıcı bir şey çıkarmak ustalık isterdi. Açıkçası son iki filmde Rio soygunu ve Londra’da toplanan mucize ekip, üç ile dördün seviyesinin bir tık üzerine koymaya yaradı.

        Aksiyona meyleden alt kültür çetesinde yeni görev dağılımları hep oldu. Ama esas mesele Diesel’in dördüncü filmde geri dönmesinde koptu. O zamandan beri bütçe de, hasılat da sürekli üzerine koydu. İlk filmde 38 milyon dolarlık bütçe, altıncı filmde 160 milyon doları bulmuştu. “Hızlı ve Öfkeli 6” (“Furious 6”, 2013) Türkiye gişelerinde bir milyonu aşmıştı. Yedinci filme ulaşan ilk aksiyon ve araba yarışı filmi serisi böylece canlandı. Aslında Bond’u da bu duruma dahil etsek farklı noktalara açılırız. Ama daha hızlı ve öfkeli olmak farklı mesele…

        AKSİYON DİLİNİ ABARTI BELİRLİYOR

        “Hızlı ve Öfkeli 7” (“Furious 7”, 2015), korku sinemasının belirleyici genç yönetmeni James Wan’ın elinden bir şeyler almıyor. “Görevimiz Tehlike 2”de (“Mission: Impossible 2”, 2000) John Woo’nun ‘ajan ekibi’ni stilize aksiyonla, düellolarla donatma algısı yok. Elbette Statham’la gelen iki dövüş sahnesi var. Tony Jaa’nın varlığı da bu kaynağa kayış getiriyor. Ancak bu sahneler iyi çekilmiş gözükse de esas mesele fondaki konunun boyutsuzluğunda kopuyor.

        ‘Tanrının Gözü’ adlı dünyaya yukarıdan bakan bilgisayar programının benzerlerini görmüştük. Teknoloji ile politikayı ana omurgasına yerleştiren başarılı aksiyon filmleri “Devlet Düşmanı” (“Enemy of State”, 1998) ve “Kartal Göz” (“Eagle Eye”, 2008) bu temelle de akılda kalmıştı. Burada ise çok bayat duruyor. Klasik aksiyondan sıyrılma adına fantastiğe yaklaşan günümüz sinemasında tek çözüm “Zor Ölüm 4”te (“Die Hard 4.0”, 2007) olduğu gibi olayı abartmak. Burada da tünele giren helikopterden apartmanın tepesinden karşıdaki binaya atlamaya çalışan arabaya uzanan delilikler var. Ses kurgusu özellikle başarılı gözüküyor.

        KURT RUSSELL İLGİNÇ BİR RÖTUŞ

        Corona’dan başlayan bir ‘ürün yerleştirme’ arzusu bütün filme sirayet ediyor. Sanki araba markalarının şovu gözümüzün önünden geçiyor. James Wan’ın memuriyet konusunda sıkıntı yaşamıyor. Ama bizim beklediğimiz “Ölüm Emri” (“Death Sentence”, 2007) ve “Ruh Seansı” (“The Conjuring”, 2014) gibi işlerindeki uçarı ruh, hınzır bakış burada yok. Kendini projeye kaptıran bir reji görüyoruz.

        Aksiyon sahneleri iyi çekilmiş, ama bayat siber terörist tipi fazlaca sırıtıyor, inandırıcı durmuyor. Djimon Hounsou poz verip geri çekilmiş gibi. Yeni eklemelerden Kurt Russell ilginç bir rötuş, Jason Statham katkı veriyor, Nathalie Emmanuel sırıtmıyor, Tony Jaa konuk oyuncu kıvamında kalıyor.

        HOLLYWOOD’A BÖYLESİ YAKIŞIR

        “Hızlı ve Öfkeli 7”, siyahi kültürün arasına, çete savaşlarına transfer ettiği ‘araba yarışı’nı aksiyonla harmanlama arzusuyla yine belli bir kesimi memnun edecek. “Yusuf & Yusuf” (2014) gibi o aşkı yaşayan Türk filmleri de var. Ama kabul etmeliyiz ki seri, “Arabalar” (“Cars”, 2006), “Hızlı Yarışçı Speed Racer” (“Speed Racer”, 2008), “Talladega Geceleri” (“Talladega Nights: The Ballad of Rick Bobby”, 2006), “Zafere Hücum” (“Rush”, 2013) gibi yeni milenyumun kalıcı araba yarışı filmlerinin arasına sızamıyor.

