Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Sessiz sinemadaki fiziksel komedi geleneğini minimalist yönetmenlik ve masalsı dokunuşla harmanlayan Dominique Abel, Fiona Gordon ile Bruno Romy, burada da hayranlarını hayal kırıklığına uğratmıyor. Yönetmenlerin üçüncü filmi “Aşk Perisi”, bu duruşun ‘fantastik aşk’ konseptli versiyonu olarak bir yerlere not edilebilir. Zira gerçek anlamda dış dünyadan bihaber bir sınıfın sakarlıkları ve saflıkları arasındaki yolculuk, abartılar ve aykırılıklarla katıksız bir temsile kavuşturuluyor. Kusursuz çerçeve bütünlüğü de gerçek bir yönetmenlik gözü ve sinema ruhu yerleştiriyor filmin arkasına. Meraklısına “Aşk Perisi”, yarın üç salonda da olsa vizyona giriyor.

        Kişilikleri, yaklaşımları ve dünyalarıyla çığır açma sevdasında bir yönetmen üçlüsü. “L’Iceberg” (2005) ile “Rumba”nın (2008) ardından üçüncü filmlerine imza atan Dominique Abel-Fiona Gordon-Bruno Romy ekibi, burada da kendilerinden beklenen çılgınlığı gerçekleştiriyorlar. “Aşk Perisi” (“La Fée”, 2011), onların evrenine ‘fantastik aşk’ ya da ‘peri masalı’ dokunuşu olarak yolunu belirliyor. Hem de gerçek bir perinin izinde!

        Fiziksel komedi eğilimi, retro doku ve beynelmilel bir yönetmen üçlüsü

        Yönetmenler, can verdikleri baş karakterler ve imza koydukları senaryonun ışığında Charlie Chaplin, Buster Keaton ile Fransa’dan Jacques Tati’nin ‘kaba komedi’ (slapstick komedi) ya da ‘fiziksel komedi’ geleneğini kalkındırırken bir anlamda günümüzün ‘görsel derinlik’ini bünyelerine alıyorlar. Jim Jarmusch, Aki Karusmaki, Tsai Ming-Liang, Takeshi Kitano gibi minimalist absürt komedi mucidi yönetmenlerin işleri ile akrabalık kuruyorlar. Buradan da son derece ‘üzerine üzerine’ koyan bir üslupla çıkageliyorlar.

        Abel’in Belçikalı, Fiona’nın Avustralyalı, Romy’nin Fransız olması belli ki böylesi bir karmaşayı, olumlu bir aykırılığı beraberinde getiriyor. Zira burada yeşil, mavi, kırmızı gibi renklerin tonlarından üreyen ‘fantastik’ dünya bir hayli işlerken, dans ve performans koreografilerindeki ‘retro’ hava da tutuyor. Belki “Aşk Perisi”, “Rumba”ya göre daha fazla diyalog içeriyor. Ancak bununla doğru orantılı olarak daha yoğun bir görsel yeterliliğe de sahip.

        Peri masalı dediğin ‘peri’li olmaz mı?

        Öncelikle otel resepsiyonisti ile peri ve İngiliz turist arasındaki ilişkiden bir “Mystery Train” (1989) tadı almak mümkünken denizaltındaki performans-müzikal sahnesinin de Tsai Ming-Liang’ın “Delik”indeki (“Dong”, 1998) bayağılığı açığa çıkardığı hissedilebiliyor. Ancak bunların tamamı bir masalsı ya da çizgi romansı ambalajla sarılıyor. Yani Abel-Gordon-Romy’nin karakterleri ve dünyası; üzerinde değil altında yatanlarla, kurguyla değil kendi hareketleriyle yürüyen bir işlevselliğe sahip.

        Özellikle otelin çiziminden denizaltındaki sahnenin tasarımına, öpüşme sahnesinin absürtlüğünden kaba komedinin sınır tanımamasına kadar gerçek bir serbestlik yanlısı. Buradan da ‘fantastik fiziksel ve absürt komedi’ düşüncesinin kalıpları ‘peri’ ile de sarılıp daha uçuk hal alıyor. Bir bakıma ‘peri masalı’nın benliğini kimliksiz bir periden alırken kavram karmaşasının yıkılıp hicvedildiği anları birebir yaşıyoruz. Zaman zaman Fiona adıyla da hitap edilen bu karakterin işlevi, genel planlarda bile orta ölçekli objektifler kullanan yönetmenlerin yüksek ‘netlik’ amacıyla bize yansıtılıyor.

        Tati geleneğinin Jarmusch kamerasından Jeunet renkleriyle örülmüş versiyonu

        Zira burada arka planların, kostümlerin, akseusarların ve renklerin önemiyle tescillenen bir dolgunluk var. Aşka, heyecana aç, başka kültürlere, göç meselesine kapalı hafif muhafazakar bir sınıfsal durumun analizi yapılıyor. Rahatlıkla yönetmen üçlüsünün ‘perili aşk’ı olarak anılabilecek eser, arka projeksiyon tekniğinin retro halinden performansların uçukluğuna kadar da nice anılacak an bırakıyor yanımıza.

        Bir bakıma Tati’nin geleneğinin Jim Jarmusch’un kamerasından Jean-Pierre Jeunet’nin renkleriyle kavrulmuş bir vizyonunun sözünü veriyor bu eser. En azından bu ‘üçüncü film’in işlevi böylesi bir oluşuma sahip. Abel-Gordon-Romy’nin kamerasına da bu düşünce yapısı yakışıyor fazlasıyla...

        FİLMİN NOTU: 7

        Künye:

        Aşk Perisi (La Fée / The Fairy)

        Yönetmen: Dominique Abel, Fiona Gordon, Bruno Romy

        Oyuncular: Dominique Abel, Fiona Gordon, Bruno Romy, Philippe Martz

        Süre: 90 dk.

        Yapım Yılı: 2011

        keremakca@haberturk.com

        Diğer Yazılar