Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ‘En İyi Görsel Efekt’ Oscar’ına adaylığı şaşırtmayacak olsa da, serinin en tatsız tuzsuz ürünü... “X-Men: Apocalypse”, belki de “X-Men: Geçmiş Günler Gelecek”in yükselttiği çıtanın altında eziliyor. Serinin beklentiyi arttırmasından mı bilinmez, ama sadece Quicksilver, Mystique, Nightcrawler ve Beast’in varlığıyla tatmin ediyor. Özellikle En Sabah Nur hayal kırıklığı. Ülkemizde 10 günde ‘en çok izlenen X-Men filmi’ koltuğunu ele geçiren yapıt, vizyonda izlenebilir.

        2014’te X-Men dünyasının farklı bir boyutu açığa çıkmıştı. “X-Men: Geçmiş Günler Gelecek” (“X-Men: Days of Future Past”), popüler seriye özgün bir eklemeydi. Seri üretim olarak belki de bir serinin görebileceği en zeki filmlerdendi, Hollywood için sersemletici bir hamleydi. 1973’te savaşla ilgili kararları değiştirebilecek mutantların devreye girmesiyle heyecan yaratan melez bir zaman yolculuğu filmiydi.

        BÜTÜN ÇEKİCİLİĞİNİ KAYBETMİŞ

        Ön bölüm “X-Men: Birinci Sınıf”ta (“X-Men: First Class”, 2011) ilk kuşağın geçmişini görmemizin ardından, onun arkasına yerleşen bir başka akıllı eylem planı iz bıraktı. Ama 2014’teki devam filminin siyasi tarafı ve esnekliği, “X: Men Apocalypse”te (2016) ilk mutant En Sabah Nur’un (ya da Apocalypse) “Hellraiser”ın (1987) başlangıcı gibi ultra oryantalist Mısır girişiyle yıkılıyor. Kıyamet alameti olarak beliren bu ‘Ortadoğu’yu temsil eden adam’, adeta odun gibi... İlk mutant, ağzından dökülenlerle de fazla ilkel ve en az Frankenstein kadar hantal duruyor. Günümüzün X-Men filmlerinde iyi-kötü ayrımını yıkan çekişmeye karşı çıkıyor.

        Oscar Isaac ona can verirken çok başarılı o ayrı mesele. Ama Singer’ın buradaki ‘devam filmi’ hamlesi tatsız tuzsuz... Hiçbir heyecan yok. Gittikçe her şeyin efekte vurduğu bir düşünce yapısının karşılığını, bayatlığını seyir boyu hissediyoruz. Bu durum karşısında 144 dakikaya kapılıp gitmek mümkün olmuyor. Aksine rahatsız eden detaylara dikkat etmeye başlıyoruz. Buna paralel olarak En Sabah Nur’un etrafına topladığı müritlerinin az olması da göze batıyor.

        NE TURNER, NE SHERIDAN, NE DE SHIPP

        Ama Powell-Pressburger ikilisinin başyapıtı “Aşk ve Ölüm”den (“A Matter of Life and Death”, 1946) bu yana sinema tarihinde yer bulmaya başlayan unutulmaz ‘zaman durdurma sekansları’na Quicksilver’ın lezzetli girişi ile bir tane de burada ekleniyor. O defalarca izlenmek istenen an zihinlerden çıkmayacak. Buna nice özenli ve kışkırtıcı görsel efekti de ekleyebiliriz. Bu konuda bütçeyi çarçur etmeyen akıllı kullanımlar, filmin ‘En İyi Görsel Efekt’ Oscar’ı adaylığı için tehditkar durmasını sağlıyor. Bunun ötesinde ne Jean Grey için Sophie Turner, ne Cyclops için Tye Sheridan, ne Storm için Alexandra Shipp’in varlıkları X-Men mitine seviye atlatıyor. Bu isimler, tiplemelerin yetişkin hallerini düşününce fazlasıyla ‘silik’ duruyorlar. Belki de ön bölüm üçlemesinde 2000-2006 arası seride öne çıkmayan karakterlerin ‘çekici’ olabileceği ispatlanıyor.

        Magneto’nun zaman yolcuğu olsun diye Nazi döneminin toplama kampı zindanlarına ya da tellerine taşındığı anlar ‘her şeyi de sömürdünüz!’ dedirtiyor. “X-Men: Apocalypse”, B-tipi ve trash (çöp) Wolverine yan bölümlerinden (spin-off) değil. Efektleri, prodüksiyon kalitesi, aksiyonu ve şaşaası ile oyalıyor. Ama bunun ötesinde taze tatlar içermiyor. Öylesine tüketilip kenara atılıyor.

        DERME ÇATMA BİR ARA BÖLÜM GİBİ

        Hem siyaseten hem de cüsse olarak külüstür kötü adama karşı birleşmenin de bir anlamı, bir inandırıcılığı kalmıyor bu sayede. Nightcrawler, Quicksilver, Mystique, Beast tiplemelerinin sahne almasını istiyoruz bolca. Ama mutantlar okulunun geçmişine dair çatışmanın daha akıllı, politik ve bağdaştırıcı olmasını beklerdik. Xavier’nin bir anda odasına tıkılmasıyla ortaya çıkan ‘süper kahramanlar için Hogwarts’ın arkasında bir yaratıcılık emaresi yok. “X-Men” (2000) ve “X2” (2003) bu konuda daha akılda kalıcı sekanslar sunmuştu.

        Senarist Simon Kinberg, Fox ve Bryan Singer, her şeyi kolaya getirmiş, adeta ‘Apocalypse’i bir ara bölüm olarak tasarlamışlar. Wolverine sürprizi ‘heyecan çığlıkları’ ile değil, ‘yine mi geri döndü!’ tepkisiyle karşılanıyor. Yeni şeyler eklemeyen seri üretim, ister istemez 3D olmadan izlenirse kolaylıkla unutulacak gibi gözüküyor. ‘X’ dünyasında gerilere yerleşiyor.

        Beş sene önceki ön bölüm sayesinde bir çeşit yeni sürüm kafasıyla her şey sıfırdan başlamıştı. 2011’de ‘Nükleer Savaş’ın, 2014’te ‘Vietnam Savaşı’nın X-Men’inin ardından bu film, Reagan döneminin ürünü olmakta veya 80’lerin dokusunu değerlendirmekte ne kadar başarılı tartışılır. “X-Men: Apocalypse”, elbette birçok çizgi roman uyarlamasının, süper kahraman filminin üzerinde (“Batman v Superman” gibi). Ama tarihi fon bu kez çekici bir arka plana dönüşmüyor, aksine ilkellik katkısı veriyor.

        FİLMİN NOTU: 5.4

        Künye:

        X-Men: Apocalypse

        Yönetmen: Bryan Singer

        Oyuncular: Michael Fassbender, Oscar Isaac, James McAvoy, Nicholas Hoult, Jennifer Lawrence, Evan Peters, Rose Bryne, Sophie Turner

        Süre: 144 dk.

        Yapım yılı: 2016

        Diğer Yazılar