        Wan kariyerinin en kötü filmine imza atarken zorlanmıyor. Ama bu sabırlı davranış ona “Testere” (“Saw”, 2004) ve “Ruhlar Bölgesi” (“Insidious”, 2010) gibi korku başyapıtları çekmek için bir yol açabilir. Buradan gelen iyi ödeme yönetmenin bir başka belirleyici tür klasiği üretmesini sağlayabilir. 50’sine merdiven dayayan Vin Diesel’in gözündeki kırışıklıklar ise karizmayı biraz olsun baltalıyor. Ama finalde Paul Walker’ın unutulmaması, ona bir saygı duruşunda bulunulması, onurlu, sağduyulu bir davranış. Hollywood’a, Universal’a da bu yakışır. Zira oyuncu geçen sene hayatını kaybedince “Hızlı ve Öfkeli 7” ertelenmiş, oyuncunun kimi sahneleri bilgisayarla yeniden eklenmişti.

        FİLMİN NOTU: 3.8

        Künye:

        Hızlı ve Öfkeli 7 (Furious 7)

        Yönetmen: James Wan

        Oyuncular: Vin Diesel, Paul Walker, Michele Rodriguez, Dwayne Johnson, Jason Statham, Tyrese Gibson, Jordana Brewster, Kurt Russell, Nathalie Emmanuel, Tony Jaa

        Süre: 137 dk.

        Yapım yılı: 2015

        ANTİ-CİN ÇARPMA FİLMİ Mİ?

        Allanıp pullanan yerel korku filmi isimlerinden biri daha huzurlarımızda… B-tipi “Münafık”, ülkemizdeki cin kavramına bakış atarken, işi Hıristiyanlıkla da bağdaştırmasıyla ilgi uyandırıyor. Ama belgesele ve müsamereye kaydığı birçok sekans sebebiyle sinema bütününden uzaklaşıyor.

        ‘Şeytan bebek’ meselesi “Rosemary’nin Bebeği”nden (“Rosemary’s Baby”, 1968) bu yana sinemanın malzemesi olmuştur. Ama bunu motif, formül, alt-alt tür ya da model olarak kullanma özeni önem arz eder. Bizim ülkemizde Metin Erksan’ın ucuz ve çalıntı “Şeytan”ından (1974) “Azazil: Düğüm”e (2013) uzanan bir şeytan çıkarma/çarpma ezberi var.

        HIRİSTİYANLARIN CİNİ Mİ?

        Burada ise Özkan Aksular bu alanın üzerine gidiyor. Peki oradan neler çıkarıyor? 1984’teki parapsikolojik araştırmalara sahne olan laboratuvar meselesi ilginç. Valeria’nın ‘Cinli Nazife’yi aramak için ülkemiz topraklarına ayak basması da olabilir. Hatta zaman zaman ‘Hıristiyanların cini mi geliyor?’ dedirtiyor “Münafık”. Ancak bu fikir nereye kadar geçerli oluyor, tartışılır.

        “Musallat” (2007) ile başlayan ve seyircinin avucunun içine alan kültürel korku filmi isimlerinden bir yenisi çıkıyor burada karşımıza. Ama Levent Sülün gibi sakallarına kadar değişim geçiren bir oyuncunun ‘komedi’ alışkanlığı hissediliyor. Üstüne üstlük “Herkes Mi Aldatır?”ın (2010) görüntü yönetmeni Varol Şahin kaliteli görüntüler görmemizi engelliyor.

        B-TİPİ KORKU FİLMİ

        2.35:1’i niye kullandığını çözemesek de bizi bir şekilde klasik anlatı sinemasının gereklerine teslim ediyor. Geçmişte makyaj efektleri ne kadar yapaysa, görsel efekt denemeleri de bir o kadar yamama duruyor. Ancak bir mesele ışığında ilerlerken, araya giren ve atılması gereken ‘ayrık planlar’ dikkat çekebiliyor.

        Öte yandan oyuncuların sahnede bir tiyatro resitaline ya da müsamereye çıkmış izlenimi bıraktığı net. Yakın ve orta planlar, arka plansız bir dünyayı rastgele doldurmuş bir film evreni doğuruyor. Yer yer makyajlarıyla özenli durup konuşurken yakalandıkları görülüyor. Özkan Aksular ilk filminde korku sinemasını çözememiş. B sınıfı bir esere imza atmak durumunda kalmış. Bir emek, çaba görsek, Hasan Karacadağ, Biray Dalkıran kadar aşağılamazsak da buradaki kültürel ‘içine bir şey girme’ motifi çok geçerli olamıyor. Dini motiflerden uzak duran ‘anti-cin çarpma’ eylemi hedeflerine ulaşamıyor.

        FİLMİN NOTU: 3.5

        Künye:

        Münafık

        Yönetmen: Özkan Aksular

        Oyuncular: Levent Sülün, Zeynep Okan, Balım Gaye Bayrak, Karina Malsagova

        Süre: 84 dk.

