Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        11 EYLÜL 2015 FİLMLERİ

        Her türlü rolün altından kalkabilecek Meryl Streep ile “Kuzuların Sessizliği”nin yönetmeni Jonathan Demme, ikinci kez bir araya geliyor… “Sıradışı Anne”de hedef yaşlı bir rock yıldızının bunalımını perdeye taşımak. Ama filmin tamamında bıkkınlık ve bitkinlik seyirciye geçiyor.

        Meryl Streep hangi filmde rol alsa Oscar’ın doğrudan rekabetçisi konumuna yerleşir. Onu bu seviyeye getirmek kolaydır. Ama bu sene “Sıradışı Anne”nin (“Ricki and the Flash”, 2015) vizyona girmesiyle beraber oyuncunun potansiyelinin iyi değerlendirilmediğini gördük. Aslında sürpriz değil. Zira Streep burada kariyerinin en kötü performansını veriyor.

        RUHSUZ, BIKKIN VE BİTİK

        Bazı filmler vardır. Yönetmeni kamera arkasında, oyuncuları kamera önünde o kadar bitkindir ki bütün olarak bu duyguyu size geçirirler. “Sıradışı Anne” de işte öyle eserlerden. “Kuzuların Sessizliği” (“Silence of the Lambs”, 1990) ile tanınan 73 yaşındaki Jonathan Demme, son dönemde TV’ye kaydı. Ama devreye girdiğinde “Mançuryalı Aday” (“The Manchurian Candidate”, 2004), “Rachel Evlendi” (“Rachel Getting Married”, 2008) gibi eserlerde yetkinliğini hissettirdi. Özellikle bunlardan ikincisi rejisörün en iyilerindendi…

        Sinemayı sevdiğine şüphe yok. Ama burada karelerinden müzik girişlerine, oyuncu yönetiminden kurgu idaresine kadar her şeyde bir ruhsuzluk var. Kanser teşhisi konulan yönetmenin bitikliği, belki hayata küsmesi ve hareketsiz kalması filme doğrudan etki ediyor. Refleksler yerini yönetmen koltuğunda durma azmine bırakıyor sanki.

        STREEP ŞAŞKIN BAKIŞLAR ATARKEN İNANDIRICI DURMUYOR

        65’ini geçen Streep’in her sene iki filmde oynamaktan sıkılması da buna ekleniyor. Bu sayede yapım aşamasındaki bitkinliği hissettiren seyir süreci sadece 97 dakika olmasıyla ‘neyse ki’ dedirtiyor. Oyuncunun özellikle Ricki karakterini canlandırırken şaşkın bakışlar atmak, uzak olduğu duruma adapte olmak için çabalamak zorunda kaldığını, can çekiştiğini görmek çok acı.

        Bugüne değin genelde tarihi karakterleri başarı ile canlandıran Streep, “İlişki Durumu: Karmaşık” (“It’s Complicated”, 2009) ile ‘seks arkadaşlığı’nda da kalitesini kanıtlayacağını göstermişti. “Aşk Yeniden” (“Hope Springs”, 2012) bu konuda samimi bir işti. Ama burada yine ‘genç ruhlu yaşlı kadın’ rolü ona ağır geliyor. Ya hazırlanma aşaması, ya reji zaafları, ya da uyumsuzluk projeyi baltalıyor.

        MUHAFAZAKAR SÖYLEM STÜDYOLARA YAKIŞIR

        “Sıradışı Anne”, “Juno” (2007), “Kana Susadım” (“Jennifer’s Body”, 2009), “Genç Yetişkin” (“Young Adult”, 2011) senaryolarıyla dikkat çeken Oscar’lı Diablo Cody’nin imzasıyla hatırlanacak. “Paradise” (2013) adlı bir filme de senarist-yönetmen olarak imza atan yaratıcı ciddiye alınmamıştı. Burada sanki Streep’in bu role seçilmesine engel olamamış gibi gözüküyor Cody.

        Onun çok sevdiği ötekileştirilen, güçlü kadın portrelerinden biri daha var. Ama ‘Ricki Rosas’a selam çakmak dışında bir şey yapılmıyor. Streep, Kline’ın de umursamazlığıyla dengelenince ne aşk ne de müzik bize tesir ediyor. Aile bağlarını kuvvetlendiren muhafazakar söylem stüdyolara çok yakışıyor. Ciddi filmlere alışık Demme içinse son dönemde revaçta olan ‘dramedi’ melez türüne girmek, kariyerinin en kötü filmlerinden birine imza atmak anlamına geliyor. Zaten onu bu projeye getirmek baştan hata gibi…

        FİLMİN NOTU: 3.5

        Künye:

        Sıradışı Anne (Ricki and the Flash)

        Yönetmen: Jonathan Demme

        Oyuncular: Meryl Streep, Kevin Kline, Rick Springfield, Joe Vitale

        Süre: 97 Dk.

        Yapım Yılı: 2015

        WENDERS’İN YÜZ KARASI

        Reji koltuğunda Yol Üçlemesi ve “Paris, Texas”la anacağımız Alman sinemasının ustalarından biri var. Ama bazen para kazanmak için mi, acele kararlardan mı bilinmez “Her Şey Yolunda” gibi tuhaf projelere girebiliyor. 71 yaşındaki Wim Wenders, bu ‘trash 3D film’ (üç boyutlu çöp film) ile Ed Wood’u hatırlatarak kariyerinin en zayıf halkasına imza atıyor.

