Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Gangster filminin alt türü olarak Jean-Pierre Melville’in “Le Samourai”si ile doğduğu bilinen kiralık katil filmi, burada Michael Mannesk stilize bir yapıyla doldurulmuş. 70’ler ve 80’lerdeki alt tür filmlerine ve Charles Bronson’a saygısı büyük olan Nicolas Winding Refn, o dönemlerden müziklerle ve karakterlerle sarmış dünyasını. Atmosfer konusunda ‘stilize’ bir tercih yaparken istismar filmi dokusunu da belli bölümlerde ‘kesintisiz şiddet sahnesi’ olarak karşımıza çıkarmış. “Drive”, araba tamirciliğinden dublörlüğe sürücülükten tetikçiliğe her türlü kimlik bozucu işi yapan bir karakterin gerçek anlamda varoluşsal bütünlenme çabasının hikayesi. Muhtemelen de Refn’in kariyerinin yönetmenlik anlamında zirve yaptığı yerlerden biri. Yönetmenin Michael Winner, Sam Peckinpah, Michael Mann gibi büyük suç filmi yönetmenleriyle aynı kalemde anılmasını sağlıyor. Drive’ı 36. Toronto Film Festivali’nde Ryan Gosling ve Nicolas Winding Refn’in de katıldığı Amerika prömiyerinde izledim.

        “The Mechanic” (1972), “The Stunt Man” (1980), “The Driver” (1978) gibi 70’li ve 80’li yıllarda çekilmiş ‘kiralık katil filmleri’nin ruhundan doğan bir yapıt. “Drive”, özünü “Le Samourai”den (1967) alan bu eserlerin muhtemelen Jean-Pierre Melville’in de memnun olacağı bir temsili. Zira burada Nicolas Winding Refn, çok sevdiği ‘karakter portresi’ güdüsünü canlandırdığı olağanüstü yapılardan biriyle daha karşımıza dikilmiş.

        Winner’a selam çakan Mann işi bir kiralık katil filmi

        “Korku X”de (“Fear X”, 2003) bir polisin varoluşunu hayallerle ve gizemle Lynchesk evrende canlandırdıktan sonra “Cennetin Kapısında”da (“Valhalla Rising”, 2009) milattan öncesinde sessiz ve asap bozucu bir şövalye hikayesini Tarkovsky’leştirmişti. “Bronson”da (2008) ise bir suçlunun portresini ‘hapishane filmi’nin içinde daha az stilize bir dokuya kavuşturmuştu. “Drive”, Michael Winner’a selamlar çakan Michael Mann usulü bir kiralık katil filmi getiriyor karşımıza.

        80’lerin unutulmaz müziklerinden bir tutam alıp o dönemden akrep işlemeli ceketli, John Travolta’yı andıran bir karakter kullanırken, yönetmenlik ve atmosfer konusunda 70’lere öykünmüş. Bronson’ı çok sevdiği açık olan Refn’in “The Mechanic”deki Charles Bronson’dan aldığı etki çok açık. Yeniden çevrimde onun yerine Jason Statham’ın layık görülmesine de üzülüyor olmalı.

        Şiddet sahnelerini istismar filmlerinden koparıp almış

        Zira burada Gosling’i çizerken araba tamircisi, sürücü, dublör, tetikçi, cani ve aşık gibi kavramları bir araya getirip dengeli bir suç patlaması yapıyor. İlk planda ‘ben işime bakarım gerisi önemli değil’ diyen karizmatik adamın plan sekansıyla bir süre ‘karanlık’ dünyasını izledikten sonra Michael Mann’in yönetmenliğiyle örülü estetiğe geçiş yapıyoruz.

        Müziğin yanında görüntü bindirme, erime efekti, renk filtreleri ve daha nice biçimci numarayla ilerleyen yapıtın bu dokuyu son derece cüretkar ‘kafa-kol kırma’ sahneleriyle bütünlendiği görülebiliyor. Refn, belli ki ‘istismar filmleri’nden feyz almış ve onların dokusunu içeriye yerleştirmiş. Kendi kiralık katil filminde yaratmak istediği de bu...

        Her şeye rağmen cinayet işlemekten zevk alan, duygusallığı da olan, asla çapkın değil ama kırıp da döken bir cani tablosu. Ryan Gosling’in yalnız yaşayan karakterinin asansörde aşık olduğu sevgilisini öptükten sonra zanlıyı öldürdüğü sahne de bu durumu özet geçiyor aslında. Onun hedefi onuruyla, gururuyla ve karizmasıyla duygusal dünyasını kalkındırmak, yaşayacağı parayı bulmak.

        Bir işitsel ve görsel şölen

        Refn’in burada müzik kullanımını da dahil edersek kariyerinin en üst iki noktasının “Korku X” ve “Cennetin Kapısında”nın aşamasına geldiği kesin. Hatta onların üzerinde olduğu kısımlar da var. Ancak ilk dönemindeki “Pusher” (1996) ve “Bleeder” (1999) gibi ‘kan ve el kamerası’ odaklı gangster filmlerinden sıyrılması her daim lehine işliyor. Kendini geliştirdiğini vurguluyor.

        Zira burada 2.35:1’de parlayan ve asla sönmeyen bir kiralık katil filmi var. Her daim onun portresiyle yozlaşmış mafya dünyasının bir portresini yarış arabalarının hız ve ses olgusuyla birlikte izliyoruz. “Drive”ın ses ve görüntü kullanımı o kadar çarpıcı ki bir süre sonra bir şova dönüşüyor.

        Künye:

        Drive

        Yönetmen: Nicolas Winding Refn

        Oyuncular: Ryan Gosling, Carey Mulligan, Albert Brooks, Ron Perlman, Oscar Isaac, Christina Hendricks

        Süre: 100 dk.

        Yapım Yılı: 2011

        keremakca@haberturk.com

        Diğer Yazılar