        Yapım yılı: 2015

        DÜNYA PRÖMİYERİNDE İZLEYİP YAZMIŞTIM

        Adam Sandler’ı zeki olmayan ve kaba komedilerinden bilsek de arada yetenekli yönetmenlerin eline geçtiğinde bambaşka bir şekle sokulduğunu görebiliriz. Burada Thomas McCarthy, onu büyülü ayakkabı kavramından beslenen sıradan ayakkabı tamircisi kimliğine öylesine oturtuyor ki, kalıcı bir tür filmi ile yüzleşmek zor olmuyor. Güncel bir masal/efsane yaratan “The Cobbler”, zamanla bir Amerikan fantastik komedi klasiğine dönüşecektir.

        Yılın en iyilerinden biri olacağa benzeyen, uzun vadede Adam Sandler klasiğine dönüşecek “Şans Ayağıma Geldi”yi, yedi ay önce kaleme almıştım.

        FİLMİN NOTU: 7.7

        Künye:

        Şans Ayağıma Geldi (The Cobbler)

        Yönetmen: Thomas McCarthy

        Oyuncular: Adam Sandler, Ellen Barkin, Dustin Hoffman, Steve Buscemi, Method Man

        Süre: 98 dk.

        Yapım yılı: 2014

        40. YILA ÖZEL VERSİYON

        Günümüzde birçok seri üretime malzeme olan korku klasiği “Teksas Katliamı” (1974), ülkemizde ilk kez bu hafta vizyona giriyor. Bu başyapıtı perdede izleme deneyimini kaçırmamak şart!

        40. yıla özel restore edilmiş dijital kopyasıyla sinemalara konuk olacak eseri ‘Sinemaya yön veren filmler’ bölümümde ele almıştım.

        FİLMİN NOTU: 10

        Künye:

        Tesas Katliamı (The Texas Chain Saw Massacre)

        Yönetmen: Tobe Hooper

        Oyuncular: Marilyn Burns, Gunnar Hansen, Edwin Neal, Teri McMinn

        Süre: 84 dk.

        Yapım yılı: 1974

        KEREM AKÇA’NIN VİZYON FİLMLERİ İÇİN YILDIZ TABLOSU

        8 Saniye: 4

        Ali Kundilli: 1.6

        Asabiyim Ben (Relatos Salvajes): 5.5

        Bana Adını Sor: 5.3

        Bay Turner (Mr. Turner): 5.2

        Beni Sen Anlat: 1.9

        Bir Varmış Bir Yokmuş: 5.2

        Birdman: 5.9

        Bizim Hikaye: 2

        Büyük Gözler (Big Eyes): 5.4

        Chappie: 6.5

        Çarşı Pazar: 4

        Çekmeceler: 6

        Çekmeköy Underground: 4

        Danny Collins: 3.2

        Evim (Home): 4.2

        Fokus (Focus): 5.6

        Geronimo: 6.7

        Grinin Elli Tonu (Fifty Shades of Grey): 5.7

        Güvercin Uçuverdi: 2.7

        Havana’ya Dönüş (Retour à Ithaque): 3

        Hayatın Kendisi (Life Itself): 6.5

        Her Şeyin Teorisi (The Theory of Everything): 3.9

        İçimdeki İnsan: 3.5

        İkinci Bir Şans (En Chance Til): 5.3

        Jüpiter Yükseliyor (Jupiter Ascending): 4

        Keskin Nişancı (American Sniper): 3.5

        Kingsman: Gizli Servis (Kingsman: The Secret Service): 7.6

        Kocan Kadar Konuş: 5.7

        Köstebekgiller: Perili Orman: 1.9

        Kuralsız (Insurgent): 5.5

        Lazarus Etkisi (Lazarus Effect): 3.8

        Leviathan (Leviafan): 6.5

        Manda Yuvası: 2.7

        Mandıra Filozofu: İstanbul: 2.5

        Mommy: 7.5

        Mucize: 5.6

        Netekim Karakolu: 1

        Özgürlük Yürüyüşü (Selma): 4.2

        Pasolini: 3.7

        Prenses Kaguya Masalı (Kaguya Hime No Monogatari): 7.8

        Selam: Bahara Yolculuk: 1.9

        Seni Seviyorum Rio: 4

        Sihirli Orman (Into the Woods): 6.5

        Sindirella (Cinderella): 2.5

        Son Mektup: 3.5

        SüngerBob Kare Pantolon: 3.2

        Şeytanın Kapısında (At The Devil’s Door): 5.6

        The Gunman: 5

        The Imitation Game: 5.3

        Turist (Force Majeure): 7.3

        Unutma Beni (Still Alice): 5.2

        Whiplash: 4.9

        Yapışık Kardeşler: 1.5

        Yav He He: 0.6

        Yeni Dünya: 2.2

        Not: Yıldızlar, 10 üzerinden verilmektedir.

        Diğer Yazılar