Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kalite olarak Amerikan filmlerinin damga vurduğu Altın Aslan yarışmasında zafere de İngilizce bir film ulaşacak mı? Kadın ağırlıklı jüri nasıl bir karar alacak? İki belgesele ilgi ne düzeyde olacak? 73. Venedik Film Festivali’nin ödülleri bu gece Sala Grande’de sahiplerini buluyor. İşte tahminlerim ve temennilerim…

        Venedik Film Festivali belki de ödüllerin hakkaniyetli dağıtılmasına en elverişli A-tipi festival. Yeri geldiğinde Roy Andersson’un da, Aleksandr Sokurov’un da, Sofia Coppola’nın da, Ang Lee’nin de bileğinin hakkıyla zafere ulaştığını görebiliyoruz. Zvyagintsev, Maoz ve Vigas gibi ilk filminde ağırlığını hissettiren isimler Altın Aslan’ı alabiliyor. Seçkiler tartışılsa da son noktanın iyi konması bu falsoyu unutturuyor çoğu kez.

        ‘JACKIE’ VE ‘NOCTURNAL ANIMALS’ BİR ADIM ÖNDE

        Bu sene sekiz İngilizce, üç İtalyanca film yarıştı. Hollywood örnekleri daha bir baskındı. Bir kısmı ortak yapım olan bu eserler arasındaki rekabet dikkat çekici... Pablo Larrain’in gövde gösterisi yaptığı İngilizce “Jackie”, kadın ağırlıklı jürinin en çok üzerine basacağı iş olabilir. Jacqueline Kennedy’nin, kocasının ölmesiyle içine girdiği bunalımlı dönemi paranoyayla ve grotesk öğelerle geren benzersiz bir dünyayla unutulmaz hale getirmek kolay iş değil.

        “Nocturnal Animals”da sanat galerisi sahibi bir kadının bilinçaltından akan ‘meta-film’ örgüsü var. Final tartışmalı evet, ama metin çok başarılı ve katmanlı. “Arrival”da uzaylı istilası filmine belki de “Mesaj” (“Contact”, 1997) kadar dingin, “Hayat Ağacı” (“The Tree of Life”, 2011) kadar hipnotik bakabilen, yeni bir işaret dilini keşfe çıkan eser ödüllendirilebilir. Hollandalı bir yönetmenin imzasını taşıyan feminist western “Brimstone” TV grameriyle çekilmiş. Aslında “The Bad Batch” ile de akraba…

        Ama ikincisi yamyam filmine kayıp, bu alt türün etrafına yerleşen türleri ‘korku’ ve ‘bilimkurgu’ olarak belirliyor. Ana Lily Amirpour’un işi, gerçek bir kült adayı. “Aşıklar Şehri” (“La La Land”) ise seçkinin en iyisi ama ziyade Oscar yolunda iddialı. Burada alacağı ödüllere kimsenin itirazı olamaz.

        USTALARDAN GÖVDE GÖSTERİSİ YAPAN VAR MI?

        Yabancı yönetmenin imzasını taşıyan bir Amerikan filminin zafer şansı hiç de düşük değil. Ama bu öngörüyü doğuran da gövde gösterisi yapan bir usta görmememiz. “Paradise”da (“Ray”, 2016) Konchalovsky, SS kamplarını bir ‘whodunit’ araştırmasına malzeme ediyor. Rus, Alman ve Fransız üç kişinin gözünden acı hayatlara siyah-beyaz bakmayı seçiyor. Tarkovsky sinematografisiyle Atom Egoyan formülünü uyguluyor.

        Wim Wenders, belki de kariyerinin en zayıf işlerinden birinde üç boyutu sömürürken “Frantz”de Ozon ‘fark yaratma’ arzusuyla yola çıkıp ipin ucunu kaçırmış. Siyah-beyaz dönem filmi nedense inandırıcı durmuyor. Yönetmenin beklenen dokunuşunu içermiyor. Terrence Malick’in “Voyage of Time”da bir gövde gösterisi yaptığı söylenemez. Ama “Spira Mirabilis” ile birlikte ‘belgesel’ olmasını Anderson ve Oppenheimer özelinde lehine çevirme ihtimali var.

