Putin'in mizah duygusu

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Ukrayna krizini görüşmek için gittiği Rusya'da Devlet Başkanı Vladimir Putin tarafından uzunca bir masanın öteki ucunda karşılanması, son günlerin en matrak diplomasi hamlesiydi.

Haliyle Macron hem Fransız hem de dünya medyasında alay konusu oldu.

İşin komik tarafı Macron’un da zokayı yutması. İçeri girince bir tuhaflık olduğunu fark edememiş mi? İnsan sandalyesini alıp “Biraz yakınınıza geleyim, böyle birbirimizi zor duyarız” falan der...

Peki Putin, Macron’a bu tuzağı neden kurdu?

Rusya ve Ukrayna arasındaki kriz derinleşirken, büyük fotoğrafta Putin ABD ile bilek güreşi yapıyor. “NATO’yu daha fazla genişletme, arka bahçemde iş çevirme” diyor.

Bu süreçte Avrupa’yı da pek kale aldığı söylenemez zira enerji meselesi ve ticari ilişkiler üzerinden başta Almanya olmak üzere Avrupa’yı zaten kendisine bağlamış durumda. Avrupa'nın doğalgaz ihtiyacının yüzde 50'sini Rusya karşılıyor.

Macron ise Ukrayna krizi büyüyünce durumdan vazife çıkarıp Avrupa’nın da bu rolü kendisine verdiğini düşünerek arabuluculuk rolüne soyundu. Zira Avrupa ve ABD, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a arabuluculuk payesi vermek istemiyor. Macron’un Rusya ve Ukrayna’yı bir araya getirme ihtimalini destekliyor.

Dahası Fransa içinde pek parlak günler geçirmeyen Macron’un nisanda yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde böyle bir başarıya ihtiyacı var.

Bu durumu gören Putin, uzun masa ve tokalaşmadan bitirdiği basın toplantısı ile bu oyunu bozdu.

Son yıllarda dünya liderleri arasında elindeki kartları en iyi kullanan lider Putin. Yaptığı hamlelerle Batı’daki rakiplerini âdeta parmağında oynatıyor.

Geçen hafta Dünya Olimpiyat Oyunları için gittiği Çin’de Şi Cinping ile yayınladıkları ortak deklarasyonla da eli iyice güçlendi.

Batı merkezli uluslararası sisteme ültimatom niteliğindeki o metin, tarih kitaplarına geçecek büyük bir dönüşümün habercisi olabilir.

Dünyadaki enerji krizinin de etkisiyle Putin kendisini her zamankinden güçlü hissediyor. Macron ile de dalgasını geçmekte beis görmüyor.

Aynı arabuluculuk girişimini önümüzdeki hafta Almanya Başbakanı Olaf Scholz da yapacak. Sholz da tıpkı Macron gibi önce Rusya, ardından Ukrayna’ya gidecek.

Peki Putin, Macron’a yaptığı muameleyi Sholz’a da yapar mı? Zannetmiyorum zira Almanya ile Rusya arasında Kuzey Akım 2 projesi üzerinden ciddi bir enerji anlaşması var.

Ukrayna'yı devre dışı bırakarak Baltık Denizi altından Almanya'ya uzanan Kuzey Akım 2 doğalgaz hattı, eylül ayında tamamlandı. 29 Aralık’tan itibaren pompalamaya hazır duruma getirildi. Ruhsatlandırılması ise henüz yapılmadı.

ABD, Rusya’ya bağımlılığı artıracağı için projeye karşı çıkıyor.

Ruhsat sürecinin yavaşlamasına tepki gösteren Rusya ise sonbahardan beri Kuzey Akımı 1 üzerinden Avrupa’ya gönderdiği gaz miktarını azalttı.

Avrupa Enerji Kurumu Başkanı Fatih Birol, yaptığı bir açıklamada Rusya'nın 'istese' tahminen yüzde 15 daha fazla doğalgaz gönderebileceğini söylemişti.

Bu kısıtlama Avrupa çapında doğalgaz stoklarının erimesine, dolayısıyla da fiyatların yükselmesine yol açtı.

Enerji meselesi nedeniyle Rusya ile arasını iyi tutmak isteyen Almanya, Ukrayna’ya silah yardımı yapma konusunda gönülsüz davrandığı için eleştiriliyor.

Hatta Ukrayna’ya silah göndermeyeceğini ancak 5 bin miğfer vereceğini duyurması epeyce dalga konusu oldu.

Alman Bild Gazetesi'ne konuşan Kiev Belediye Başkanı Vitali Klitschko, “Almanya bundan sonra ne yollayacak? Yastık mı?" diye dalga geçti.

İşte bütün bu karşılıklı hesaplaşmalar içinde arabuluculuk için şansı en az olan kişi kesinlikle Macron...

Türkiye de buna talip olduğunu açıkça beyan etti ama o kadar kolay değil. Zira Ukrayna Cumhurbaşkanı Başkanı Volodimir Zelenski, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın arabuluculuğuna son derece gönüllü, hatta buluşmanın İstanbul’da gerçekleşmesine de sıcak bakıyor. Fakat Putin Rusya sınırları dışındaki hiçbir alternatifi kabul etmiyor, Ukrayna ayağına gelsin istiyor.

Rusya Devlet Başkanı yakın zamanda Türkiye’ye gelecek.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin’i Zelenski ile buluşturmayı başarırsa bu tarihi bir adım olur. Fakat bunun Türkiye’yi güçlendireceğinin Batı kadar Rusya da farkında. Karşılığında S-400’lerin ikinci partisini veya İdlib konusunu masaya sürerse sürpriz olmaz.