Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “Seremoni” (1995), “Çıplak Ten” (1997), “Betty Fisher ve Diğer Öyküler” (2001), “Nedime” (2004) gibi sinema uyarlamalarıyla bilinen, gerilim romanı yazarı Ruth Rendell metnine en mesafeli yaklaşacak yönetmeni buluyor. Ozon’un “Yeni Kız Arkadaşım”ı, canlılıkla minimalizmi aynı potada eritip, tonuyla sivrilen bir ‘cinsel kimlik’ arayışı öyküsü... “Ölüm Korkusu”nu Almodóvar çekmiş izlenimi bırakan melodram örneği, 31 Temmuz haftasının en iyisi…

        Cinsel kimlik, aile, evlilik, ölüm gibi temalarla bilinen François Ozon, kariyerinde hep beklenmedik manevralar yapmayı seçmiştir. Bir bakmışsınız “Sitcom” (1998) gibi ‘camp’ ve ‘absürd’ öğelerle örülü metaforik bir orta sınıf ailesi hicvinden başyapıt çıkarmış. Bir bakmışsınız bir yazarın hayatına, ‘yaratıcılık süreci’ne odaklanan “Havuz”da (“La Piscine”, 2003) ‘ciddiyet’ ile ‘gizem’i ‘cinsel özgürlük’le taçlandırmış... Onu çekici kılan kariyerinin en üst noktasında duran bu iki şahane yapıtın zıt kutuplarda durmasıdır. İki tip filmde de kendi ‘eşcinsel ruh’unu hissettirmeden ‘ambalaj’ olarak vurgulamak esastır sanki…

        OZON’UN OLGUNLUK DÖNEMİNE YAKIŞAN BİR İŞ Mİ?

        “Evde” (“Dans La Maison”, 2012) ve “Ricky” (2009) de yönetmenin tabularından uzaklaştırıp fark yaratmaya sevk eden işlerdi, ama bunlar kadar kalıcı olmadı. “Veda Vakti” (“Le Temps Qui Reste”, 2005) ile olgunlaşma dönemine girmek Ozon’a yaramadı. “Angel” (2007), “Kadın İsterse” (“Potiche”, 2010) ve “Genç ve Güzel” (“Jeune et Jolie”, 2013) onun içindeki ‘ahlakçı baba’yı açığa çıkardı sanki. Artık fantastik öğelerin, cinsel özgürlüğün yanına yetişkinlere uygun hikayeler eklenmeye başladı.

        Açıkçası “Yeni Kız Arkadaşım” (“Une Nouvelle Amie”, 2014) da evliliğe olağandışı bakışını saklamayan bir eser. Matem duygusuyla ya da başka sebeplerle kendini kadın kılığında bulan bir adamın çevresinde alıyor soluğu. Romain Duris (David), biseksüel, travesti, trans kadın gibi tanımlarla anılmaya açık bir tiplemeyle, eski eşi Laura’nın arkadaşı Claire’e tutuluyor. Bu ‘yasak ilişki’ tanımı cüretkar olduğu kadar tutkulu da…

        DÖNÜŞÜM VE CİNSEL ETKİLEŞİM ÇOK SAHİCİ

        Aslında Duris’nin yaşadığı bu feminen değişim asla gizemli değil. Aksine eşcinsel bir yönetmenin cinsel kimlik arayışının, dönüşüm arzusunun şehvet yüklü, gerçekçi ve erotik dışavurumu... Arada kalmışlığın ölümle mi yoksa genel kurallarla mı olabileceği de David’in hayata tutunmasını sağlıyor aslında. “Yeni Kız Arkadaşım”, Ozon’un kendi ‘Glen/Glenda’sını, ‘Erwin/Elvira’sını, ‘Hedwig’ini, ‘Divine’ını yaratma çabası. Ed Wood, Rainer Werner Fassbinder, John Waters ve John Cameron Mitchell ile net bir bağ kurulduğu tartışılır. Ama film “Laurence Anyways” (2008) ile üvey kardeş gibi…

        Eşcinsel ruhlu yönetmenin her zaman karşımıza çıkardığı cinsel özgürlük ve cinsel kimlik meseleleri “Kızgın Taşlara Düşen Su Damlaları”ndan (“Les Gouttes d’Eau Sur Les Pierre Brulantes”, 2000) bu yana ilk kez bu kadar belirgin hale geliyor. Ahlakçı “Genç ve Güzel”in “Uyuyan Güzel”e (“Sleeping Beauty”, 2011) çelme takamadığı süreçte manidar bir inceleme devreye giriyor. Cinsel fanteziler, hayaller, çıplak bedenler ve daha fazlası araya fazlalık olmadan ince ince dahil ediliyor.

