Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Isparta’da 3 Şubat'ta başlayan yoğun kar yağışı, çok geniş çaplı elektrik kesintilerine neden oldu. Elektrik kesintisi nedeniyle kombiler çalışmadı ve insanlar soğuk havada doğalgazlarını, ısıtıcılarını günlerce kullanamaz hale geldi.

        Ben bu yazıyı yazdığım dakikalarda hâlâ kesintiden etkilenen 113 bin abonenin 20 binine enerji verilememişti.

        Dün bölgeye giden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez halktan helallik istedi. Ellerinden geleni yaptıklarını söyledi.

        Bakanın bölgeye gidip çalışmaları denetlemesi elbette önemli fakat bu, insanların kış ortasında 3 gün boyunca perişan olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

        Ayrıca mesele sadece Isparta’daki durumdan ibaret olsaydı toplumsal tepki bu kadar büyümeyebilirdi.

        Son 10 gün içinde elektrik faturalarına yapılan fahiş zam oranı, İran’ın doğalgazı kesmesiyle sanayide çarkların durma noktasına gelmesi, İstanbul’da yoğun kar yağışı sonrası saatlerce yollarda ve uçakların içinde mahsur kalan insanlar derken bir de üstüne Isparta’daki enerji kesintisi...

        Alt yapı yatırımlarıyla övünen AK Parti yazdan beri ciddi bir afet sınavından geçiyor. Yaz aylarına yangınlar ve sel felaketleri damga vurmuştu. Kışa ise enerji krizi ile girdik.

        Yangın uçağımız neden yoktu, sel riski olan bölgeye neden imar izni verildi, doğalgaz depolarımız neden yetersiz kaldı, kar yağışında yollar neden açılamadı veya Isparta’da elektrik altyapısı neden yer altına alınmamıştı gibi soruların her biri “İktidar afetler karşısında yeterince hazırlıklı mı?” tartışmasını gündeme getiriyor.

        2023’e giderken AK Parti insanların gündelik hayatını doğrudan etkileyen bu tür sıkıntıların sandıkta bedelini ödemek istemiyorsa tedbir meselesini ciddiye almalı.

        Memlekete bir akşamlığına bahar geldi

        Memlekete bir akşamlığına bahar geldi
        0:00 / 0:00

        Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın Covid’e yakalandığı duyurulunca siyasetin içinden bir arkadaşım “Bak görürsün muhalefet liderleri geçmiş olsun mesajı yayınlayacak ve bu sayede politik atmosfer yumuşayacak” dedi.

        “Meral Hanım belki ama Kılıçdaroğlu yazmaz bence, keşke dediğin gibi olsa” dedim.

        Hepsi beni utandırdılar.

        Cumhurbaşkanı’nın da hepsine isimleriyle hitap ederek ayrı ayrı teşekkür etmesiyle nasıl da güzel bir atmosfer doğdu.

        Bir akşamlığına bahar geldi memlekete.

        Demek ki istediklerinde oluyormuş. Keşke kalıcı olsa...

        Bu vesile ile ben de Sayın Cumhurbaşkanı'na ve Eşi Emine Hanım'a acil şifalar dilerim.

        İmamoğlu aynı oyu tekrar alabilir mi?

        İmamoğlu aynı oyu tekrar alabilir mi?
        0:00 / 0:00

        Ekrem İmamoğlu Tele 1'de gazeteci Uğur Dündar'ın Demokrasi Arenası programına katılmış. “Bugün bir seçim olsa siz yine aynı farkla kazanacağınıza inanıyor musunuz? sorusuna; “Aynı farkla kazanmak beni üzer. Onun çok daha üstünde oy alacağımızı görüyorum. Onlar saldırdıkça fark açılıyor” demiş.

        Peki tekrar sandık kurulsa İmamoğlu sahiden 9 puan fark atabilir mi?

        Bu sorunun iki yanıtı var. Biri İmamoğlu’nun seçim sonrası çizdiği profille, ikincisi ise AK Parti’nin ona karşı izlediği politikalarla ilgili.

        Geçen bizim programda Elfin Tataroğlu önemli bir tespitte bulundu. “Ekrem İmamoğlu efsanesini AK Parti kendi elleriyle büyüttü. İlk seçimi iptal etmeselerdi, İmamoğlu’nu mağdur etmeselerdi AK Parti’yi 1 puanla geçmiş, pek de tanınmayan dolayısıyla kendisini ispatlamasını bekleyeceğimiz bir belediye başkanı olacaktı. Oysa 2. seçim sürecinde iktidara karşı mücadele etmiş ve büyük zafer kazanmış bir kahraman yarattılar” dedi.

        Çok doğru…

        Zaten o 9 puanlık farkın içinde haksızlığa karşı tepki veren AK Partililerin de oyları vardı. Hatta aradaki farkı açan asıl onlardı.

        Fakat bu gerçeği hem iktidar hem de İmamoğlu çok çabuk unuttu.

        Seçildikten sonra seküler elitler tarafından takdir edilmeyi önceleyen İmamoğlu, CHP tabanından ve gençlerden gelen desteğin sarhoşluğu ile sağ-muhafazakar kitleleri ihmal etti-ediyor.

        REKLAM

        AK Parti de kendi seçmeninin sandık kurulduğunda vicdanlı davrandığını, onlar İBB’ye yerli yersiz yüklendikçe İmamoğlu’na sempatinin arttığı gerçeğini unutuyor. Aynı hatayı tekrar ediyor.

        Hatta Balıkçı meselesinde olduğu gibi muhalif taban İmamoğlu’nu biraz eleştirecek olsa, iktidar tarafı onun iki katı eleştirerek karşıda safları sıklaştırıyor.

        Sorunun yanıtına gelecek olursak, İmamoğlu sağ seçmenin beklentilerini ve sosyal politika odaklı belediyeciliği ıskalamaya devam ederse tekrar 9 puan fark atamaz.

        Tabii AK Parti İmamoğlu’nu mağdur etmenin dozunu giderek arttırmazsa…

        Tansu Çiller parti kurar mı?

        Tansu Çiller parti kurar mı?
        0:00 / 0:00

        Dün Sözcü gazetesinden Ruhat Mengi’ye konuşan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eski Başbakan Tansu Çiller’e yeni bir parti kurdurmaya çalıştığını iddia etmiş. “Amaçları İYİ Parti’nin oylarını kırmak” demiş.

        Gazete de bu sözleri büyütüp kocaman manşet yapmış.

        Aslında Koray Aydın devamında Çiller’in siyasette şansının olmadığını da söylüyor fakat konu manşete çekilince epeyce büyüdü ve dün sosyal medyada da ciddi ciddi tartışıldı.

        Çiller’in avukatı bir açıklama yaparak iddiaların asılsız olduğunu söyledi.

        Velev ki Tansu Hanım’ın gönlünden böyle bir düşünce geçiyor olsun, siyasetten 20 yıl önce çekilmiş, aradan geçen sürede bir kaç protokol daveti dışında gözlerden uzak kalmış, yeni neslin hiç tanımadığı, eski neslin de özellikle ekonomi konusunda hayırla yad etmediği bir isim parti kursa etkisi ne olabilir ki?

        Koray Bey “Amaç İYİ Parti’nin oylarını bölmek” diyerek Çiller’e fazladan kredi vermiş.

        Diğer Yazılar