        Açıkçası olumlu anlamda en şaşırtıcı filmi çıkaran, Fransız sinemasının yükselen değeri olarak görülen Stephane Brizé idi. “A Woman’s Life”da (“Une Vie”) tam ekranın dar alana sıkıştıran ölçek ve açı tercihlerini, şaşırtıcı bir aşk tanımıyla destekleyip büyüleyici hale getiriyor. Lav Diaz, yükselen ivmesini filminin süresinin kendisine göre kısa olmasını avantaja çevirebilir. Kusturica ise pek geçer not almadı.

        SÜRPRİZ ZAFER ÇIKAR MI?

        Sürpriz filmler, “El Cristo Ciego”, “El Cuidadano Illustre”, “Spira Mirabilis”, “Questi Giorni” ve “Piuma” yeterince iz bırakmadı. Genelde ‘ilk film’ havasını hissettirdiler. Oyuncu dallarında özellikle Natalie Portman, Amy Adams ve Judith Chemla ile Oscar Martinez, Guy Pearce, Michael Shannon ve Pierre Niney dikkat çekti. Yardımcı oyuncu kategorisi olmadığına göre Pearce ve Shannon hakkını alabilir.

        Genç yetenek olarak ise Luigi Fedele, Emilia Jones ve Suki Waterhouse öne çıktı. Açıkçası Amerikan filmlerinin etkisini hissettirdiği yarışma seçkisinde İtalyan filmleri ve sürpriz filmler seviyeyi düşürmekle meşguldü. “Toni Erdmann”dan sonra “The Distinguished Citizen” da ‘boyutsuz TV komedisi’ni yarışmaya sokup, İngilizce olmadıkları için ‘entelektüel’ ve ‘sanatkar’ duruyor. Böyle bir haletiruhiyenin hakim olduğu senede Marino Cohn-Gaston Duprat ikilisinin filmi sürpriz yapabilir. Bu durumda itiraz ederiz, ama şaşırmayız.

        KEREM AKÇA’YA GÖRE ÖDÜLLERİ KİM ALIR?

        Altın Aslan: Jackie

        Gümüş Aslan (En İyi Yönetmen): Denis Villeneuve (Arrival)

        Jüri Büyük Ödülü: Nocturnal Animals

        Jüri Özel Ödülü: Paradise

        En İyi Senaryo: A Woman’s Life

        En İyi Erkek Oyuncu: Oscar Martinez (The Distinguished Citizen)

        En İyi Kadın Oyuncu: Natalie Portman (Jackie)

        Genç Yetenek Ödülü: Emilia Jones (Brimstone)

        KEREM AKÇA’YA GÖRE ÖDÜLLERİ KİM ALMALI?

        Altın Palmiye: Aşıklar Şehri

        Gümüş Aslan (En İyi Yönetmen): Pablo Larrain (Jackie)

        Jüri Büyük Ödülü: Arrival

        Jüri Özel Ödülü: Paradise / A Woman’s Life

        En İyi Senaryo: Nocturnal Animals

        En İyi Erkek Oyuncu: Guy Pearce (Brimstone)

        En İyi Kadın Oyuncu: Natalie Portman (Jackie)

        Genç Yetenek Ödülü: Emilia Jones (Brimstone)

        KEREM AKÇA’YA GÖRE YARIŞMA FİLMLERİNİN SIRALAMASI

        1-Aşıklar Şehri

        2-Jackie

        3-Arrival

        4-Nocturnal Animals

        5-Paradise

        6-A Woman’s Life

        7-The Untamed

        8-The Bad Batch

        9-Questi Giorni

        10-Spira Mirabilis

        11-Hayat Işığım

        12-The Distinguished Citizen

        13-Voyage of Time

        14-Piuma

        15-Frantz

        16-The Blind Christ

        17-Brimstone

        18-The Beautiful Days of Aranjuez

        Diğer Yazılar