        Duris travestiliğin yamacındaki karakteri canlandırırken işi kitsch (bayağılık estetiği) noktalara götürmüyor, aksine fazlasıyla ciddi gözüküyor. “Havuz”daki lezbiyen gönderme gibi alttan alta değil tabi. Demoustier ve Duris’in etkileşimi çok hesaplı anlar barındırıyor. Arkadaşlık ile metreslik arasındaki ince çizgide, gözetleme, fantezi ve ötesini harekete geçiren bir yeni milenyum özgürlüğü canlanıyor.

        CANLILIK İLE MİNİMALİZM BİR ARADA

        Xavier Dolan’ın tam ekran çektiği camp, şık ve rengarenk başarısı, olgunluk eseri “Laurence Anyways”ine karşı tutunamayan eser dokunaklı bir travesti varoluşunu inceliyor. Renk skalasının çekiciliğine yüklenmeyip ahengi bozmuyor. Ama elindeki malzeme ve yarattıklarıyla anılmayı hak ediyor. Doğal renkleri kullanan sinematografinin, geceleri de ışığı diyaframdan içeri sızdırdığı görülüyor. Beyaz fazlaca öne çıkıp olan bitene zarar vermiyor.

        Fassbinder’in ilk döneminin tiyatro estetiğine “Kızgın Taşlara Düşen Su Damlaları” ile cevap veren Ozon, bu sefer Almodóvar’ın melodramlarıyla aynı tonda bir yapıt planlıyor. Douglas Sirk etkisinden üreyen “Annem Hakkında Her Şey” (“Todo Sobre Mi Madre”, 1999) benzeri bir ‘bol cinsel kimlikli’ yapı var. Ama cinsel kimlik tanımında kesinlikle bir durak yaratıyor. Ozon birçok eserinin üzerinde bir işe imza atıyor, canlılık ile dinamizmi bir araya getirme becerisi üst sınıf…

        ‘ÖLÜM KORKUSU’NU ALMODOVAR ÇEKMİŞ GİBİ

        Ruth Rendell’in Claude Chabrol’un elindeki basmakalıplığını asla tercih etmiyor. Hem de bu birliktelikten “Seremoni” (“La Cérémonie”, 1995) gibi belirleyici bir yapıt çıkmasına karşın… Ozon, yazarın gerilim içerikli kısa öyküsünü camp öğeler taşıyan bir melodram yaratmak için kullanıyor. Almodóvar’ın “Çıplak Ten” (“Carné Tremula”, 1997) uyarlamasındaki tutku tanımına daha yakın duruyor. Adeta metnin özündeki cinayeti, gerilimi törpülüyor.

        “Yeni Kız Arkadaşım”, Hitchcock’un “Ölüm Korkusu”nu (“Vertigo”, 1958) Almodóvar’ın çekmesiyle oluşabilecek durumu tatmamızı sağlıyor. LGBT sinemasında hatırı sayılır bir yere oturmamasına, Ozon’un filmografisinde sivrilmemesine karşın Ruth Rendell uyarlamaları içinde ayrıksı bir konuma yerleşiyor. David’i ise sinemanın trans kadın/travesti karakterleri arasına sokuyor.

        FİLMİN NOTU: 6.8

        Künye:

        Yeni Kız Arkadaşım (Une Nouvelle Amie)

        Yönetmen: François Ozon

        Oyuncular: Romain Duris, Anais Demoustier, Raphaël Personnaz, Isild Le Besco, Aurore Clément

        Süre: 108 dk.

        Yapım yılı: 2014

        Diğer Yazılar