        Wim Wenders’in “Sırlar Oteli” (“The Million Dollar Hotel”, 2000) ve “Kapımı Çalma Sakın” (“Don’t Come Knocking”, 2005) gibi başarılı İngilizce filmleri var. Klasikleşen “Paris, Texas”tan (1984) bu yana yönetmenin bu dilde yabancılaşmadığını biliyoruz. Bunun yanında “Pina”yı (2011) bir üç boyutlu belgeseli de beceriyle çekti.

        Ancak Bjørn Olaf Johannessen’in senaryosundan uyarlanan bu çocuk kaçırma/cinayet araştırma filminde fena halde tökezliyor üstat. Zamanının geçtiğini kanıtlayan “Bolluk Ülkesi” (“Land of Plenty”, 2004) ve “Palermo’da Yüzleşme” (“Palermo Shooting”, 2008) benzeri bir özensizlikle çıkageliyor.

        ED WOOD FİLMLERİNDEN HALLİCE

        Onun kariyerinde 2015 vizyonunda “Toprağın Tuzu”nun (“Salt of the Earth”, 2014) ardından dip noktayı ikinci defa görüyoruz. “Her Şey Yolunda” (“Everything Will Be Fine”, 2015), İskandinavya doğasında ya da karlı bir coğrafyada geçiyor. Çocuğunu kaybeden bir yazarın ‘bunalımlı ruh hali’ni ele alıyor. Açıkçası kağıt üstündeki öznel dünya fazlasıyla ‘bulanık’ olunca bir şeyler görmek de imkansızlaşıyor.

        Çöp (trash) kralı Ed Wood’un filmlerinden hallice bir yapıt bizi bekliyor. James Franco’nun varlığı bu bayağılığı besleyince Rachel McAdams ve Charlotte Gainsbourg’un da eli kolu bağlanıyor. Zaten buharlı ya da dumanlı atmosfer öylesine belirsizlik taşıyor ki, Gaspar Noé filmlerinden bilinen görüntü yönetmeni Benoît Debie’nin herhangi bir katkı vermesi imkansızlaşıyor.

        Besteci Alexandre Desplat tek ayakta duran isme dönüşürken belgesel kurgucusu Toni Froschhammer her şeyin tuzu biberi oluyor. “Her Şey Yolunda”, Wenders’in “Palermo’da Yüzleşme”yle birlikte en kötü eseri şüphesiz… Üç boyut teknolojisini kullanayım derken sürpriz sonlu bir ‘çöp film’e imza atan Coppola’nın “Twixt”inden (2011) aşağı kalmamak için üretilmiş gibi.

        FİLMİN NOTU: 1.9

        Künye:

        Her Şey Yolunda (Everything Will Be Fine)

        Yönetmen: Wim Wenders

        Oyuncular: James Franco, Rachel McAdams, Peter Stormare, Charlotte Gainsbourg

        Süre: 108 dk.

        Yapım yılı: 2015

        KEREM AKÇA’NIN VİZYON FİLMLERİ İÇİN YILDIZ TABLOSU

        13 Günah (13 Sins): 4.9

        Aç Kalpler (Hungry Hearts): 8.1

        American Ultra: 3.8

        Aşk ve Merhamet (Love and Mercy): 6.9

        Aşkın Ritmi (We Are Your Friends): 5.4

        Beden (Cialo): 5.1

        Ben Kimim (Who Am I): 6.2

        Darbe: 2.7

        Deccal: 3.4

        Dünyanın Sonu (Afflicted): 4

        Eski Sevgiliyi Unutmanın 10 Yolu: 0.9

        Fant4stik (Fant4stic): 3

        Geçmişin Laneti (Visions): 3

        Geçmişten Gelen (The Gift): 2.9

        Hayallerimdeki Kadın (Manglehorn): 2.8

        Hitman: Ajan 47 (Hitman: Agent 47): 2.2

        İki Aşk Arasında (How To Make Love Like An Englishman): 3.4

        İnsanlıktan Uzakta (Loin des Hommes): 5.5

        Kaçış Yok (No Escape): 2.5

        Kağıttan Kentler (Paper Towns): 6.5

        Kod Adı: U.N.C.L.E. (The Man from Uncle): 5.5

        Krallar Kulübü: 1.5

        Lanet II (Sinister 2): 4.5

        Merdiven Baba: 4

        Minyonlar (Minions): 5.2

        Mission: Impossible – Rogue Nation: 4.5

        Pixels: 6.8

        Self/Less: 3.7

        Siccin 2: 5

        Son Şans (Southpaw): 6.5

        Şeytanın Gözleri (Starry Eyes): 5.5

        Tatil Zamanı (Vacation): 3.5

        Üç Harfliler 2: Hablis: 4

        Vahşet Geçidi (Lemon Tree Passage): 2.9

        Victoria: 6.5

        Yeni Kız Arkadaşım (Une Nouvelle Amie): 6.8

        Yüzündeki Sır (Phoenix): 6.9

        Not: Yıldızlar, 10 üzerinden verilmektedir.

        Diğer Yazılar