Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        69. Cannes Film Festivali’nde dün “Julieta”, “Personal Shopper” ve “Aquarius”ın gala günüydü. Bunlardan ikincisinin basın gösteriminde yuhalanması aslında Cannes kitlesinin tutuculuğunu ortaya koydu. Zira Assayas’nın ayrıksı bir ‘hayalet filmi’ne imza atması böylesi bir tepkiye yol açabiliyor. Ama her üç eser de kendi dünyalarını kurarken güçlü kadın karakterlerle ve başarılı başrol performanslarıyla dikkat çektiler.

        Brezilya’dan, Fransa’dan ve İspanya’dan genç veya orta yaşlı kadınlar... Almodovar ve Assayas, şüphesiz kadın karakterleri anlatma konusunda ihtisas yapmış isimler. “Personal Shopper” ve “Julieta” onların geleneklerini karşımıza çıkarıyor. “Aquarius”ta ise kentsel dönüşüme yenik düşecek 40’lardan kalma bir ev ile özdeşleştirilen yaşlanmış bir kadının üzerine gidiyoruz.

        ALMODOVAR VE KRISTEN STEWART

        Aslında her üçü de büyük oranda kendi hedeflerini tutturan işler. Almodovar, matem acısı çeken bir yazarı ele alırken, “Kırık Kucaklaşmalar” (“Los Abrazos Rotos”, 2009) kadar becerikli olmasa da onun etrafındaki melodramatik öğeleri iyi kullanıyor. Yan karakterlerde de, renklerde de bir sıkıntı yok. ‘Pembe dizi estetiği’ eşliğinde olup bitenle iç içe geçiyoruz.

        “Personal Shopper”da ikiz kardeşini kaybeden Maureen’in (Kristen Stewart) başına gelenler ise isimsiz bir kişiden Whatsapp mesajlarının gelmesiyle ‘gizem’li hale geliyor. Assayas’nın klasik el-omuz kamerası ve sıçramalı kurguyla ilerleyen Godard destekli bir anlayışı var. Etraftaki tiplemelerle birlikte aslında hafif yapay durmayı bilinçli yapan bir ‘rüya’ tasviri görüyoruz.

        .

        AYAKLARI ÜZERİNDE DURAN KADINLAR

        “Aquarius”ta ise Sonia Braga’nın etrafındakileri görerek kabuklarından çıkması, aralarda süzülen bir kameradan destek alıyor. Zamanla kendini seks sahnelerine veren bir tipleme görüyoruz. 65’likken 20’liklerle bir araya geliyor, onlara dair düşlere ve flashbacklere giriyor.

        Her üç kadın karakter de aslında kendi dünyasını kurmuş, ayakları üzerinde duran, kimliğini oturtmuş tiplemeler. Yarışmanın genel ruh haline de uyuyorlar. Bunlar arasında en özgün denemeyi Assayas yapmış. Kendi kariyerinde aman aman bir noktaya ulaşamayan, sadece iki eli yüzü düzgün film (“Irma Vep”, “Clean”) veren bir yönetmen kendisi.

        SONIA BRAGA, CİNSEL ETKİLEŞİM VE ÖTESİ

        Stewart’ın karşısına ha çıktı ha çıkacak denen bir yakının vefatıyla ilgili hayaletler net bir korku filmine malzeme ediliyor. Bu da aslında “Tiksinti” (“Repulsion”, 1965) ile “Üç Gün İçinde Öleceksin” (“In 3 Tagen Bist Du Tot”, 2006) arasında kendine özgün bir yer arıyor. Bütün karakterlerin geçmişle ilgili sorunları var. Julieta, bunları yazarak, yaratarak bertaraf ediyor. Stewart ise Whatssapp mesajlarının yol açtığı bir çeşit alışveriş kültürü eleştirisine alan açıyor.

        66’sına gelen Sonia Braga’nın aslında en beklenmedik hallerini görüyoruz. İkinci uzun metrajını da bir apartmanda çeken Kleber Mendonça Filho, epizodik anlatıda önce bir girizgah, ardından ilişkisel erozyon ve en son kanserle donatıyor etrafımızı. Ama bunların orta yaşlı kadından beklenen iyimserliğe ulaştığı söylenemez. Bir anda genç biriyle cinsel ilişkiye girmek, ‘kanserim bu!’ deyip bir torbayı birilerine atmak derken seyircinin beklentileriyle derdi var filmin.

        DİKKATE DEĞER FİLMLER

        “Personal Shopper” da tipik atmosfer filmi gibi ilerleyip gotik korku filmleriyle akrabalık kurmuyor. Aşırı konformist karakterin, kişisel alışveriş uzmanının bir şey yapma arzusunu ortada bırakıyor. “Julieta’nın” ise diğer Almodovar filmlerinden kopyalanmış gibi hali var, bu sebeple yaşattıklarıyla ufuk açıcı olmuyor. Onun kariyerinde alt sıralara yerleşiyor.

        Yarışmadaki kadın temsilleri genelde çok boyutlu. Brezilya’da Sonia Braga önderliğinde kentsel dönüşüm ve orta yaşlı kadın varoluşu “Gloria”ya (2013) kardeş bir film getiriyor. Julieta’nın (Emma Suarez) Almodovar dünyasına aidiyeti, Kristen Stewart’ın ise cesaretiyle Catherine Deneuve’ün veliahtı olma çabası gayrete değer. Bu üç isim Altın Palmiye için kadın oyuncu yarışında Ruth Negga (“Loving”), Sandra Hüller (“Toni Erdmann”), Sasha Lane (“American Honey”) ve Marion Cotillard’ın (“From The Land of the Moon”) yanına eklenebilir.

        KEREM AKÇA’NIN 69. CANNES FİLM FESTİVALİ YARIŞMASI İÇİN YILDIZ TABLOSU

        AQUARIUS: 5.6

        AMERICAN HONEY: 6.7

        I, DANIEL BLAKE: 3

        IN THE LAND OF THE MOON: 2.2

        JULIETA: 5.9

        LOVING: 5.5

        PATERSON 7.4

        PERSONAL SHOPPER: 6

        SIERANEVADA: 4.5

        SLACK BAY: 5.2

        STAYING VERTICAL: 2

        THE HANDMAIDEN: 4.5

        TONI ERDMANN: 3.1

        Not: Yıldızlar, festival boyunca güncellenecektir.

        Diğer Yazılar